Tuncer Bakırhan, partilerin İmralı'ya gitmeme kararına Erzurum anekdotu ile cevap verdi

Tuncer Bakırhan, partilere, Erzurum'da bir amcanın kendisine söylediği "Mustafa Kemal 100 yıl önce buraya gelip Kürtleri Kurtuluş savaşına dahil etmeyi biliyor da, neden biz 10 km öteye feribotla gidip oradakileri dahil etmiyoruz?" sorusunu yöneltti.

Gazete Güncel- CHP'nin ardından Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi'nin ortak Meclis grubu olan Yeni Yol, İmralı'ya gitmeme kararı almıştı. 

Böylelikle AK Parti, MHP ve DEM Parti'den birer milletvekilinin Abdullah Öcalan ile görüşeceği netleşmişti. 

Bazı partilerin verdiği "İmralı'ya gitmeme" kararı sonrası hem destek hem de tepki açıklamaları geliyor. 

TUNCER BAKIRHAN'DAN ERZURUM ANEKDOTU

DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan, tv100 canlı yayınında Talat Atilla ile Memleket programına konuk oldu. 

Barış sürecinin tarihi önemine vurgu yapan Bakırhan, CHP’nin bu süreçte aktif rol alması gerektiğini beklediklerini bildirdi. 

Bakırhan'ın, açıklamalarının devamında verdiği Erzurum anekdotu ise çok konuşuldu. 

"MUSTAFA KEMAL 100 YIL ÖNCE BURAYA GELİP KÜRTLERİ KURTULUŞ SAVAŞINA DAHİL ETMEYİ BİLİYOR DA..."

Bakırhan, konuya ilişkin şu sözleri sarf etti:

Bir anekdot anlatıcam. Dün Erzurum’da yaşlı bir amca dedi ki, “Mustafa Kemal 100 yıl önce buraya gelip Kürtleri Kurtuluş savaşına dahil etmeyi biliyor da, neden biz 10 km öteye feribotla gidip oradakileri dahil etmiyoruz” diye bir soru sordu.

Bunun muhattabı sadece biz değiliz, tüm siyasi partilerdir.

"DEVLET BEY'İN ÇIKIŞINI KİMSE BEKLEMİYORDU"

Bakırhan'ın açıklamalarından satırbaşları şu şekilde:

Öncelikle biz mevcut yürüyen sürece barış ve demokratik toplum süreci diyoruz. Bununla başlayarak sözlerimi devam ettireyim. Gerçekten kritik bir dönemden geçiyoruz. Her günün anlamı vardır, önemi var. En ufak meseleler de bence o meseleyi yaşayanlar tarafından önemlidir.

Kritik demeleri çok kıymetli. Ama 86 milyonu ilgilendiren, son 100 yıllık kanayan bir yara olan, her karışa acı ve gözyaşı düşüren, bir meselenin tartışıldığı ve çözümün arandığı bir süreç gerçekten tarihidir, kritiktir ve önemlidir. Şimdi, 1 Ekim ile başlayan, günümüze kadar gelen süreç de çok önemli, çok tarihi adım var.

Bugüne kadar kimse beklemiyordu. Yani işte Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı çağrıyı yapacağını, silahları artık bıraktıracağını, PKK'yı fesh edeceğini. Hatta en önemlisi... Devlet Bey'in çıkışını kimse beklemiyordu. Hatta bir daha artık Türkiye'ye karşı silah kullanılmayacağını ve burada bulunan silahlı güçlerin de yurt dışına çıkacağını, sorsanız belki toplumu %90'ı beklemezdi. Bunlar çok ezber bozan şeyler. Çok önemli şeyler.

"BARIŞI TOPLUMSALLAŞTIRMAK GEREKİYOR, BUNUN YOLU DA ATILACAK KİMİ ADIMLARDADIR"

Hiçbir anlaşma, bir mutabakat olmadan ben silahı bıraktırıyorum, ben örgütü feshediyorum, ben güçlerimi artık Türkiye'ye karşı silah kullanmayacak bir noktaya getirip ve ülkenin dışına çekiyorum demek önemlidir.

