1. HABERLER

  2. GÜNCEL MEDYA

  3. Erdoğan: Edepsizlik, alçaklık, adilik
Erdoğan: Edepsizlik, alçaklık, adilik

Erdoğan: Edepsizlik, alçaklık, adilik

Esnaf ve sanatkardan çözüm sürecine destek isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika'da ki bir gazetenin yer verdiği bir haberi örnek göstererek sert konuştu. Erdoğan ' bu alçaklıktır, hainliktir, adiliktir' dedi

A+A-

Erzurum Güncel-

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim için Musul'da alıkonulan 49 can her şeyden önemlidir. Biz konuşurken son derece dikkatli davranmak zorundayız. çünkü biz mesuliyet makamındayız" dedi.

TESK 19. Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz 'İslami terör' diye bir kavramı asla ve asla hiçbir zaman kabul etmedik, kabul etmiyoruz. Zira İslam kelime itibariyle, kavram itibariyle 'Slim' yani barıştan tanımından türemiştir. Barış dini olan İslam'a kimse kalkıp da terörü yakıştıramaz. Böyle bir şey bizim dinimizde yok. 'Sünni terör', 'Şii terör' diye bir kavramı biz asla kabul etmedik. Biz bir defa mezhepçiliği reddeden bir dinin mensubuyuz. Bizim için aslolan İslam'dır.

Dinimizin bu konudaki hükümleri bellidir. İnsan canına kasteden her türlü illegal yapı bizim nazarımızda aynı derecede kötüdür. Biz 'Bir insanı katleden tüm insanlığı katletmiş gibidir' hükmünü veren bir dinin mensubuyuz. Bu noktada masum insanların canına kasteden örgütleri nasıl tensip ederiz" ifadelerini kullandı.

"TüRKİYE YALAN HABERLER KARŞISINDA DİZ çöKMEYECEK KADAR BüYüK BİR üLKEDİR"
Uluslararası medyada Türkiye aleyhine yapılan haberleri eleştiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu anda içeride ve dışarıda belli medya kuruluşlarının son derece sistemli şekilde Türkiye ile terörü aynı kefeye koyma çabası içinde olduklarını görüyoruz. ABD'deki bazı gazete ve televizyonlar, Avrupa'daki bazı yayın kuruluşları Türkiye içindeki malum medya kuruluşları elbirliğiyle koordinasyon içinde Türkiye'ye yönelik böyle bir saldırı başlatmışlar.

Dün uluslararası bir gazete benim ve Sayın Başbakanın Hacı Bayram Camii'nde namazdan çıkarken çekilmiş fotoğrafını kullanıyor. Altına da bir terör örgütünün o caminin bulunduğu bölgeden terörist devşirdiğini yazıyor. çok açık söylüyorum, bu en hafif tabiriyle edepsizliktir, alçaklıktır ve adiliktir. Türkiye'yi teröre göz yuman bir ülke gibi göstermek densizliktir. Yok Türkiye petrol alıyormuş, silah veriyormuş, hastanede yaralıları tedavi ediyormuş. Bunu defaatle Enerji Bakanım açıkladı da, biz de açıkladık. Böyle bir şey asla söz konusu değil. Biz Filistin'de olan yararlıları ülkemize aldık ve şu anda ülkemizde tedavi ediliyor. Daha da gelirse daha da alırız. Niye? Biz İsrail'in Filistin'deki saldırılarında yaralanmış olan, ayakları kopmuş, başlarından yaralanmış çocuk, kadın, erkek bunları almayıp da ne yapacaktık? Bizim bu hem insanı hem de vicdanı görevimizdir. Şu ana kadar bunu yaptık.

Yaklaşık 100'e yakın geldi, hepsinin tedavisi ülkemizde devam ediyor. Bu bizim tarihimizden, inancımızdan devşirdiğimiz, vicdanımızın sesine kulak verdiğimiz bir görevimizdir. Bu haberlerin nereden pompalandığını ve nereden yalan malzeme üretildiğini aslında biliyoruz. Türkiye bu algı operasyonlarına boyun eğmeyecek kadar büyük bir ülkedir. Bunu ifade etmek isterim. Türkiye böyle yalan haberler karşısında diz çökmeyecek, istikamet değiştirmeyecek kadar büyük bir ülkedir."

