ÖLÜSÜ KONUŞUP, DİRİSİ SUSAN ŞEHİR…

Mehmet ŞENER

Belediyeden arayan oldu mu, başkan ne tepki verdi, diye soranlara gün boyu aynı cevabı aktarmaktan artık bitap düştük.Ey be muhteremler!Madem bu mesele, şehri birinci derecede alakadar eden bir konu haline geldi, o halde bir kez de bu sütundan cevap verelim:Dünkü “mezarlık” yazısından ötürü, ne belediye basın bürosundan arayan oldu, ne de Başkan Küçükler sorup sual etti.Vatandaş ne dedi, diye merak ediyorsanız…Onu anlatmaya bu sütunun hacmi yetmez. Merak edenler için ifade edeyim ki, vatandaşın söylediklerini yetkililer duysa, (istifa ederler diyeceğim), ama biliyorsunuz ki bizde istifa müessesesi çalışmaz. Bu sebeple sonuç değişmiyor. Sanki asri mezarlığın bu acınacak hali Erzurum’da değil de Fizan’daymış gibi, başkan da umursamıyor, isimlerinin önlerinde iri iri puntolarla bilmem ne dairesinin başkanı ve bilmem filanca yerin müdürü yazan belediyeciler de iplemiyor!Haksız da sayılmazlar hani!Çünkü başta belediye başkanı olmak üzere hiçbir belediyeci kendisini halka karşı sorumlu ve mecbur hissetmiyor.Evet mesele bu kadar basit.Mezarlığı ot basmış kimin umurunda…Tayyip Bey aday gösterirse nasılsa halk da oy verir inancıyla amel eden belediye başkanı, sokağın tepkisini, beklentisini ve hayallerini zerre kadar dikkate almıyor.Varsa yoksa Tayyip Bey’in kararı…“Benim bir seçmenim var, o da Başbakan Erdoğan” derse, hiç de haksız sayılmaz!Öyle ya; Erzurum halkı başkana yani adaya değil, Tayyip Bey’e oy veriyor.İster şehir batmış olsun, ister dört bir yanı affedersiniz ama bok götürsün Erzurum seçmeni için bir anlam ifade etmiyor.Mademki Başbakan aday gösterdi mesele yok.Sonradan söven sayan, bağırıp çağıran; hepsi hikaye…Asri mezarlığın bu acınacak halde olmasına rağmen, belediyenin kılını kıpırdatmaması tamamen bu sebeptendir.Yani Başkan diyor ki, şehrin harap olmuş halinin ne önemi var, şayet Başbakan beni yeniden aday ederse nasılsa bu halk bana oy vermeye mecbur!Hiç boşuna celallenmeyin hakikat bu…Sizi temin ederim dün bin dolayında mesaj aldım. Hepsi de aynı şeyi söylüyordu:“Mezarlığa gittim, utandım!”Haklısınız çünkü:Mezarlığın o halde olmasından, ölüler de diriler de utanıyor ama bir tek belediye utanmıyor.Sizce bu ne anlama geliyor?Ben olayı şöyle okuyorum:Tayyip Bey beni aday gösterdikten sonra ister ölüler dirilip bağırsın, isterse diriler ölüp ağlaşsın hiç umurumda değil. Nasılsa sandık sandık oy beni bekliyor…Hadi söyleyin, bekliyor mu, beklemiyor mu?Boşuna kendinizi yormayın, biz söyleyelim: Bekliyor; hem de “Mezarın taze ölüyü beklediği gibi”Sevgili dostlar; ironi yapıyoruz belki fakat ne yazık ki gerçek, bizim ironimizden de gerçek…Asri mezarlığın bu içler acıtan hali belediyeyi rahatsız etmedi, etmiyor da…Dün telefonda arayan bir okurumuza şöyle söyledim:Beni arayıp tepkinizi iletiyorsunuz, eyvallah. Lakin aynı telefonu bir de belediye etseniz nasıl olur acaba”O okur belediyeyi aradı mı aramadı mı bilemem ama şuna inanıyorum ki mesaj atanların üçte biri belediyeyi arayarak tepkisini gösterse, Başkan da “mezarlıktan bana ne, ben daha ölmedim ki” diyemez.Fakat okur da hesapçı…Telefonda Başkan’a ağzını açıp gözünü yumuyor ama cümlesinin sonuna şunu ekliyor:“Bunları benden duymadın, ben seni aramadım.”Neden sonra anladım ki Başkan da bu eyyamcı vatandaşı iyi tanıdığı için tüm hesabını bu minval üzere yapıyor.Yani Nasrettin Hoca’nın Timur’a götürdüğü fil hesabı…Siz ne derseniz diyin, bence bu ahaliyi en iyi tanıyan Başkan…Baksanıza şehrin ne ölüsü ne de dirisiyle uğraşıyor. Varsa yoksa Ankara…Haksız da değil hani…Öyle ya bu tepki bile dirilerden değil ölüler yüzünden çıktı.Devam sayın Başkan; sen işi çözmüşsün…Değil mi ki…Bu şehrin dirileri sütre arkasından sövmekten başka bi şey bilmiyor.Ölüleri ise, söyleyeceklerini söyledi işte…Daha ne yapsınlar?