Barışı toplumsallaştırmak gerekiyor. Bunun yolu da atılacak kimi adımlardadır. Yani yasal düzenleme gerektirmeyen, idari kararlarla çözülebilecek, toplumun bak bu iş ilerliyor, iyiye doğru gidiyor, nefes almamı sağlayacak bir barış ihtimi yaratacak demesini gerektirecek adımlar atılabilir.

Biz sahadayız, biraz Milliyetçi Hareket Partisi de bu meseleyi anlatmaya çalışıyor, toplantılar yapıyor, çok kıymetli. Bu meselede durduğu yeri kararlı bir şekilde gösterecek ki adımlara ihtiyacı var.

"BAHÇELİ ÇOK TUTARLI BİR SİYASET İZLİYOR"

Sayın Bahçeli en başından beri aslında çok tutarlı bir siyaset izliyor. Çıktığı günle aslında aynı şeyleri söylüyor. Aslında iki tane aktör ilk söylediği sözü devam ettiriyor.

"100 YILLIK MESELE SEGBİS İLE ÇÖZÜLEMEZ" VURGUSU

Bakırhan İmralı komisyonu konusunda, şöyle dedi:

Kusura bakmayın 100 yıllık bir mesele SEGBİS'e, link'e, bir bağlantıya indirgemeyecek kadar değerlidir, kıymetlidir.

Şunu söylüyorum, 100 yıllık bir meseleyi çözüyoruz. Çözelim mi çözmeyelim mi? Karar verin. Bir toplumu temsil ediyorsunuz, koca koca siyasi partilersiniz. Ha SEGBİS'e bağlanmışsın, ha oraya bir komisyon gitmiş. Meselenin kendisi, oradan ne denileceği ilgili bir meseledir. Kürt meselesi bir linkle çözülecek bir mesele değil. Burada gerçekten üzülüyorum. Çok abartılıyor.

Burada bir linkle, bir bağlantıyla bu meseleyi tartışmak, çözmek, gerçekten biraz yan çizmek anlamına geliyor.

"CHP AKTİF ROL ALABİLİRDİ"

CHP'nın komisyona katılmama kararı hakkında ise, şu değerlendirmelerde bulundu:

Burada ana muhalefet partisi de aslında bu bahsettiğimiz kaygıları giderebilecek bir rol oynayabilirdi. Cumhuriyet Halk Partisi gerçekten bu meselenin çözümünde çok aktif, çok ciddi bir rol oynayabilirdi.

CHP, Cumhuriyet'in kurucu partisidir. Yüzyıllık meselede bir sorumlu olan bir partidir. Çözümünde de bence bir rol oynamalıdır. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi'nin İmralı'ya gidilsin mi, gidilmesin mi, SEGBİS'e bir linkle bağlantı kurulmasın mı, tartışmasını çok talihsiz görüyorum. Bu CHP'nin önerisi miydi? Çok üzüldüm. Onların da gidilmeme yönlü bir kararı var. Sadece SEGBİS meselesinden bahsetmiyorum. Dolayısıyla bu durumu eleştiriyoruz. CHP'den beklentimiz büyük. 

CHP gerekirse cesur olmalı, risk almalı, tabanının hassasiyetine bakarak siyaset üretmemeli" diyen Tuncer Bakırhan "CHP sağa sola bükmeden, iktidar karşıtlığına sıkışmadan adım atmalı.

"EŞİTLİKÇİ BİR ANAYASA TARTIŞMASINA TABİ Kİ KATILIRIZ"

Anayasa çalışmaları hakkında ise şöyle dedi:

Gündemin kendisi bu sürecin kendisidir, bu meselenin çözümüdür. Anayasa henüz gündemimizde yok. İktidar cenahından da anayasa tartışmasına dönük bir dayatma, gündem yok. Şu an bu meselenin çözümüne odaklandık. Anayasa gündeme geldiği zaman demokratik, eşitlikçi bir anayasa tartışmasında tabi ki katılırız.

Kaynak

Siyaset Haberleri

İmralı ziyaretinde Öcalan'a sorulacak ilk soru belli oldu!