Okur okumaz bilemem…
Özgür Bey’e açık mektubumdur
Demokrasiyi siyaseten kıymetli kılan ana unsur, seçilmiş iktidar kadar güçlü muhalefetin olmasıdır.
Kamil anlamda, her ne kadar bizde, “eser miktarda” bile yoksa da…
Muhalefet; yanlışları ve eksikleri not eder.
Bununla da yetinmez. Onları dile getirir, iktidarı uyarır, halkı bilgilendirir.
Türkiye, demokrasi açısından nakısalı bir ülkedir.
Çünkü:
Bu ülkede; muhalefet demek yapılan en doğru bir işe dahi itiraz etmektir, yalan yanlış söylem üzerine politika üretmektir.
Örnek mi? İşte size son olay:
Evlat katili bir psikopat, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e saldırdı.
Kim buna “ohhh iyi oldu” dedi, kim bu manyağın eylemine bir kılıf aradı?
Buna rağmen CHP’li olduğunu iddia eden ne kadar iflah olmaz müzmin muhalif varsa yaylım ateşe başladı:
“Bu saldırıyı Akapeliler yaptırdı!”
Yahu insaflı olun, Özgür Özel çıkıp dedi ki:
“Bu saldırının arkasında bir parti yoktur.”
Evlat katili bir şuursuz, kendine görev biçmiş ve o eylemi gerçekleştirmiş.
Üstelik o kitapsız, etrafta CHP’li kimliğiyle biliniyor.
CHP’li belediyeden parasal yardım almış.
Vaktiyle, Enerji Bakanı Taner Yıldız’a saldırı olmuştu, hatta burnu bile kırılmıştı.
O günlerde hiçbir AK Parti yöneticisi, “Bu saldırının arkasında CHP var” demedi.
Ama bugün kimi sapkın CHP’liler, “bu saldırıyı akapeliler yaptırdı” diyebiliyor!
Türkiye siyahla beyaz arasında…
Sanki başka hiçbir renk yokmuşçasına iki uç arasında savrulup duruyor.
O sapkınların türevleri ziyadesiyle Erzurum’da da mevcut.
Misal; Mehmet Sekmen bu şehri bir gün baştan sona altınla donatsa, nafile…
Çıkıp diyecekler ki, “Altın olmasına altın, ama ayarı düşük.”
Sosyal medyada görüyorum, bana gelen mesajlardan okuyorum.
Bu şehirde aklen malul kimi fikir kaçkınları var. Bağırıp duruyorlar:
“Erzurum mahvoldu, Erzurum yıkıldı.”
Hayırdır neresi yıkıldı, şehir nasıl mahvoldu?
Cevap yok.
Bütün mesele, bir bahaneyle Mehmet Sekmen’e saldırmak…
Biz de o saldırılardan nasibimizi alıyoruz!
Merhum Mahir Kaynak, ezber bozan çıkışlarıyla ünlü bir hocaydı.
MİT’çi olmasıyla da bilinirdi.
O derdi ki, “Bir olayda, sonuç kime yarıyorsa suçlu odur.”
Meşhur bir teoridir aslında…
Şimdi o soruyu sorma zamanıdır:
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yapılan o menfur saldırı kimin işine yaramıştır?
Bu saldırıda, Özgür Bey mağdur olduğuna göre, AK Parti bu işten hiçbir şekilde kazançlı çıkamaz.
Pekii o halde kim parsayı topladı ya da toplayacak?
Şurası muhakkak: O cani, pimi çekilmiş bir bomba gibi… O gün olmasaydı başka bir gün illa ki patlayacaktı.
Kimi sapkın CHP’liler, Özgür Özel’in onda biri ferasete ve itile sahip olsalardı, bugün bambaşka bir iklim olurdu Türkiye’de…
Merhum Necmettin Erbakan, Türkiye tarihinin en meşum siyasi suikastına uğradı.
Aynı kafalar, o suikastın adına “28 Şubat Süreci” dediler.
Evet; kimse o günlerde Erbakan’ın yüzüne tokat atmadı, ama Sincan’dan kaldırdıkları tanklarla halkın iradesini ezip geçmişlerdi.
Özgür Bey, müsterih olunuz…
Bu ülkede asla sizin muhalefetinize bariyerler kurulmayacak, barajlar oluşturulmayacak.
Size atılan o tokadı kendi yüzümde hissettiğim için söylüyorum:
Sizi sustururlarsa, ben o gün uğrunuzda ölürüm.