Rahmetli Edip ağabeyi görseydi nasıl gururlanırdı: Evlatları Sururi ve Ferruh, numune işlere imza atıyorlar.
Ne yazık ki…
Biz unutsak da deprem unutmuyor; her fırsatta bizleri sarsarak kendini hatırlatıyor.
Kahramanmaraş merkezli depremin yaraları sarılırken, yurdun farklı bölgelerinde şiddetli olmasa da yüzlerce deprem meydana geldi.
Balıkesir’in Sındırgı ilçesi, haftalardır beşik gibi sallanıp duruyor.
Uzmanlar, televizyon ekranlarında adeta feryat figan uyarıyorlar:
“Filanca yer tehlike altında, falanca fay hattı her an kırılabilir.”
Artık yediden yetmişe herkesin ezbere bildiği meşhur bir söz var:
“Deprem öldürmez, çürük bina öldürür.”
Haklılığı onlarca defa tescillenmiş bir teşhistir bu…
Erzurum da ikinci derece deprem kuşağı üzerinde bir şehir…
Seksen iki depreminden sonra şükür ki, büyük ölçekli bir deprem görmedik. Ama bu demek değil ki Erzurum sallanmayacak…
Pekii Erzurum’da yapı stoku ne durumda?
Ya da…
Erzurum’da halen devam eden inşaatlar deprem yönetmeliğine göre mi yapılıyor?
Mühendis yahut da inşaatçı değilim.
Lakin çıplak gözle bile bir yapının standartlara uygun yapılıp yapılmadığını anlayacak izana sahibim…
Kaç zamandır yazmayı planlıyordum. Nasip bugüneymiş…
Evden çıkıp gazeteye gelirken, yolumun üzerinde Akgün İnşaat’ın yaptığı blokların önünden geçiyorum.
Temelinden şu andaki yükselişine kadar her merhalesine tanık oldum dersem yanlış olmaz.
Akgün İnşaat, benim de değer verdiğim Sururi ve Ferruh kardeşlere ait bir şirket.
Rahmetli Edip ağabeyi kurdu, evlatları bayrağı başarıyla taşıyor.
Akgün İnşaat, deprem bölgesinde de yüzlerce konut yapıp zamanından önce devlete teslim etti.
Kayakyolu üzerinde yaptığı bu konutlar da belli ki seneye hazır olacak.
Akıllı evler yapıyorlar.
Ama daha önemlisi inşaatın muhtevası…
Kaba inşaata uzaktan bakanlar durup bir daha bakıyorlar.
Niye mi?
Çünkü inşaat uzaktan bile ben buradayım diyor.
Pırıl pırıl bir beton…
Birkaç gün önceydi, inşaatın yakınına gittim.
Genç bir kardeşimizle karşılaştım. Mühendismiş…
“Delikanlı ne kadar temiz ve güzel bir inşaat bu böyle” deyince…
“Abi böyle olmak zorunda. Burası Akgün İnşaat… Sururi ve Ferruh Beyler bizden tek bir şey istiyor: Kaliteden, güvenlikten ve azami titizlikten asla taviz vermeyeceksiniz.”
Merak edenler gidip yerinde görebilir.
Akgün İnşaat, bu şehirde ödünsüz yapı nasıl inşa olunurmuş herkese gösteriyor.
Başka inşaatlar kötüdür filan demiyorum.
Dediğim şu: Akgün İnşaat bu işi birkaç tık fazladan yapıyor.
Bakırla altın nasıl mukayese edilemiyorsa…
Akgün İnşaat’ın yaptığı binalar da öyle…
Deprem bölgesinde en büyük alkışı almaları da zaten bu sebeple…
Sururi ve Ferruh kardeşler, merhum babalarından devraldıkları mirası, kendi çocuklarına tertemiz bırakmak adına, önce insan diyorlar, önce kalite diyorlar, önce güvenli yapılar diyorlar.
Daha ne desinler…
Umarım belediyeler her şeyin farkındadır…