1. HABERLER

  2. SİYASET

  3. Başbakan: Cesaretiniz Varsa Tunceli'ye Gidin
Başbakan: Cesaretiniz Varsa Tunceli'ye Gidin

Başbakan: Cesaretiniz Varsa Tunceli'ye Gidin

Başbakan Davutoğlu partisinin grup toplantısında kürsüyü yumruklayarak siyasilere seslendi: Cesaretiniz varsa Tunceli'ye gidin ben yüzyıl sonra da giderim.

A+A-

Erzurum Güncel- Başbakan Ahmet Davutoğlu partisinin grup toplantısında kendisinin Tunceli ziyaretini ve açıklamalarını eleştiren Devlet Bahçeli'ye ve diğer siyasilere seslendi. Bu sırada sinirlenip kürsüyü yumruklayarak konuşan Davutoğlu, "Cesaretiniz varsa Tunceli'ye gidin. Sizi içeri almazlar bu tutumlarınızdan dolayı. Ama ben 10 yıl sonra da 100 yıl sonra da gideceğim ama siz gidemezsiniz." dedi. BAHÇELİ'YE İHANET ÇIKIŞI Başbakan Davutoğlu, "Bahçeli ihanet kelimesini çok rahat kullanıyor kim kime ihanet ediyor. Milletin bir kesimine çıban ve ur olarak bakan eski Türkiye anlayışıdır. Gerçek milliyetçi ve gerçek MHP'liler bu anlayışı tek parti zihniyetini kabul etmez. İşte tüm bunlar olurken benim Tunceli ziyaretimi eleştiriyor. Gerçek liderlik milletin değerlerine sahip çıkmak." dedi. "CESARETENİZ VARSA TUNCELİ'YE GİDİN" Davutoğlu, "Bahçeli'nin bütün konuşmasını dinledim. Sayın Bahçeli ihanet kelimesini çok rahat kullanıyor. Kim kime ihanet ediyor? Dersim'de suçlu suçsuz kendi içinde değerlendirilir. 13 bin kişinin öldürüldüğü devlet kayıtlarına geçen şekliyle her tür silahın kullanıldığı bir vaka varsa, ondan 5-6 sene sonra aynı devlet zihniyeti eğer Bahçeli'nin lideri rahmetli Türkeş'i, Fethi Tevetoğlu'nu tabutluklara koymuşsa ve koyarken de devrin savcısı aynen bugün Bahçeli'nin tabiriyle ihanet içindelerdi demişse hangi zihniyete sahip çıkıyorsunuz sayın Bahçeli. Tek parti dönemine sahip çıkmak size mi kaldı? Tunceli ziyaretimi eleştiriyor. Siz bu uslupla Tunceli'ye gidebilirseniz gidin Cesaretiniz varsa gidin. Ama ben giderim. Ben orada söylediğimi her yerde söylerim. İşte size er meydanı söyleyebilirseniz söyleyin." ifadelerini kullandı. "CESARETİN VARSA GİT ORADA DA SÖYLE" Davutoğlu, "Bizim devlet anlayışımız millete hizmet edilir. Millet adam edilmez. Sayın Bahçeli'ye meydan okuyorum. Tunceli bu ülkenin bir parçası ve cesaretin varsa git bu hain, terörist sözlerini Tunceli'de söyle. Haydi git aynılarını söyle. Elaziz, Diyarbekir adları nasıl değiştiyse Dersim adı da öyle değişti." diye konuştu. GÜVENLİK REFORMU PAKETİYLE DEVRİM OLACAK Davutoğlu, "Güvenlik reformu kişinin özel hak ihlallerin önüne geçmeyi planladık. İç güvenlik reformunun hayata geçmesiyle vatandaşlarımızın günlük hayatlarında devrim olacak. Ayrıca vandallara karşı en etkili önlemleri alacağız. Ekonomik olarak Türkiye'nin dünyadaki büyük krizlerden etkilenmemesinin nedeni AK Parti kadrolarıdır." ifadelerini kullandı. İŞTE BAŞBAKAN AHMET DAVUTOĞLU'NUN AÇIKLAMALARINDAN SATIRBAŞLARI: "BİZ İSTİKRARIN SAVUNUCUSUYUZ" "Bir taraftan reform paketlerini sürdürürken diğer taraftan yoğun bir dış politika içinde olduk. Ekonomik istikrar temin edilmemişse piyasalar güven vermiyorsa siyasi istikrardan bahsedilemez. Biz makro ekonomik istikrarın da savunucusuyuz. "MİLLETTEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE