1. HABERLER

  2. GÜNCEL MEDYA

  3. Ayar vermeye devam ediyor!
Ayar vermeye devam ediyor!

Ayar vermeye devam ediyor!

Haftalık Erzurum Güncel Gazetesinin yazarı, Kasım Ayar bu kezde Medyaya ayar verdi...

A+A-

Erzurum Güncel- İşte o yazı.... BELKİ DE YATACAK YERİMİZ YOK Epeydir aklımda biliyor musunuz? Böyle yazıp çiziyoruz da, birinin benim için, “Lan Kasım bir köşeye kurulmuşsun, ahkam kesip ayar veriyorsun da, size kim ayar verecek?” dediğini adım gibi biliyorum. Öyle ya; sütten çıkmış ak kaşık değil hiç kimse. Sanatçının, sporcunun, futbolcunun, siyasetçinin, teknokratın, bürokratın günahı sevabı var da medyanın, medya mensubunun, yazarın, çizerin yok mu? Var; hem de, okkalısından. Ulusalda yandaş medya, havuz medyası var da; yerelde yok mu? Yok desem; “hastir lan” diyeceksiniz; biliyorum. Esasında Güncel Medyada yazmaya başlarken, bir şeyi unutmuşum. “Çuvaldızı önce kendine batır” ilkesini. E, ne yapayım. Dedim ya biz de sütten çıkmış ak değiliz. Ama hatırlamakta bir erdemliktir. En azından o cesareti kendimde buluyorum. Bakalım kendini medya patronu gören Recep Kapucu’da aynı cesareti gösterip yayınlayacak mı göreceğiz. Yayınlarsan sana sadakatim daim olur Kapucu. Yayınlamazsan kibarca kapıyı göstermiş olursun; ben de “Eyvallah der” çeker giderim. Hani şu, Cumhur Reisin gemi-gemicik tarifi vardı ya yıllar önce; oradan hareketle medya-medyacık kıyaslaması geldi içimden. Bir kere, ulusalda yayın yapanlar medya ise; bizimkiler olsa olsa medyacıktır. Söyleyin bana Gazete sahipleri, Televizyoncular, Radyocular, İnternet habercileri. Hangimizin ekonomik özgürlüğü var; hangimiz bu anlamda unumuzu eleyip eleğimizi asmışız. Hesap kitap yapmadan haber yapabiliyor muyuz? İçi buram buram haber kokan kaç dosyayı rafa kaldırıp ta, birilerinin dümenine dokunmadık? Yahut kahvehane dedikodularını manşete taşıyıp, kimlerin günahına girmedik? Bu memlekette, ilk defa iki dönem üst üste Belediye Başkanlığı yapmış Zat-i Muhteremin, ruhsatsız inşaat yapılışına göz yumduğuna top yekûn kulak tıkamadık mı? O kadar garip gurabanın dişinden tırnağından artırarak ev sahibi olma hayalini yıkan soyguna seyirci kalmadık mı? Ya da bırakalım geçmişi; şu an bile kanunsuz kitapsız yapılan kim bilir ne kadar iş var da, görmezlikten gelip üç maymunu oynuyoruz. Bunların hepsi ne için; biliyor musunuz. Üç yüz, beş yüz liralık reklam parası için. Aslında kendimizi kandırmayalım. Ne reklamı? Kimin reklamı? Adam kibarca “bana dokunma, al şunu, sus pus ol” çemberine alıyor bizi. Biz de yiyoruz. Aslında yemiyoruz da; ufaktan yolumuzu buluyoruz işte. Ha, eğer o çember dışında bırakılıyorsak, sumen altında bekleyen dosyaları bir bir çıkartıp, kamu yararına deyip patlatıyoruz haberi. Ne zamana kadar? Ta ki, o mutluluk çemberine girene kadar, kendi tabirimizle çak babam çak. Biz buyuz işte. Bu kadar basite indirgenmişiz. Bir de mesleki yetersizlik var ki, onu hiç sormayın. Klavyenin iki tuşuna basmasını bilmez, bir bakıyorsun akşamdan sabaha sittir b..ktan bir haber sitesi kurmuş, ben de medya mensubuyum diye kendini ortalığa salmış olanlar var. Bunlar tabiri yerindeyse, pimi çekilmiş el bombaları. Çünkü adam, gazetecilik kisvesiyle tetikçiliğe soyunmuş, tetiği nerde, ne zaman, kime doğrultacağı, ya da kimin kucağında patlayacağı belli değil. Meydan boş ya; nasıl olsa at izi it izine karışmış. Soran yok, sorgulayan yok; “Kimsin ulan sen” diyen cemiyet yok. Hem nasıl desin ki; cemiyetin başındaki de aynı telden çalıyor, o da kendince yolunu bulmuş gidiyor. Sözün özü, al birimizi vur ötekisine. “Biz var ya biz; bizim belki de yatacak yerimiz yok.”

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.