Erzurum Güncel- Kadıköy, Süreyya Operası önünde tulum ve keman çalarak HES'e karşı çıktılar.Çoruh Aksu Vadisi Koruma Platformu üyesi bir grup, Kadıköy, Süreyya Operası önünde tulum ve keman çalarak Aksu Vadisi'ne hidroelektrik santrali (HES) yapılmasını protesto etti.Kadıköy'deki Borusan Quartet'in konserinin gerçekleştiği Süreyya Operası önüne gelen grup, Borusan Enerji Yatırımları ve Üretim AŞ'nin Erzurum'daki Aksu Çayı üzerinde hidroelektrik santrali (HES)inşa etmesini protesto etti.Platform üyeleri, üzerinde ölü balıklar ve kuru kafa resimlerinin bulunduğu, ''Borusan'ın sanatı öldürür yaşamı'' yazılı bir pankart ve ''Aksu Çayı vadinin hayat kaynağıdır'', ''Aksu'ya HES felakete davettir'' yazılı dövizler açtılar.Süreyya Operası'nda Borusan Quartet'in konseri devam ettiği sırada, dışarıda yüzlerine yeşil maske takıp tulum ve keman çalarak protesto gösterisini sürdüren grup adına Platform Sözcüsü Hanifi Aksu tarafından basın açıklaması yapıldı.Aksu Vadisi'nin birçok yönden eşsiz özelliklere sahip, öncelikli olarak korunması gereken bir dünya mirası olduğu ifade edilen açıklamada, vadinin başta nesli tükenmekte olan dağ horozu, boz ayı, çengel boynuz dağ keçisi, vaşak, su samuru ve kırmızı benekli alabalık olmak üzere birçok türe ev sahipliği yaptığını vurgulandı.Açıklamada, şu görüşlere yer verildi:''Vadi, iklim çeşitliliğine ve mükemmel bir bitki örtüsüne sahip olması nedeniyle Dünya Doğa Örgütü'nce dünyada mevcut 305 önemli vadiden birisi olarak kabul görmüştür.Aksu Vadisi'nin kuzey kısmının milli park, diğer kısımlarının ise yaban hayatı geliştirme sahası ilan edilmiş olmasına, 'bu tür sahalarda taş üstüne taş konulamaz' kuralının mevcudiyetine rağmen bu kararları alan, bu kuralları koyan ve uygulamakla sorumlu olanlar ya aşırı gafletlerinden ya da bilmediğimiz bir bedel karşılığında taş üstünde taş bırakılmamasına göz yummuşlardır. İstanbul için Boğaz ne ise Aksu Vadisi için de Aksu Çayı odur. Bizim kaygımız sadece çevre dengesi ve çevre kaygısı değildir. Aksu Çayı yok edildiğinde vadimiz vadi olmaktan çıkarak kuru bir dereye dönüşecek ve kendi memleketimizde yaşama hakkımız elimizden alınmış olacaktır.''Polisin geniş güvenlik önlemleri aldığı eylem sonrası grup, olaysız bir şekilde dağıldı.AKSU VADİSİ BASIN BÜLTENİDeğerli basın mensupları, vasıtanızla kamuoyuna sesleniyoruz!Erzurum-İspir-Aksu Vadisi halkı olarak üç yıldan beri uğradığımız haksızlık, bizzat yöneticiler eliyle artık zulme dönüştürülmüştür. Başından beri kurtulmaya çabaladığımız bu haksızlığa artık tahammül gücümüz kalmamıştır. Şimdi gücü yeten, vicdanlı birilerinin bu zulme dur demesini, diyebilmesini dört gözle beklemekteyiz. Aksu Vadisi olarak ebediyen var olma veya yok olma noktasına yaklaştığımızı hissediyoruz.Vadimiz Aksu, bölgesinde, ülkesinde ve hatta dünyada birçok yönden eşsiz özelliklere sahip öncelikli olarak korunması gereken bir dünya mirasıdır. Vadi, başta nesli tükenmekte olan dağ horozu, boz ayı, çengel boynuz dağ keçisi, vaşak, su samuru ve kırmızı benekli alabalık olmak üzere daha diğer birçok türe ev sahipliği yapmaktadır. iklim çeşitliliğine ve mükemmel bir bitki örtüsüne sahip olması nedeniyle “Dünya Doğa Örgütü”nce Dünyada mevcut 305 önemli vadiden birisi olarak kabul görmüştür.Değerli basın mensupları; işte bu doğa harikası vadinin hayat kaynağı, can suyu; HES yapımı gerekçesiyle, gözünü para hırsı bürüyenlere, bir yerlere çıkabilmek için halkın sırtına basarak, halkı ezerek, çevreyi yaban hayatını hiçe sayarak yok edenlere, sözde topluma katkı yapan, sanatın ve doğanın dostu bilinen, köy projeleri olan Borusan’a peşkeş çekilmiştir. Bu vahşete payanda olan onursuz bürokrat ve yöneticileri, Erzurum’da senfoni ile uyutularak, çevre katillerini “fahri doktora” ünvanı ile ödüllendiren üniversite camiasındaki zavallıları şiddet ve nefretle lanetliyoruz. Borusan sözde köy projeleri ile modern bahçeleri kurarken, Aksu Vadisinde asırlık, onlarca ceviz ve meyve ağaçlarımızı yok etmiştir. Sözde köy projelerinde tarım alanları verimliliğini arttırabilmek için suyun tasarruflu kullanımını amaçlayan Borusan, Aksu Vadisi halkının suyunu elinden alarak tarım alanlarımızı yok etmek istemektedir.Aksu Vadisi’nin kuzey kısmının “Milli Park”, diğer kısımlarının ise “Yaban Hayatı Geliştirme Sahası” ilan edilmiş olmasına; “Bu tür sahalarda taş üstüne taş konulamaz” kuralının mevcudiyetine rağmen, bu kararları alan, bu kuralları koyan ve uygulamakla sorumlu olanlar, ya aşırı gafletlerinden ya da bilmediğimiz bir bedel karşılığında taş üstünde taş bırakılmamasına göz yummuşlardır. Üstelik Tabiatı Koruma kanunu ile milli parklar ve sit alanlarının kıyımı meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır.Devletimiz tarafından Çoruh Nehri üzerinde 37 adet büyük ölçekli HES projesi uygulanması hedeflenmiştir. Biz bu su akarken bakmıyoruz, yani “su akar Türk bakar” safsatasının muhatapları değiliz. Kaldı ki bakmasını bilenler için bu bakışın maddesel bir karşılığı da yoktur. Bu su ile biz; fasulyemizi, dut ağaçlarımızı suluyor, neslimizi, yaşamımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. İstanbul için boğaz ne ise, Aksu Vadisi için de Aksu Çayı odur. Bizim kaygımız sadece çevre dengesi ve çevre kaygısı da değildir. Aksu Çayı yok edildiğinde; vadimiz, vadi olmaktan çıkarak kuru bir dereye dönüşecek ve kendi memleketimizde yaşama hakkımız elimizden alınmış olacaktır. Biz bu davadan kıyamete kadar sürse de vazgeçecek değiliz. Bu kadar huzursuz edildiğimiz artık yeter.Borusan sana sesleniyoruz. Vadimizi Kerbela’ya, bizi de Hz. Hüseyin’e çevirmeyin, beş yüz yıllık memleketimizi elimizden almayın. Eğer alırsanız, bu dava, Kerbela gibi bin yıl da geçse bitmeyecektir ve sebep olanlara, doğa adına ve tüm vadiyi oluşturanlar adına lanetimiz ilelebet sürecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Çoruh Aksu Vadisi Koruma Platformu