ÇALIŞMALAR SÜRECEK" Cari açıklarda son 30 ayın en düşük rakamını yakaladık. Cari açığa yönelik aldığımız tedbirler sonuç vermiştir. Olumlu süreci kararlı politikalarımızla sürdüreceğiz. Biz milletten aldığımız güçle ekonomimizi de güçlendirmeye devam edeceğiz. "ARTIK DÜNYADAKİ EŞİTSİZLİK SİYASETİ SONA ERMELİ" Bizim siyasetimizin adı olacaksa bu vicdan siyaseti olacaktır. Türkiye siyaseti önümüzdeki yıllarda da dünya siyasetinin vicdanı olmayı sürdürecektir. Obama'ya Suriye ve Irak'taki durumu anlattık. Oralardaki insani krizleri anlattık. Artık dünyadaki eşitsizlik siyasetini tersine çevirme zamanı geldi. "İSMİMİZ BARIŞ İLE ANILIYOR" Filipinlere ziyaretimizin iki önemli boyutu vardı. Anlaşmalırımızı tanımlamak ve müslümanlar konusunda girişimlerde bulunmak. Dünyanın öbür köşesindeki müslümanların barış masasına oturmak istediğinde iki tarafında başvurduğu ülkenin başında Türkiye Cumhuriyeti geliyordu. Barış süreci de sayın Haydar Bek'e teslim edildi. Aslında bu Türkiye Cumhuriyeti ismin barış ve çözüm anlamına geldiğinin açık bir göstergesi. IRAK'LA ORTAK BAKANLAR KURULU TOPLANTISI Irak'a gittik. Irak hem kardeşimiz hem de en yakın stratejik ortağımızdır. Bağdat ziyaretinde detaylı görüşmelerimiz oldu. İnşallah Türkiye ile Irak arasında ilkinin 2009'da yaptığımız ortak bakanları kurulu toplantısını 24-25 Aralık 2014 tarihinde gerçekleştireceğiz. Irak'ı hep dost gördük. Hiç ayrım yapmadık. Irak'ta herkesin elinin altına koyduğu bir hükümetten en fazla da Türkiye memnun oldu. ESED BİZİ DİNLESEYDİ... Eğer Esed bizi dinleseydi şuan Halep Gaziantep arasında mülteciler değil hızlı tren gidip gelecekti. Bu bölgede medeniyet havzasını inşa etmek için çalıştık. Dört yıldır Halep'i havadan vuranlardan hesap sorulmalıdır. Suriye ve Irak'ı IŞİD benzeri yapılara terk etmeyeceğiz. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Bizim vatanımız bize yeter. Ama oraları da kendi kaderlerine terketmeyiz. "IŞİD'İ OLUŞTURAN ŞARTLAR ORTADAN KALKMADIKÇA..." Ekonomi üzerinden, sınırlara saygı göstererek, bütün Ortadoğu'nun birbirine entegre olmasını, birbirine bütünleşmesini istiyoruz. Rüyamız, hayalimiz bu. İşte Esad bizi dinleseydi Halep de böyle olacaktı. Refah içinde olacaktı. Yıkım içinde değil. IŞİD benzeri örgütlere karşı her yerde mücadele vermeye kararlıyız. IŞİD'i oluşturan şartlar ortadan kalkmadıkça IŞİD gider benzeri örgütler gelir. (Salondaki ziyaretçilerin N. Fazıl şiiri okuması üzerine) Sözler Üstad'a ait olunca kesmek doğru olmaz. Üstad'ı rahmetle anıyoruz onun doğusu bir gün doğacak. Kim ne derse desin. "KIBRIS SORUNUNDA 2004'TE OLDUĞU GİBİ İYİ NİYETLİYİZ" Kıbrıs'ın güneyinde Kıbrıs Türklerinin de hakkı olan alanlarda bu petrol ve doğalgaz arama yapmak isterlerse buna izin vermeyiz. Akdeniz bizim de denizimiz. Doğu Akdeniz'i kimse bize kapatamaz. Orada iki toplumlu barışı isterlerse 2004'te olduğu gibi iyi niyetimizi gösteririz. Müzakare masasından kalkmak sorunları çözmez. "DERSİM'E GİTTİM" Doğu Anadolu'da kongrelere katıldım. Ağrı ve Erzincan'a gittik. Erzincan-Sivas hızlı tren müjdesini verdik. Daha sonra Tunceli'ye geçtik. Hak muhammer Ali'nin