1. HABERLER

  2. GÜNCEL MEDYA

  3. Siyasilerin torpil taleplerini geri çevirince...
Siyasilerin torpil taleplerini geri çevirince...

Siyasilerin torpil taleplerini geri çevirince...

Erzurum'da yazılmayanları yazan Gazeteci Onur Söğsöz, yine çok konuşulacak ve birilerini çok kızdıracak bir yazı kaleme aldı.

A+A-

Erzurum Güncel- Erzurumajans.com'dan Onur Sağsöz'ün o yazısı...

Bir kaç gazeteci bu sabah Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak’ın konuğu olduk.

 

10 yaşına giren ETÜ’nün yakın bir zamanda sürpriz projelerle kente ciddi bir katma değer sağlayacağı kesin. Ancak yazının konusu bu değil.

 

Hem merak ettiğim hem de özellikle sosyal medyada zaman zaman gündeme gelen bir kaç başlığı sordum Bülent hocaya.

 

İlk sorum nepotizm oldu.

 

Bülent hoca göreve başladıktan sonra hısım, akrabaya torpil geçmiş miydi?

 

“Benim dönemimde işe aldığım hiç bir akrabam yok. İşe giren insanların bütün dökümlerine bakabilirsiniz. Ne soyadı benzerliği ne de uzaktan yakından her hangi bir hısım akrabamız, biz göreve başladıktan sonra buraya başlamış değildir.

 

Sadece benim değil bakın. Bunu benim üst yönetici arkadaşlarım içinde söylüyorum. Rektör yardımcım, genel sekreterim, dekanım hepsi için bu söz konusudur. Her hangi bir şekilde her hangi bir arkadaşımızın akrabası burada göreve başlamamıştır.”

 

Kayınbiraderiniz?

 

“Kayınbiraderim benden önceki dönemde göreve başlamıştı. 2012-2013 yılıydı göreve başlamıştı.”

 

“SINAVLARIMIZI İSİMLER KAPALI YAPIYORUZ”

 

Bülent hoca anlatıyor.

 

“Buradaki kadro oluşumunda en öncelikli değerlendirdiğimiz husus liyakattir. Bir yere bir arkadaşımızı getirirken ya da dışarıdan bir öğretim üyesi alırken, görev verirken tek referansımız liyakat oluyor.

 

Zaten atama kriterlerimiz var. Özellikle akademik personelin atanmasında belirlediğimiz kriterler var. Buna göre yapıyoruz.

 

Hatta şunu da iddia ediyorum ki ben başka bir üniversitede uygulandığına şahit olmadım.

 

Biz sınavlarımızı isimler kapalı yapıyoruz. Bakın araştırma görevlisi sınavlarından tutun da öğretim görevlisi, uzman sınavlarına varıncaya kadar istisnasız bütün birimlerimizde isimleri kapalı yapıyoruz.

 

Tabi üniversitelerin şöyle bir yönü var. Zaman zaman bizi de arıyorlar diyorlar ki, ‘hocam filanca kadroya başvuru yapacağım ama acaba bu kadronun sahibi var mı?’ maalesef böyle bir realite var. Bunu inkar etmiyorum.

 

Doğru. Diyoruz ki, bu arkadaşlara evet üniversitelere kadrolara başvururken, üniversitenin kötü ününden dolayı böyle bir algı oluşmuş ama Erzurum Teknik Üniversitesi’nde hiç bir kadronun sahibi yoktur. Bunun altını çiziyorum. Hiç bir kadronun sahibi olmadı bundan sonra da olmayacak.

 

Çünkü adaletin olmadığı yerde ne eğitim olur ne araştırma olur. Adalet bize göre hak eden insanın hakkını vermektir. O yüzden biz başından beri şu kararı aldık dedik ki, arkadaşlar sınavlarda kağıtlar, isimler kapalı yapılacak. Jüri üyeleri kağıtları okuduktan sonra isimler açılacak, notlar girilecek.

 

Bakın biz zaman zaman diğer üniversitelerden de jüri üyesi görevlendiriyoruz. Bir fakülteye eleman alacaksak dekana, ‘acaba Rektör hocamızın bir tercihi var mı?’ diye soruyorlar. Dekan hocamızda diyor ki, ‘içiniz rahat olsun siz sınavınızı adil bir şekilde yapın, bu zamana kadar ne Rektör hocamızın ne de her hangi bir yöneticimizin, kesinlikle işaret ettiği kişi olmamıştır.’

 

Bizim eleman alımındaki temel kıstasımız budur.”

 

“SİYASİLER ARIYOR ONLARA DA SÖYLÜYORUM”

 

Bülent hoca konuşurken, araya girip ‘torpil talepleri alıyor musunuz?’ diye soracaktım ki, cevabı kendisi verdi.

 

“Bu bizi bazen çok durumlara da düşürüyor. Arayan soran bir çok siyasiden malumunuz başkanına varıncaya kadar ‘hocam filanca arkadaşımıza lütfen bir inisiyatif tanır mısınız?’

