Ya hemen aşı ya da gözyaşı

Mehmet ŞENER

Dünya genelinde çeşitli varyantlarıyla yeniden tırmanışa geçen Korona, bazı ülkelerde üçüncü doz aşıya rağmen öldürücü etkisini sürdürüyor.

Erzurum’un korona tablosu:

  • Geçen hafta vaka sayısı, yüz binde 206 iken, yeni haftada bu oran 250’ye yükseldi. Geçen hafta Korona’dan ötürü yoğun bakımda yatan hasta sayısı 50 civarındaydı, bu hafta da sayı değişmedi, yine 50 kadar insanımız yoğun bakımda tedavi görüyor.
  • Erzurum’da aşılama oranı ne yazık ki, hala Türkiye ortalamasının gerisinde… Verilere göre, Erzurum’da aşılama oranı yüzde 66 civarında… Buna karşın ülke ortalaması ise, yüzde 73…
  • Bazı şehirlerde olduğu gibi Erzurum’da da aşı karşıtı güçlü bir lobi amansız mücadele veriyor. Öyle ki, ayaklarına kadar aşı yapmak için giden sağlık görevlilerine hakaret edip kovan vatandaşlar var. Oysa yeni düzenlemeye göre aşı olmayan vatandaşların sosyal hayatlarında ciddi bir kısıtlama olacak.
  • Aşı konusunda Erzurum’da öne çıkan en ciddi sorunların başında gençlerin aşıya karşı direnmesi geliyor. Genç nüfusu çok olan Erzurum’da, şu ana kadar gençlerin ancak yüzde kırkı aşılanabildi. Oysa bu gençler, örneğin okula giderken, spor müsabakalarını takip ederken ya da uçakla seyahate çıktığında mutlaka ya aşı olduklarını ya da test verdiklerini göstermek zorunda kalacaklar, tıpkı yaşta kendilerinden büyük kimseler gibi…
  • Sağlık Müdürü Dr. Gürsel Bedir, gazeteniz Palandöken aracılığıyla bir kez daha seslendi: “Bu illetten kurtulmanın bugün için bilinen yegane yolu aşıdır. Elimizde aşı da var, yeterli sağlık personeli de… İhmal etmeyin ve kara propagandalara kulak asmayın. Gelin aşınızı olun ya da biz gelip aşınızı yapalım. İlla da bir rakam verecek olursak verelim. Hastanemiz yoğun bakımında tedavi gören hastaların yüzde doksansekizi hiç aşı olmamış vatandaşlarımızdır.”

DÜNYA ALARMDA!

Bilim insanları, bugüne kadar Korona’ya karşı en etkili silah olarak hep aşıyı gösteriyor ve ispatlanmış bilimsel verilere göre de aşı, bulaşıya karşı olmasa bile hastalığı hafif geçirmede bilinen en etkili silah… Buna rağmen dünya genelindeki aşı karşıtı lobilerin amansız propagandası yüzünden, aşı olmamak için direnen kitlelerin sayısı hızla artıyor.

AŞILAMADA TÜRKİYE İYİ DURUMDA…

Türkiye’de ise, Sağlık Bakanlığı’nın aşı tedarikini aksatmadan yerine getirmesi sonucu, aşılanma oranı dünya ortalamasının çok üstünde seyrediyor. Ancak bu oran, henüz bilim insanlarının öngördüğü seviyede değil. Çünkü birinci doz aşısını olanlar ile ikinci ve üçüncü doz aşınışı olanlar arasında ciddi bir fark var. Bu da şunu gösteriyor: Bir doz aşı olanlar, kendilerini salgına karşı koruma altına almış olarak görüyor!

DOĞU İLLERİ DİRENİYOR!

Diyarbakır’ın başını çektiği bazı Güneydoğu Anadolu illerinde de aşıya karşı müthiş bir pres var.  Bunun doğal sonucu olarak vaka sayısı ve yoğun bakım hasta sayısı en çok artan illerin ilk sırasında Diyarbakır geliyor. Bu sıralamayı takip eden Doğu Anadolu illeri de alarm üretilecek durumda… Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, yerel yöneticiler bu illerde aşılama oranı artsın diye çeşitli çarelere başvuruyorlar. Herkesin ayağına kadar sağlık ekiplerinin gitmesi dahil sivil kitle örgütlerinden yardım almaya kadar uzanan bu çareler, az da olsa bazı illerde meyvesini vermeye başladı.

AŞI KARŞITLARI ETKİLİ OLUYOR…

Bilim insanları günlerdir istatistik yayınlayıp duruyor. Buna göre, hastaneye Korona nedeniyle başvuran ya da yoğun bakıma alınan hastaların yüzde seksen beşi hiç aşı olmamış kişiler… Bu bilimsel gerçeğe rağmen bir avuç aşı karşıtı kişinin sosyal medya üzerinden yaptığı kara propaganda, hala aşının önündeki en büyük engel olarak kendisini hissettiriyor. Bir yanda somut bilimsel veriler diğer yanda tamamen komplo teorileri üzerine bina olunan söylemler...

BÖYLE GİDERSE TABLO KIZARIR…

Hızla normalleşmenin yaşandığı ülkemizde, alınan kimi yeni kararlara rağmen ne yazık ki, hem vaka ( yirmi bin bandında ) sayısında tahminlerin ötesinde bir artış yaşanıyor, hem de ölü sayısı günlük iki yüzün üstünde seyrediyor. Bu gidişat, başta bilim insanları olmak üzere, mesele karşısında duyarlı her kesimi endişeye sevk ediyor. Çünkü 6 Eylül’de yüz yüze eğitim başlayacak ardından da üniversiteler yeni eğitim yılına merhaba diyecek. Hal böyle olunca, Eylül ayında Türkiye’nin Korona tablosunun ne olacağını kestirmek hiç de zor olmasa gerek.