Şehrin Valisi de yok, sahibi de…

Recep Kapucu

Dün akşam saatlerinde başladı telefonlarımız çalmaya, “Yarın okullar tatil mi?”Tabi ister istemez herkes dışarıda yağan kardan bahsediyor, birde gazetemizde yer alan meteorolojik uyarıdan.Veliler bu soruyu sormakta haklıydı.Sabahın köründe yollara düşmek, çocuklarını okula götürmek vardı.Veliler, bizi aramakla da yetinmediler.Yetkili merci aradılar.Akşam, ulaşacak makam bulamadılar.Sabah yine şanslarını denediler.Yine muhatap bulamadılar.Sabah ister istemez, yollara koyuldular.Kimi veli, çocuğuyla okula ulaşmayı başardı.Kimisi ise yollarda kaldı.Okullarda, öğrenciler eksiklerle ders başı yaptı.Kimisi ikinci dersteyken, kimisi ise birinci dersteyken, haber geldi.Kim akıl etmişse, okullar tatil edilmiş.Okulları tatil etmeyi akıl edenlere, günaydın demek lazım.Kesinlikle, şehirden haberiniz yoktu.Sabah kalktınız, kahvaltınızı yaptınız.Sıcak lojmanınızdan dışarı çıktınız.Bir de, baktınız ki makam arabanız gelmemiş.Hemen telefona sarıldınız.Şoförünüzü gelmediği için haşladınız.Şoförünüzden, “efendim yollar kapalı gelemedim” yanıtını alınca da, “ya öyle mi” dediniz.Sonra da, okulları tatil etmeye karar verdiniz.Tabi ben bunları, var sayımlar üzerine yazdım.Ama inanıyorum ki, böyle olmuştur.E bir şehrin valisi yoksa şehir vekillerle yöneltiliyorsa olacağı da, budur.İstanbul’a yerleşen Erzurumlu iki hanım pazarda karşılaşmışlar, biri laf ola, beri gele misali memleketten haber vermiş:“Erzurum’a kar yağmış!”Öbürü hayıflanmış:“Yağar bacım yağar, sahapsız memleket!”Evet, şehrin Valisi yurt dışında.Vakili burada.Evet, sahipsiz memleket!