sofrasına bizi davet edenlere buradan selam olsun, ben onlara bize kuçak açtıkları için teşekkür ediyorum. "KİMSENİN ACISI YARIŞTIRILMAZ" Kimsenin acısını kimseyle yarıştıramıyız. Allah bize bu milletin hakkını koruma görevi verdi. Bu kutsal görevi ayrımcılık yaparak nasıl kullanabiliriz. Bunun vebalini nasıl alabiliriz. Ayrımcılığı tırmandırmak isteyenlere hiçbir fırsat vermeyeceğiz. "DEVLET DİZ ÇÖKECEK" Alevi bir dede ile görüştük. Elimi öpmeye çalıştı, ben nasıl yaşlı adama elimi öptürürüm. Bu yakışırı mı? Orada hemen mukabele ettik, konuştuk. Kimse bizim önümüzde diz çökmeyecek. Amir olan millettir. Memur olan devlettir. Devlet diz çökecek. Millet diz çökmeyecek. Alevi gençlerle oturduk, konuştuk sohbet ettik, dertlerini dinledik. ÜNİVERSİTE VE KIŞLA MÜJDESİ İşte bu güzellikler hep Çözüm Süreci'nin meyveleri. Tunceli üniversitesinde konuştuk ,onlara orada müjde verdik. Kışla müze olacak. Üniversitenin adı değişecek. Bunlar için gereken tüm talimatları verdim. Oralar da buralar da bizim. Biz kardeşiz ve kardeşçe yaşamaya devam edeceğiz. Kesinlikle ayrımcılığa izin vermeyeceğiz. KILIÇDAROĞLU VE ELEŞTİRİ KONUSU Erzincan'da Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken önüme bir not getirildi. Kayınvalidesinin vefat haberi... O ana kadar zihnimde oluşturduğum konuşmayı değişitirdim. Taziye diledim. O dakikadan bu dakikaya kadar hepiniz şahitsiniz. Tunceli'ye gititm Üniversitede konuştum en ufak bir eleştiri getirmedim. Sayın Kılıçdaroğlu ile ilgili tek kelime sarfetmedim. AK Parti kongresinde siyasi konuşma yapacaktım ama tek bir kelime etmedim. Çünkü bizim için taziye azizdir. Sayın Kılıçdaroğlu'nu aradım. Konuştuk. Kendisine ve hanımefendiye taziyelerimi ilettim. Bu benim insani görevim lütufta bulunmuş değilim. Fakat daha sonra sayın Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine hakaret ederek devam ediyor olması beni derinden üzdü. Önüme Kılıçdaroğlu'nun Antalya konuşmasının getirdiler. Cevap vermek ister misiniz dedi arkadaşlarım. Hayır dedim, kim ne derse desin bizim kendi standartlarımız var. Başkalarının standartlarını ölçü almayız. Onun için de bugün de sayın Kılıçdaroğlu'na hiçbir şekidle cevap vermeyi düşünmüyorum. Dün de cenaze merasiminde yine ağır bir siyasi polemik yaptı. Doğrudan hakaretami ifadeler kullandı. Anne acısı yüreğimi yaktı diye sabahki ifadesini okudum. Anne acısını iki defa yaşadım ben. Muhterem eşlerine hürmeten bugün kendisinden bahsetmeyeceğim. MİT'İ BÖYLE ŞEYLERE KURBAN ETMEM Siyasilere çağrım var. Gelin üslubumuzu değiştirelim. Hangi şartlarda hangi kelimelerle eleştiri yapılacağına dair bir ahlaki standart koyalım. Sayın Kılıçdaroğlu'nun tutumuna bakacağım yarın Şanlıurfa'da gereken cevabı vereceğim. MİT bir devlet kurumu olarak milletin emrindedir. Doğrudan bana bağlı olarak talimat verirken hiçbir partiye karşı tutum talimatı vermem. Onların devlet ahlakı da bunu yaptırmaz. Ama dış güvenlik ile ilgili gerekleri yapar. 7 Şubat'ta MİT'e dönük operasyonun arkasında kimler varsa bu iddiaların arkasında da onlar var. Biz MİT'i böyle bir işbirliğine kurban etmeyiz. ''haberler''

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.