"BİZİM İçİN MUSUL'DA ALIKONULAN 49 CAN HER ŞEYDEN öNEMLİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'nda terör örgütü IŞİD tarafından alıkonulan 49 görevlinin durumuna ilişkin olarak ise, "Bizim için Musul'da alıkonulan 49 can her şeyden önemlidir. Biz konuşurken son derece dikkatli davranmak zorundayız. çünkü biz mesuliyet makamındayız. 49 canın hassasiyetini dikkate alarak konuşmak, o hassasiyetle hareket etmek zorundayız. İsteriz ki bu ülkenin medyası da ve siyaseti de aynı hassasiyeti taşısınlar. Ama üzülerek söylüyorum, taşınmadığını, 49 canın hayatını tehlikeye atarak, ihanet şebekelerinin dümenine su taşındığını görüyoruz. Bu ahlaksızca saldırı girişimlerinin tamamını boşa çıkaracağız" dedi.

"BM GENEL KURULU'NDA MUHATAPLARIMIZA çİRKİN ALGI OPERASYONUNU ANLATACAĞIM"
Pazar günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için New York'a gideceğini hatırlatan Erdoğan, "Orada hem genel kurulda hem görüşeceğimiz dünya liderleriyle, muhataplarımıza bu çirkin algı operasyonunu anlatacağız. Türkiye olarak hem içeride hem dışarıda her zaman yaşatmanın tarafında olduk, bundan sonra da her zaman yaşatmanın tarafında olacağız. Bu ülke ve bu millet her ne şekilde olursa olsun cana kıyanların, zalimlerin karşısında olmuştur, ebediyen olacaktır. Ben yaralı Filistinli kardeşlerimizi ziyaret ettiğimde, ayağı kopmuş yararlılarımızı gördüğümüzde, fakat o haliyle onların ortaya koyduğu tavrı gördüğümde, Türkiye'ye karşı bağlılıklarını gördüğümde mesuliyetimizin ne kadar ağır olduğunu daha da farklı bir şekilde hissettim" diye konuştu.

"TüRKİYE'DEKİ İSTİKRARA YöNELİK İçERİDEN VE DIŞARIDAN YAPILAN ALGI OPERASYONLARININ HEDEFİ EKONOMİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'deki istikrara yönelik içeriden ve dışarıdan yapılan saldırıların, algı operasyonlarının hedefinin ekonomi olduğunu belirtti. Bu operasyonlara son 12 yıl içinde defalarca başvurulduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bugün de aynı bayat senaryo uygulanmak isteniyor. Ulusal ve uluslararası medya ya da belli kredi derecelendirme kuruluşları üzerinden Türkiye ekonomisi üzerine olumsuz değerlendirmelerin yapıldığına şahit oluyoruz. Hamdolsun Türkiye bu tuzaklara bugüne kadar düşmedi. Hükümetin yere sağlam basarak, tedbirli, temkinli şekilde ilerlemesi suretiyle bütün bu tuzakların boşa çıkarılacağına gönülden inanıyorum" dedi.

Dünyanın en güçlü ekonomilerinin yerinde saydığı ya da daraldığı bir ortamda Türkiye ekonomisinin 2013 yılında yüzde 4'ü aşan bir büyüme kaydettiğini hatırlatan Erdoğan, Avrupa ülkelerinin hiçbirinde yüzde 1'i aşan ülke olmadığını ve en ideali yüzde 0,8 ile Almanya olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu kredi derecelendirme kuruluşlarından iki tanesi Türkiye ile olumsuz bir açıklama, zorlama onun gayreti içine giriyor.

Avrupa'da batmış, çökmüş, şu anda Avrupa'nın çok ciddi destekleriyle ayakta tutunmaya çalışan, ekonomilerin olduğu ülkeye 6 derece birden artış veren kuruluşların Türkiye ile yaptıkları açıklama sadece siyaseten çökertemedikleri bir ülkeyi acaba ekonomik noktada nasıl çökertiriz bunun projesidir. Bunlar kendilerini acaba ne zannediyor. Biz bundan önce bir kredi derecelendirme kuruluşu ile ilişkiyi kestik. Bunlara para veriyoruz. Buraya üyeyseniz yıllık belli bir ücret veriyorsunuz. Türkiye bundan sonraki süreçte bu iki tanesiyle (kredi derecelendirme kuruluşu) de ilişkisini keser. çünkü biz bunlarla ekonomimizi büyütmedik. Biz tüm esnafımızla dünyayı fellik fellik dolaşarak ekonomimizi büyüttük. Bundan sonra da aynı şekilde fellik fellik dolaşacağız. Sektörel bağlamda bağlantıları kuracak adımları atacağız."

