Gazete Güncel- Yeni yılda milyonların endişesi gelecek zamlar. Asgari ücret zammında kesenin ağzını sıkı sıkı tutan ekonomi yönetimi, sıra halkın cebine geldiğinde elini bol tutuyor.
2026 henüz gelmeden zam haberleri ardı arkası kesilmeden geliyor. Bu kez gelen zammın adı da yok üstelik ama yükü ağır. Elektrik faturalarına adı zam olmayan bir zam geliyor.
Yeni düzenleme ile 4 bin Kilowattı aşan kullanımlarda devlet tarafından sağlandığı ifade edilen indirim iptal edilecek. Böylece 1 Ocak 2026'dan itibaren bu sınırı aşan fatura sahipleri daha yüksek ödeme yapacak.
Pandemi sonrası dönemde iktidar, tarifelerde maliyet artışlarını tam olarak yansıtmadığı için, elektrik şirketlerinin artan üretim ve iletim maliyetlerinin bir bölümü dolaylı şekilde kamu tarafına yükledi.
Son aylarda fatura bildirimlerinde, faturanın bir kısmının devlet desteği ile ödendiği bilgisi yer almaya başlamıştı. Aslında pandemiden sonra başlayan bu uygulama, ne olmuştuysa son aylarda özellikle açıklanmaya başlanmıştı. Daha önce faturalarda bu bilgi yer almıyordu.
Aradan çok geçmeden yeni bir düzenleme ile devlet desteğinin kaldırılacağı ortaya çıktı. Eğer yıllık 4 bin kWt'ın üzerinde bir kullanım gerçekleşirse devlet faturadan desteğini çekecek.
Yani kullanım durumuna göre faturaya zam olarak yansıyacak.
HER YIL YAVAŞ YAVAŞ DÜŞÜRDÜLER
Söz konusu uygulamayı halktv.com.tr'ye değerlendiren Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş, değişikliğin bazı açılardan kamu yararı taşımadığını ifade etti.
Kilovat sınırının yıllar içerisinde kademe kademe düşürüldüğüne işaret eden Ulutaş şunları kaydetti:
"Söz konusu sınır son iki yıl içerisinde yıllık 1 milyon kwh'ten önce bir anda radikal bir şekilde 2025 için 5000kWh/yıl'a ve ardından da 2026 için 4000kWh/yıl'a düşürüldü. Bu değerlerin kendisi herhangi bir rasyonel gerekçelendirmeye sahip değil ve önümüzdeki yıllarda daha da düşmeyeceği ve nereye kadar düşeceği konusunda bir belirsizlik yaratıyor."
Faturaları arttıracak bu düzenlemenin ardından, özellikle iktidara yakın kimi medya kuruluşlar, yüksek faturadan korunmanın yolu olarak farklı elektrik şirketleri ile sözleşme yapılacağı haberlerini yapmıştı.
YÜZDE 99 DAHA YÜKSEK FATURA!
Ancak Ulutaş'a göre bunun fiili bir karşılığı yok:
"Kağıt üzerinde bu limit aslında sizin 'büyük tüketici' olduğunuzu ve ulusal tarifeden çıkıp ikili anlaşmalarla kendi enerji tedarikçinizi seçebileceğinizi ifade ediyor. Ancak fiili olarak hiç bir hane gidip kendi tedarikçisini seçemez; böyle bir 'pazar' yok. Dolayısıyla bu limit düşüşü pratikte sizin yaklaşık %75 ile %99 arasında daha yüksek bir birim enerji maliyeti ile enerji borsasında anlık olarak belirlenen fiyatla faturalanmanız anlamına gelecek."
"EGE VE AKDENİZ'DE SINIRI AŞMA RİSKİ ÇOK YÜKSEK"
Peki bu düzenlemeden büyük tüketiciler mi etkilenecek sadece? Mesela kalabalık aileler? Çocuklu aileler? Mahir Ulutaş, 4 bin kWh'lık sınırın bu aileleri kapsayabileceğine işaret ediyor:
"4 kişilik bir ailenin, minimum yaşam standartlarını koruyabilmek için (aydınlatma, buzdolabı, fırın, çamaşır, bulaşık makineleri ) ortalama elektrik tüketimleri 230kwh/ay civarındadır. Bu da yıllık 2760 kwh/yıl tüketim anlamına geliyor. Yani 4000 kwh/yıla düşen sınır, artık ortalama 4 kişilik bir ailenin tüketim mertebelerine erişmiş durumda. Dahası bu tüketime ısınma ve soğutma amacıyla elektrik kullanımları dahil değil; yani bu amaçlarla elektrik kullanan özellikle Ege ve Akdeniz gibi bölgelerdeki geniş bir nüfusun bu sınırı aşma riski çok yüksek. Diğer yandan elektrikli araçlarını evde şarj etmek isteyen kesim için bu sınırı aşmak neredeyse bir kader. "
Ulutaş şunları ekliyor:
"Diğer yandan bu sınıra, aydınlatma, asansör gibi apartman ortak tüketimleri, site vb. abonelerin tüketimleri de dahil olduğu için, doğrudan etkilenen aboneler dışında aidatlar vb. gibi dolaylı yollardan etkilenecek çok geniş bir kesim var."
Uygulamanın kamu yararı taşımadığına işaret eden EMO Başkanı sözlerini şu uyarı ile sonlandırıyor:
"Ayrıca bu uygulama vatandaşı anlık olarak belirlenen enerji borsasındaki kimi zaman spekülatif olmaya açık elektrik bedelleri ile başbaşa bıraktığı için, kamunun aradan çekilmesi ve sosyal devlet görevinden imtina etmesi anlamına geliyor. Bu da temel bir insan hakkı ve temel altyapı hizmeti olan elektrik enerjisi alanında kamu yararı taşımıyor. Elektrik enerjisi alelade bir piyasa meta değildir. O şekilde işlem göremez."