Bu kafa mı iktidar olacak?

Mehmet ŞENER

“İktidar ve yerel yönetimler Erzurum’a hizmet etmiyor. Erzurum’u açlığa mahkum ettiler” diyen parti başkanları var.

Bu kafa mı iktidar olacak?

2023 seçimlerine bir yıldan az bir zaman kala muhalefetin dozunu büsbütün artıran altı artı bir’li masa, eleştiri yapayım derken artık gerçekleri ters yüz ediyor!

Sadece son üç yılda, merkezi hükümet ve yerel yönetimler eliyle Erzurum genelinde yapılan yatırımlar için 3 milyar liradan fazla kaynak ayrıldı.

Vatandaşın boş vaatlere karnı tok

Vaktiyle Tansu Çiller’in dili sürçmüştü de “Erzurum’u hayvan pazarı yapacağız” demişti. Peki bunca yıl AK Parti hükümetlerinde bakan olarak görev yapmış olan Ali Babacan nasıl olurda Türkiye’nin en büyük canlı hayvan borsasının ve et işleme tesisin Erzurum’da kurulmuş olmasını bilemez? Elbette ki muhalefet de art niyetli kesimler de bal gibi biliyor ki, hükümet de belediyeler de Erzurum’da, vatandaşın ayakta alkışladığı hizmetlere imza atıyor. Büyükşehir’in ilçelerde yaptığı yüzlerce gölet, tarım ve hayvancılığı güçlendirirken, çiğ süt toplama sisteminin beraberinde geçen yıl hizmete giren canlı hayvan borsası ve et işleme tesisi de, Erzurum’da hayvancılığın yeniden ayağa kalkmasına vesile oldu.

Hükümet de belediyeler de boş durmuyor

Hizmet yarışında, büyükşehir belediyesinin yanında diğer belediyeler ve özellikle valilik öncülüğündeki kamu kurumları da boş durmuyor. Tarım müdürlüğü eliyle besici ve çiftçiye yüzlerce milyon liralık destek sağlandı. Bu çalışmalar meyvesini vermeye de başladı. Örneğin Erzurum’daki büyük baş hayvan sayısı yeniden milyon sınırına yaklaştı. Atatürk Üniversitesi öncülüğünde kurulan Avrupa’nın en büyük gözlemevi bile başlı başına Erzurum’u öne çıkarmaya yetti.. Gözlemevinde yapılacak bilimsel çalışmalar için yüzlerce bilim insanı Erzurum’u üs olarak seçecek, bunun beraberinde her yıl on binlerce gökyüzü meraklısı şehre gelerek kamp yapacak.

Erzurum hem gelişiyor hem de yenileniyor

Her yıl hızlanarak artan kentsel dönüşüm eliyle şehir, adeta yeniden kurulmaya ve modern bir görüntü almaya başladı. Özellikle yeni açılan caddeler, köprüler ve viyadüklerle de şehrin dört bir yanı birbirine entegre oldu. Onlarca yeni park yapıldı, başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere, her kesime hitap eden sosyal donatılar ve merkezler inşa edildi. Muhalefet yahut da sosyal medya üzerinden her gün saldırı düzenleyenler şunu söylese, hem haksız sayılmazlar hem de vatandaştan destek bulurlar. Misal; deseler ki, “Tamam birçok hizmet yapılmış ama yeterli değil. Erzurum daha fazlasına layıktır.” Bu, gayet mantıklı bir yaklaşım olur. Fakat Ali Babacan gibi deneyimli bir siyaset insanı bile Erzurum’da yapılmış olan hizmetleri ve işletmeleri ağzına alıp söyleyemiyor hatta tam tersine “Biz iktidar olduğumuzda Erzurum’a canlı hayvan borsası kuracağız” demekle, muhalefet yaptığını sanıyorsa, yanılıyor. Kimse bu şehrin insanlarının aklıyla alay etmesin.

