Epeydir dolandırıyorlardı, bu “hafız vali”ye nasıl bindiririz diye…
Cellatlar kumpanyası:
“VALİ İNFAZI!”
Linç…
Öfke…
Kavga…
Tahammülsüzlük…
Hakaret…
Farkında mısınız bu kelimeler, neredeyse toplumumuzun alamet-i farikası haline geldi.
En sıradan bir olay karşısında bile insanlar birbirinin üzerine bu kelimeleri boca edip duruyor.
Hele şimdi sosyal medya diye bir mecra var ki, akla ziyan ne kadar şey varsa tekmili birden orada…
İşte o sosyal medya şehveti yalnızca gençleri ve olgunları değil, çocuk sayılacak kişileri bile rüzgarında savuruyor.
Çoğu zaman maksadını aşan sözler, amacından sapan videolar, olduk olmadık şakalar ve en fenası da önüne gelenin birilerine hakareti…
Sosyal medya; haberleşme etkileşme mecrası olmaktan çıkıp, birilerinin başkalarına küfür etme merkez üssü haline geldi.
Çoğu isimler takma, profil fotoğrafları sahte…
Başka ülkelerde durum nedir bilmiyorum, lakin ülkemizde tam anlamıyla sosyal medya pandemisi yaşanıyor!
Salgın neredeyse kimseyi teğet geçmiyor.
İşte salgının mağdurların da biri de Vali Mustafa Çiftçi’nin 18 yaşındaki oğlu…
Gençlik deyin, heyecan deyin…
Tutuyor sosyal medya hesabından, konağın garajındaki makam aracının önünde bir paylaşım yapıyor.
Araca binmiş değil, trafiğe çıkmış değil, yolda kimseyle tartışmış değil.
Tamamen maksadını aşan bir kurgu…
Hangimiz o yaşlarda boyumuzu aşan işlere kalkışmadık ki?…
Vali Mustafa Çiftçi, yazılı açıklama yaptı. Oğlunun paylaşımından ötürü kamuoyundan özür diledi.
Buna rağmen sosyal medya cellatları infaz üstüne infaz yaptılar.
Bu cellatların çoğu da, Vali Mustafa Çiftçi’nin dindar kimliği üzerinden yüklendikçe yüklendi.
Hakaret, iftira, aşağılama ve ötekileştirme… Ne ararsan mevcut…
Vali Bey çıkıp demiş olsaydı ki, “Oğlumun paylaştıklarının arkasındayım.”
İşte o vakit maşeri vicdan sızlardı.
Ama demedi, bilakis genç bir insanın yanlışıdır dedi.
Bu şehrin kırk yılını bizzat biliyorum, tarihine de az çok vakıfım…
Mustafa Çiftçi, Erzurum’a gelmiş geçmiş en iyi valilerden biridir.
Bana deseler ki, bir liste oluştur ve en fazla üç valinin adını yaz.
Sizi temin ederim ki, o üç isim arasında Mustafa Çiftçi de olur.
Oğlunun yaptığı çocukça bir şey, kendisi çocuk olmasa da…
Ailesi niye linçe tabii tutuldu?
Hangi ara böyle bir toplum olup çıktık?
Nobranlık taç giyme töreninde…
Hoşgörüden eser yok, mertlik karaborsada, efendilik firarda…
O çocuk, babasının makam aracıyla çakarlı çakarlı hız sınırını aşarken tespit edilmedi.
Birader o çocuk, arabanın önünde bir paylaşım yaptı. Evet, kabul… Sevimsiz bir paylaşımdı.
İnsaf yahu, o çocuk yüz kızartıcı bir suç işlemedi ki…
Bu şehrin kırk yılını bilirim dedim ya, üstelik ay ay bilirim.
Size anlatayım:
Bir vakitler bu şehirde bir vali vardı.
Birgün işte o vali, çok mühim bir toplantıda birden yerinden kalktı.
“Benim bir başka toplantım daha var. Ben gidiyorum, ama oğlum Sakıp yerime toplantıya başkanlık edecek” dedi.
Bugünün Erzurum’unda ondan fersah fersah uzak valiler oldu.
Mustafa Çiftçi de o valilerden biridir.