PASİNLER’DE İBRETLİK BİR OLAY...

Mehmet ŞENER

Türkiye genelinde olduğu gibi Erzurum’da da kaymakamlıklar, tarım ve hayvancılığın gelişmesi için köylülere kooperatif aracılığıyla hibe kredileri veriyor. Bu kapsamda Pasinler Kaymakamlığı da ilçeye bağlı 15 köydeki tarım kooperatifine SYDV aracılığı ile hibe kredisi verdi. Buraya kadar her şey normal; ancak kredi tarihinden neredeyse iki yıl sonra Pasinler’e atanan Kaymakam Ali Ada yaptığı incelemede, normal olmayan bir durum saptıyor.Uyanık bir kooperatif başkanı, geçersiz bir evrakla kaymakamlığın hesabından tam 35 bin lira fazla para çekmiş. Normal koşullarda o geçersiz evrakla bankanın para ödeme ihtimali sıfır... Fakat nasıl oluyorsa oluyor, banka görevlileri her defasında geçersiz olduğunu bildikleri evrakla ödeme yapıyor. Zaten kaymakamı da hayrete düşüren durum bu oluyor. Kaymakam meseleyi iyice kurcalamaya başlıyor, bir kamu bankası nasıl oluyor da ıslak imzalı belge olmadığı halde, uyanık kooperatif başkanına 35 bin lira ödeyebiliyor?SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUYapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu saptayan Kaymakam Ali Ada, hem ilgili kooperatif başkanı ve yönetim kurulu üyeleri, hem de ödeme yapan banka görevlileri hakkında ilçe savcılığına suç duyurusunda bulunuyor. Çünkü evrakta sahtekârlık yapılarak devlet açıkça dolandırılmış. Bu durumda, savcılığın taraflar hakkında sahtekârlıktan soruşturma açması ve ilgili kamu bankasından da kaymakamlığın uğradığı zararın telafi edilmesi gerekiyordu. Ancak Pasinler Adliyesi’nde tam tersi bir durum oldu.SAVCILIK TAKİPSİZLİK VERDİİlgili kamu bankasının genel müdürlüğünün "...suç bizde bu evrakla öyle bir ödeme yapmamamız gerekirken, ne yazık ki o paraları ödemişiz. Dolayısıyla Pasinler Kaymakamlığı’nın zararı tarafımızca karşılanacak, ayrıca ilgili memurlar hakkında görevlerini kötüye kullanmaktan soruşturma başlatılacaktır" mealinde bir açıklaması olmasına rağmen, Pasinler savcısı dosyaya takipsizlik kararı veriyor. Yani diyor ki, ortada iddia ettiğiniz gibi bir suça rastlanılmamıştır.BU KARARIN VERİLMESİNDE KÖYÜN ADI MI ETKİLİ OLDU?Geçersiz bir evrakla, kamunun ya da özel sektörün hesabından tam üç defa para çekmek, en hafif şekliyle görevi kötüye kullanmak ya da güveni suistimal etmek olmasına karşın, savcı "ortada bir suç yok" deyip takipsizlik kararı verince, bu kez herkesin ilgisi o olaya odaklanıyor:"Bu denli aleni bir suç karşısında, savcı o kooperatif yönetimini niye korudu?"Banka genel müdürlüğü diyor ki, "evet ortada bir suç var, bizim memurlarımız ödememeleri gereken bir parayı usulsüz bir şekilde ödemişler."Kaymakamlık ise zaten başından beri kendisinin dolandırıldığını iddia ediyor ve bunu ispatlamak adına da adliyeye belge sunuyor. Bu arada kooperatif başkanı da tam üç defa farklı tarihlerde para aldığını kabul ediyor. O günlerde ilçede herkesin fikir birliği ederek, bu meseleyle ilgili yaptığı yorum şu:"Evrakta o köyün ve faturada o ismin yazılı olduğu sürece, savcı dava açamaz."PASİNLER SAVCISININ TAKİPSİZLİK VERDİĞİ AYNI DOSYA İÇİN ERZURUM ADLİYESİ’NDE DAVA AÇILDIKaymakam Ali Ada, gelişmelere ilgisiz kalmıyor. Savcılığın takipsizlik kararı karşısında yasal süreci işletiyor ve kaymakamlık hesabından haksız yere 35 bin lira çeken kooperatif başkanı için Erzurum Adliyesi’nin kapısını çalıyor. Ve sonunda halen devam etmekte olan bir dava açılıyor. Yargı süreci nasıl sonuçlanır bilinmez ancak ilgili kamu bankasının usulsüzlüğü kabul etmesi ve ödeme yapılan evrakın da tamamen geçersiz bir kâğıt parçası olduğu gerçeği göz önünde bulundurulursa, çıkacak karar konusunda az çok bir fikir sahibi olabiliriz.GELELİM ESAS MESELEYEPasinler Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Müdürlüğü’nün hesabından haksız yere 35 bin lira çeken o kooperatif başkanı hangi köylü ve faturadaki isim ne?Bugünkü konjöktüre göre, o köyün de şirketin de adı hayli sansasyon yaratacak türden. Zira köyün adı: Korucuk, faturadaki şirketin unvanı da Gülen...Kooperatif Başkanının ismi ise, Mükremin Avcı...Savcının takipsizlik kararının arkasında, nasıl bir ölçü olduğunu bilemeyiz. Ancak şu kadarını peşinen söylemek gerekir: Bu meselenin cemaatle bir bağı yoktur. Kişisel kanaatime göre savcı, paralel yapıya yakın bir isimdi ve önüne gelen o suç duyurusunda, Korucuk ve Gülen isimlerini görünce, adeta durumdan vazife çıkardı. Kendince bu isimlerin, böyle kötü bir davayla yan yana gelmesini istemedi. Bu sebeple de altına üstüne bakmadan takipsizlik kararı verdi.Yani isimler, hukukun önüne geçmiş oldu.Bu da Türkiye için hiç de yadırganacak bir durum değildir.Zira bu şehirde daha geçen hafta, paralelci polisler yüzünden savcı, hakimi tehdit etmişti.Korucuk ve Gülen isimlerinin geçtiği bir suç duyurusunun peşinen takipsizlikle sonuçlanması, aslında hukuk sisteminin nasıl bir hal aldığını göstermesi bakımından çok manidardır.