Babacan gibi Kılıçdaroğlu da esip gürleyecek

2 Ağustos’da Erzurum’da CHP grup toplantısını yapacak. Görün bakın, altı artı bir’li masanın kurucusu ve öncüsü Kemal Kılıçdaroğlu da benzer bir yaklaşım sergileyecek. Bu siyaset yapma biçimi belki iflah olmaz müzmin muhaliflerin yüreğine su serpmiyor olabilir, ancak geniş kesimde asla karşılık bulmuyor. Çünkü bu şehirde yaşayan yüz binlerce insan; yapılanı da görüyor biliyor, yapılamayanı da…

Eleştiriye itiraz eden ya zır cahildir ya aklen malul

Eleştiri, inkişafın en temel ayağıdır. Eğer bir toplumda aklı başında eleştiri mekanizması çalışmıyorsa anlayın ki, o toplum felakete sürükleniyordur. Lakin eleştiri yaparken de hüküm verirken de, kinimiz ya da öfkemiz aklın ve vicdanın önüne geçmemelidir. Alın size çok taze bir örnek. Aziziye Belediyesi on milyon lira harcayarak belki de bölgenin en büyük domates serasını kurdu. Geçen hafta da Bakan Varank açılışını yaptı. Vatandaş anında kendince durum tespiti yapmış! “Aziziye Belediyesi başkanı artık kabzımal!” Adama sormazlar mı, belediyeler ekmek üretirken de fırıncı mı oluyor?

Hayvan borsası, katı atık tesisi, domates serası ve süt entegre tesisi

Yakutiye Belediyesi birkaç hafta önce, Doğu Anadolu’da bir ilk olan katı atık ayıklama ve işleme tesisi kurdu. Bu sayede, artık bu şehirde çöpün önemli bir kısmı heba olmayacak, dönüşüm sayesinde yeniden ekonomiye kazandırılacak. Şimdi eleştiriye bakar mısınız, “belediyede deniz bitti, başkan çöpten medet umuyor!” Ne var canım bunda, diyenler olacaktır. Evet; ben de vatandaş eleştiride bulunmasın asla demiyorum. Kadrini bilenler için eleştiri, bir nimettir. İtirazım; bilerek gerçeklerin çarptırılmasına ve yapılan hizmetlerin yok sayılmasınadır.

Yeri geldiğinde belediye kabzımal da olur peynirci de

Hani Aziziye Belediyesi domates serası kurdu diye başkan Muhammed Cevdet Orhan da kabzımal oldu ya, Palandöken Belediyesi de Doğu’nun en modern süt ve süt ürünleri işleme tesisi kurdu; yani mandıra… Tesisin en anlamlı yanı ise, yalnızca kadınların istihdam edilmesi… Bunun açılışını da yine Bakan Mustafa Varank yaptı. Peki o mantığa göre, başkan Muhammed Sunar peynirci mi olmuş oluyor? Müzmin müştekinin biri boş durmamış aklınca on yıldızlı bir muhalefet yapmış! Dediği şu: “Başkan, peynir satarak belediyenin borçlarını ödeyecek!”

Bu siyaset anlayışı artık bitmeli

İsmi bizde saklı bir büyüğümüz vaktiyle demişti ki, “Memleket bizim; ne atabiliriz ne de satarız. Fakat bizim bu memlekette öyle iflah olmaz tipler vardır ki, bekar adamın karısını o..pu yaparlar.” Bu bir hastalıktır. Eleştiri yapmak yerine karalamak, iftira atmak ya da hizmetleri görmezden gelmek ne şahıslara ne de bu memlekete bir mesafe aldırmaz. “Biz iktidara geldiğimizde yapılan bu işlerin on katını yüz katını ve daha da iyisini yapacağız; kaynağımız da şudur” demek dururken, “Tayyip gitsin, Türkiye de batarsa batsın” zihniyeti ile bu milletten oy almayı hayal edenler, elbette ki derin bir hüsran yaşayacaktır.