1. HABERLER

  2. GENEL

  3. TÜBİTAK'ta soğuk rüzgarlar estirdi
TÜBİTAK'ta soğuk rüzgarlar estirdi

TÜBİTAK'ta soğuk rüzgarlar estirdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan TÜBİTAK'in 2014 Yılı Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri Töreni'ndeki konuşmasında gizli bir yapının sinsice TÜBİTAK'a sızdığını söyledi.

A+A-

Erzurum Güncel- TÜBİTAK'in 2014 Yılı Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan büyük hayal kırıklığı yaşadığını belirterek, 'TÜBİTAK'ı bu ülkenin bilim politikalarına istikamet çizecek bir merkez olarak güçlendirdiklerini, fakat bir gizli yapının sinsice TÜBİTAK'ın içinde büyüdüğünü ve kendi ülkesinin cumhurbaşkanını, Başbakanını dinlemek için kriptolu telefon üreten bir kurum haline geldiğini' söyledi. ABDULLAH GÜL'E ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM" Halef selef olduğumuz Sayın Abdullah Gül'ü görmezden gelemem. Değerli Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'e TÜBİTAK Ödüllerini Cumhurbaşkanlığı himayesine aldığı için şükranlarımı sunuyorum. Bunun organize edilmesi manidardır, şükranlarımı burada bundan dolayı özellikle ifade ediyorum. Bu yıl sadece 19 hocamız, 19 bilimsel çalışma ödülü almaya hak kazandılar. Şunu çok iyi biliyoruz ki üniversite dışı merkezlerimizde yurtdışında bilim insanımız başarılı çalışmalar yapıyor. İstediğiniz kadar para akıtın, teşvik edin yada zorlayın. Eğer bilim için gerekli atmosfer yoksa oradan alınacak sonuçta yoktur. Bizde ilim bir pınardan akan suya benzetilmiştir. Yani ilim gece gündüz bir kaynaktan durmaksızın akar. Siz oradan ancak içmek istediğinizde içersiniz. 7-8 yaşındaki çocuklara koro halinde bir ezberi okutmak özgürlükle bağdaşabilir mi? Hatırlayalım 1402 kanununa bir ek yaptılar. Beş bin kamu çalışanın işine son verdiler, sokağa terk ettiler. Bunların hepsi yetişmiş profesörlerdi, doçentlerdi. Şu anda dahi üniversitelerimizde 1940'larında yaşayan, o günlere takılıp kalmış maalesef üzülerek söylüyorum akademisyenler var. Elbette bir numune olarak fikirlerine saygı duyacağız, fakat bu fikrin bilim atmosferini karartmasına izin veremeyiz. ERDOĞAN'IN HAYAL KIRIKLIĞI Erdoğan, konuşmasının bir kısmında büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını anlattı; '2002 sonunda göreve geldiğinde en fazla önem verdiği konunun eğitim öğretim olduğunu; TÜBİTAK'ı bu ülkenin bilim politikalarına istikamet çizecek bir merkez olarak güçlendirdiklerini, fakat bir gizli yapının sinsice TÜBİTAK'ın içinde büyüdüğünü ve kendi ülkesinin cumhurbaşkanını, Başbakanını dinlemek için kriptolu telefon üreten bir kurum haline geldiğini' söyledi. "KRİPTOLU TELEFON" Cumhurbaşkanı, "Bilim üretmesini beklediğimiz TÜBİTAK kendi ülkesinin cumhurbaşkanını başbakanını bakanlarını dinlemek gibi uluslararası istihbarat servislerine hizmet vermek gibi haince bir planın zemini oldu. Krtiptolu telefon ürettik diyorlar, üst düzey yöneticilere veriyorlar. Ellerindeki şifrelerle telefonları dinleyip servis ediyorlar." diyerek TÜBİTAK'a sızdığını söylediği yapı için 'bir ihanet ve ahlaksızlık' söz konusu olduğunu, imkanları bilim için kullanmak yerine, vatana ihanet için kullanan kişi ve kişilerin bilim camiasının yüz karası olduklarını dile getirdi. Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: Bilim için gerekli atmosfer yoksa orada gelişme beklemeyin. İlim bir kaynaktan gece gündüz akar, siz oradan içmek isterseniz içerseniz. Yani ilim gönülülük işidir. Önce gönülde kararı verilen bir çabadır. Biz talebe derdik, isteyen manasına gelen... İlmi isteyenler ancak talebe oluyordu. "BİLİMİ MAHALLE BASKISINDAN KURTARMALIYIZ" Bilimi yargının müdahalesinden kurtardığımız gibi mahalle baskısından da kurtarmalıyız. Açık konuşuyorum bizde eğitim ilkokuldan üniversiteye kadar format şeklindeydi. Üniversitede öğrencilerin sakallarını, bıyıklarını gündemde tutmayı bilimle izah edebilirmiyiz. Bilim insnalarının özgürlüklerini ellerinden almayı, hatta onları sürmeyi izah edebilir miyiz? 