Ülkeyi yöneten kadroların aileleri ile birlikte televizyonlardaki haberleri izleyip izlemediklerini elbette ki bilemeyiz.
Eğer izliyorlarsa, şiddet, cinayet, magandalık, gasp, kavga, tehdit, işkence, trafik anarşizmi, haraç, çocuk çeteleri, mafya yapılanmaları, yaralama, hırsızlık, dolandırıcılık, uyuşturucu ve kumarla ilgili haberleri izlediklerinde neler düşündüklerini merak etmekteyiz.
Sıradan vatandaşlar olarak bu haberleri izlediğimiz zaman kimyamızın bozulduğunu, endişe ve korkuya kapıldığımızı söyleyebiliriz.
Hele, onlarca suç dosyası olanların aramızda dolaşıp yeni suçlar işlediklerini görünce, ceza evlerinde olmaları gerekir diye düşündüklerimizin adli kontrol şartıyla salıverilmelerine bakınca kendimizi yalnız hissediyoruz.
Ülke, şiddet sarmalına bürünmüş vaziyette. Yan baktın gibi sıradan bahanelerle insan canına kıyılması, kadın cinayetlerindeki artış, çeteleşmenin ve uyuşturucunun çocuklara kadar inmesi elbette ki geleceğimiz için son derece önemli sıkıntılardır.
Erzurum gibi güvenli ve asayişin sağlandığı bir şehirde dahi yakın zamanlarda cinayet vakalarının artması üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.
Hapisten izne çıkan bir mahkûmun anında silah bulması, ülkede gayrimeşru silahlanmanın hangi noktaya ulaştığını ve silaha ulaşmanın ekmeğe ulaşmaktan kolay olduğu hatırlatmasını akla getirmektedir.
Ceza İnfaz Kurumlarında 420 904 mahkûmun bulunması,- denetim ve takibi yapılan toplam yükümlü sayısının 465 146 olması bir hayli düşündürücüdür.
Getirilen aflarla birlikte boşalan hapishanelerin kısa zamanda kapasitelerinin üstünde tutuklu barındırması endişe vermektedir.
Sosyal medya, TV dizileri, internet gibi kanalların bu yangını körüklemesi, sosyal ve ekonomik şartlar, değerlerin kaybı, cezayı yaptırımların yetersizliği Türkiye Yüzyılı projesiyle örtüşmemektedir.
Bu arada yeni hazırlanan trafik cezaları ile ilgili kanunun askıya alınmasını da anlamakta zorlanıyoruz.
Yarım asırdır ülkemizin başına bela olan terör örgütünün üstesinden gelen devletimizin bu konuda da alacağı sıkı tedbirler ve hukuksal düzenlemelerle istediğimiz ortamı sağlayacağına olan güvenimiz tamdır.
Devletin şefkat eli kadar güçlü yumruğu olduğunun hissedilmesi toplumu rahatlatacaktır.
Cennet vatanımızda, güven içerisinde, endişe duymadan korkmadan yaşamak ve torunlarımıza huzurlu bir ülke bırakmak arzusundayız.
Anadolu irfanının yeşerdiği vatanımızda, şiddeti, kaba kuvveti, zorbalığı, haksızlığı, hukuksuzluğu, cana kıymayı, hırsızlığı, dolandırıcılığı, tefeciliği, rüşveti görmek ve işitmek istemiyoruz.
Özetle; insana, hayvana ve çevreye zararı dokunana, hukuk devletinin misliyle dokunduğu bir ülke özlediğimizi sorumluluk mevkiinde olanlara duyurmak isteriz.