Sen iktidara pamuk ipliği ile mi bağlısın ki, avukatlar yürüdü diye yıkılasın?

Mehmet ŞENER

Lafı eğip bükmeye gerek yok:

Demokrasilerde olmazsa olmaz şeylerin başında protesto ve itiraz etme hakkı gelmektedir.

Bizim geleneğimizde de vardır bu…

İtirazlarında haklılar ya da yanılıyorlar, bahsi diğer…

Lakin mademki şu kadar baro başkanı itiraz ediyor, yürüyor ve anayasadan kaynaklanan protesto hakkını kullanıyor…

Arkadaş saygı duyacaksın, onları anlamaya ve dinlemeye çalışmalısın.

Ne yani yürüyen bu baro başkanları vatan haini mi yahut da alayı terörist mi?

Bırak ne söyleyeceklerse söylesinler, neye itiraz edeceklerse etsinler…

Demokrasi tam da bu değil mi zaten?

Polise kim emir verdi bilmiyorum, hangi irade o baro başkanlarına pres uyguluyor onu da bilmiyorum.

Bildiğim şu:

Bu zecri tedbirler, protestocu sayısını altmıştan altı yüzlere çıkarır…

Ben devletim ezer geçerim” dersen, bu kez de altı yüzler altmış binlere yükselir.

AK Parti’nin içerisindeki AKP’lilere sesleniyorum: Bindiğiniz dalı kesiyorsunuz, haberiniz yok!

Bu ülkede başörtüsü yasakken, binlerce insan çeşitli şehirlerde protesto eylemi yapardı haklı olarak…

Ama o gün ki ceberut devlet bile o insanların eylemlerini engellemek için orantısız güç kullanmazdı.

AK Parti’nin içerisindeki AKP’liler, Tayyip Bey’e çok büyük bir kötülük yapıyorlar, hem de FETÖ’nün yapacağı kötülükten daha beter…

Yahu bu adamlar baro başkanları…

İstersen çok doğru bir yasa tasarısına sırf sana muhalefet olsun diye itiraz edip sırf kamuoyu oluşturmak için de çabalıyor olabilirler.

Varsın öyle yapsınlar…

Bırak yürüsünler kardeşim…

Sen iktidara pamuk ipliği ile mi bağlısın ki altmış baro başkanı yürüdü diye yıkılasın…

Yapmayın, etmeyin…

Size dostça söylüyorum: İtirazları ve karşı sesleri cebren susturmak istediğiniz müddetçe o cepheye yalnızca cephanelik taşımış oluyorsunuz.

Tayyip Bey gibi siyasetin en dibinden çarpışa çarpışa bu günlere gelen kuvvetli bir lider, nasıl oluyor da muhalefetin itirazının haykırmasını engelleyenlere dur demiyor anlayabilmiş değilim.

Gezi olayları sırasında elinde kırmızı gülle oradan geçen bir kadının yüzüne gaz sıkan polis o gün AK Parti’ye hangi kötülüğü yaptıysa ve o polis sonradan nasıl FETÖ’cü çıktıysa, korkarım ki bugün de aynı olmasa bile benzer bir tablo var.

Avukatlar yürüdü…

Avukatlar, “bu hükümet gitsin” diye yürümüyor ki...

Avukatlar, doğru ya da yanlış, muhtemel bir yasa için itiraz ediyor.

Rahmetli Demirel, “Yollar yürümekle eskimez” demişti.

Solcular kırk yıl dalgalarını geçtiler, Demirel’i eleştirdiler.

İyi de birader, şimdi yürüyecek bir yol bile bulamıyorsun…

Daha doğrusu yol var da, o yolu illa da “sorun” haline getirmek isteyenler mevcut.

O baro başkanlarının önleri kesilmeseydi ve dedikleri gibi Anıtkabir’e gidip orada eylemlerini sonlandırsaydılar, bu ülkede sadece üç sütuna bir haber olurdu.

Ama kim niye bilmiyorum, onlara bu hakkı vermedi ya, şimdi o avukatlar, Avrupa basınında sekiz sütuna manşet oluyorlar, hem de en kapkara puntolarla…

Daha mı iyi bu görüntü?