5 bin kamu görevlisinin işine son verdiler. On yıllar boyunca ülkemizde bunlar yaşandı. Üniversite bilim fikir dar kalıplara alınmak istendi. Türkiye'de siyaset ve hayat hızla normalleşirken üniversitelerin de normalleşmesini sağlayacağız. Ülkemizi dünyanın her yerinden bir akademisyen çekecek bir ülke haline getiriyoruz, getireceğiz. 2002'de göreve geldiğimizde bizim en fazla önem verdiğimiz konu, eğitim öğretim olmuştur. Şimdi üniversitesi olmayan ilimiz yok. Araştırmaya geliştirmeye çok önemli yatırımlar yaptık. Özel sektör de araştırma-geliştirme alamında adımlar atmaya başladı. "BİR GİZLİ YAPI SİNSİCE TÜBİTAK'IN İÇİNDE BÜYÜDÜ; UR GİBİ..." Bir gizli yapı sinsice TÜBİTAK'ın içinde büyüdü, adeta bir ur gibi gizlice bünyeyi sardı, bünyeye hakim oldu. Bilim üretmesini beklediğimiz TÜBİTAK kendi ülkesinin cumhurbaşkanını başbakanını bakanlarını dinlemek gibi uluslararası istihbarat servislerine hizmet vermek gibi haince bir planın zemini oldu. Krtiptolu telefon ürettik diyorlar, üst düzey yöneticilere veriyorlar. "BİLİM CAMİASININ YÜZ KARASI" Ellerindeki şifrelerle telefonları dinleyip servis ediyorlar. Burada çok ciddi bir ahlaksızlık da var. Ayrıca burada sadece kendi vatanına ihanet değil bilime ihanet, tüm bilim camiasına yönelik ahlaksızlık da var. Kendilerine verilen imkanları bilim için kullanmak yerine, vatana ihanet için kullanan kişi bilim camiasının yüz karasından başka bir şey değildir. "TÜBİTAK İLİM CAMİASININ YÜZ KARALARINDAN AKTARMA SÜRECİ..." Ben TÜBİTAK'ı da ilim camiasının yüz karalarından aktarma süreci olarak görüyorum. Bilgiyi ülkemiz için insanlarımız için önemli bir yönetim amacı olarak kullanma noktasında hedef olarak görüyorum. Oradan elde edilecek hasılanın da çok önemli kaynak olduğunu ifade etmek istiyorum. Türkiye paralel yapıyla mücadelesini kazanmıştır, kazanmaya devam ediyor. Bu önümüzde engeldi, şimdi bu açığa çıktı. bu engelin aşılmasıyla toplumsal hayatın yanında eğitimin ve bilimin yönü daha da açılmıştır. "AMERİKA'YA MÜSLÜMANLAR ULAŞTI DEDİĞİMDE BİRİLERİ KIYAMETİ KOPARDI" Amerika'ya Müslümanlar ulaştı dediğimde birileri kıyameti kopardılar. Halbuki eserler ortada. Tabi bu ülkenin gençleri okumak yerine araştırmak yerine kompleks içinde alay edebiliyor. Çünkü bizlere yalan söyleyen bir tarih öğrettiler. Bunun sıkıntılarını yaşıyoruz. Bize lazım olan kompleks değil, özgüvendir. Taklit etmek takip etmek değil geçmişte olduğu gibi bugünde bu toprakların bereketinin gereğini yapmaktır. Kendisi olamayan bir toplum altını çiziyorum başkası olur. "DİL SIKINTISI" En büyük sıkıntılardan birini de maalesef dilde yaşadık. Bizim bilime son derece müsait dilimiz varken, bir gece yattık sabah kalktık baktık ki o dil yok. İşte şimdi yabancı dillerle bilim öğrenen ve öğreten bir ülke derecesine getirildik. Binlerce kelime ve kavram unutuldu. Kelime ve kavram üretmeye elverişli olan dil yapısı adeta törpülendi. YA OSMANLICA, YA DA İNGİLİZCE Türkçenin mevcut kelime hazinesiyle felsefe yapamazsınız. Ya Osmanlıca, ya da İngilizce Fransızca kelimelere başvuracaksınız. Bu sorunların hepsini aşmak zorundayız. BİLİM ADAMLARINA TEŞVİK ÖDÜLLERİ DAĞITILDI Erdoğan'ın konuşmasının ardından kürsüden inmedi, ödül verilen bilim adamlarını tek tek tebrik etti, bilim adamlarına teşvik ödülleri takdim edildi. ''internethaber''

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.