 

Vallahi diyorum, kusura bakmayın ben şu ana kadar en yakınımdan en uzağıma varıncaya kadar kimseye karşı bir inisiyatif kullanmadım. Bundan sonra da kullanmayacağım. Sınavına girer başarılı olursa kazanır bölümüne başlar. Başarılı olamazsa kusura bakmayın diye söylüyorum. Tabi haliyle söz dinlemeyen, asi çocuk muamelesi görüyoruz ama bizim vicdanımız rahat.”

 

İddia odur ki, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.  Ömer Çomaklı’nın oğlu Onur Çomaklı’yı de siz göreve başlatmışsınız?

 

“Kendisinin öğretim üyesi olarak bizden önceki dönemde üniversitemize başvurusu olmuştu. Doğru. Bu süreci biz göreve başladıktan sonra tamamlandı. Yani başvuru ilan süreci bizim dönemden önce bitti.”

 

Bu hocamız yüksek lisans ve doktorasını Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi adına Atatürk Üniversitesi’nde yapmış. Mecburi hizmet yapması gerekmiyor mu?

 

“Bu konu şöyle. Burada YÖK devlet üniversiteleri arasında mecburi hizmet devrini uygun görebiliyor. Diyelim ki bir arkadaş Erzincan Üniversitesinde yüksek lisans, doktora yapıyor, geliyor Erzurum Teknik Üniversitesine hoca olarak başvuruyor. Burada iki üniversite rektörü antak kalırsa bunu YÖK’e bildiriyorlar. Diyorlar ki, burada bu arkadaş doktorasını tamamladı ama üniversitemizde değil de B üniversitesinde hizmet verecek. İki üniversitenin görüşünü YÖK alıyor fakat yine son kararı YÖK veriyor. Neticede YÖK’ün takdiri.”

 

ETÜ’de doçentlik sonrası SCI (Bilim Alıntı Endeksi) yayını olmadığı halde profesör unvanı alan akademisyen var mı?

 

“Yok hayır. Bizim atama kriterlerimiz vardır. Buna göre yaparız, hocalarımızın kriterlerine bakılır. Bu kriterler çerçevesinde atamalar yapılır. Ancak rektörler zaman zaman şunu yaparız. İhtiyaç duyduğumuz bir alan söz konusu olursa bir arkadaşımız diyelim ki, profesörlük kadrosu için başvuru yaptı. Kadromuz var. Burada eğer atama kriterlerini sağlamadığı durumda yönetmelikler gereği ki, bu bütün üniversitelerin yönetmeliğinde vardır. Dediğim gibi çok ihtiyaç varsa Rektör atama yapabilir. Bunu öğretim üyesi bazında diyorum hoca olarak.”

 

FETÖ bağlantısı olan akademisyenlerin geri dönmesi noktasında sizin politikanız nedir?

 

“Güzel bir soru. Buradaki temel yaklaşım aslında YÖK tarafından belirleniyor. Bazen şöyle bir algı var. Medyada da çıkıyor, çevremizde insanlar da söz ediyor. ‘Hocam Atatürk Üniversitesi’nden uzaklaştıranları alıyorsunuz, niye ETÜ’ye alıyorsunuz’ diyorlar.

 

Şu an da 3 kişi var. Atatürk Üniversitesi’nden ilişiği kesilip sonra ilgili komisyon kararıyla göreve iade edilen arkadaşlar. Biliyorsunuz bu durumda olanlar KHK ile aynı üniversitede başlayamıyorlar, başka üniversite de göreve başlıyorlar.

 

“YÖK, BİZE SORMUYOR Kİ...”

 

''Burada YÖK iade kararı alınan arkadaşlara üç tercih yaptırıyor. Bu tercihlerden sonra YÖK, üniversite rektörlerine ‘size böyle bir başvuru olacak, bunu kabul ediyor musunuz?’ diye sormuyorlar. Direkt atama yapıyor. YÖK genelde de yaklaşımı birinci tercih oluyor. Çünkü bu arkadaşlar iade edildikleri için süreçte mağdur olma durumları söz konusu olabilir diye değerlendiriyor. Bunu ısrarla söyledik, ‘lütfen atama yapılmadan önce bize sorun’ dedik. Çünkü gelen arkadaşla alakalı bizim de bildiğimiz şeyler olabilir, Atatürk Üniversitesi’nden tanıdığımız insanlar olabilir veya bunları bırakalım iade edilmiş, hukuken sonuç bitmiş. Bu kişinin o terör örgütüyle bağlantısı olmadığına karar verilmiş. Eyvallah tamam. Ama benim ihtiyacım olmayabilir. Nitekim böyle de oldu. İhtiyacım olmadığı halde bize sorulmadığı için geldi direkt üsten atamayla başladılar göreve. Bu konuda biz de mustaribiz. Şöyle de oluyor biz doktorasını bitiren arkadaşa kadro vereceğiz pat bu arkadaş geliyor atanıyor. Böyle olunca o göreve başlayacak birisinin yerine göreve başlıyor. Bizim elemanımız bu yüzden başlatamıyoruz çünkü o kadro kullanılmış oluyor.”

 

Evet, sohbet buydu.

 

Bana şimdilik misafirperverliği ve sohbeti için Prof. Dr. Bülent Çakmak’a teşekkür etmek düşer.

 

Her daim “söz dinlemeyen asi çocuk” olması dileğiyle.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.