"2013 YILINDA OTOMOBİL SATIŞLARI TüM ZAMANLARIN REKORUNU KIRDI"
Esnafı da yakından ilgilendiren bazı ekonomi rakamlarını paylaşan Erdoğan, "2013 yılında Türkiye'de otomobil satışları tüm zamanların rekorunu kırdı. 1 yıl içinde toplam 665 bin adet otomobil satışı gerçekleşti. 2002 yılının tamamında 91 bin otomobil satılmıştı. 2014 yılının sadece Ocak-Temmuz ayları arasında sadece 272 otomobil satışı gerçekleşti. Buzdolabına bakıyoruz, 2013 yılının tamamında yine rekor kırılmış. 1 yıl içinde 2 milyon 595 buzdolabı satılmış. 2002 yılında bu rakam sadece 1 milyon 88 bin. çamaşır makinesinde yine rekor var.

2002'de 1 yılda 824 bin çamaşır makine satılmış. 2013'te 1 milyon 992 bin adetle tüm zamanların rekoru kırılmış. 2002'de turizm gelirimiz 8.5 milyar dolar iken, 2013'te rekorla 32 milyar dolara yükseldi. İlk 6 aylık rakamlara göre turizm gelirimiz geçen yıldan daha fazla, artış devam ediyor. Şu anda bize oteller yetmiyor. Türkiye, önemli bir destinasyon merkezi oldu. Türkiye'ye yönelik tüm algı operasyonlarına rağmen Türkiye ekonomisi istikrarla devam ediyor" açıklamalarında bulundu.

Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu süreci İnşallah hep birlikte muhafaza edeceğiz. Hükümet çaba gösterecek, muhalefete destek olacak, sivil toplum örgütlerimiz, TESK, TüSİAD, HAK-İŞ, TüRK-İŞ, TOBB, Memur-Sen, TİSK gibi işçi, işveren esnaf örgütlerimiz, TZOB gibi çiftçi örgütlerimiz destek olacak ve ekonomiyi daha da güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Türkiye ekonomide, demokratikleşme, çözüm sürecinde çok önemli fırsatları, imkanları yakaladı. Artık enerjimizi faydası olmayan gerilimlere, kamplaşmalara, kutuplaşmalara sarf etmeden her zerresine kadar geleceğimiz için seferber edeceğiz. Her birimiz şunu gördük; yasakların, kısıtlamaların, kamplaşmanın, husumetlerin bu ülkeye faydası yok.

Tam tersine yasakları kaldırdıkça, uhuvveti güçlendirdikçe ekonominin de büyüdüğünü sofradaki ekmeğin de çoğaldığını gördük. Ağır bedeller ödendi ama demokrasinin hiç kimseye kaybettirmediğini tam tersine 77 milyona kazandırdığını bu millet tecrübe etti. Biz demokrasiyle büyüyecek kardeşlikle büyüyeceğiz. Bunu temin edecek, güçlendirecek olan samimiyetle söylüyorum esnaf ve sanatkarımızdır. Bir şeyi özellikle söylemem lazım: Taksi şoförü mutlu olursa yolcusu mutlu olur. Berber mutlu olursa, koltuğundaki müşterisi umutlu olur.

Bakkal, kasap, manav, kamyon ve otobüs şoförü umutlu olursa sokak umutlu olur, mahalle mutlu olur, yollarda umutla geleceğe açılır. Siz Türkiye'siniz, siz umutlu olursanız Türkiye'de umutlu olur. Rabbim umudumuzu hiç eksiltmesin. Rabbim hepinize helal, bol, bereketli kazançlar nasip etsin. Yeni perakendecilik olayıyla, yeni yasal düzenlemeyle, hükümet yeni mevzuat düzenlemeleriyle bunun da önünü açacak düzenlemelerle gelecek çok daha farklı olacaktır."  

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.