Yakutiye bu işte

Mehmet ŞENER

Başkan Mahmut Uçar’ın Saltuklu sevgisi ete kemiğe büründü, güzellik olarak göründü…

Yakutiye bu işte

Saltuklu, Selçuklu, Osmanlı ve elbette Türkiye Cumhuriyeti… İşte biz buna Türk tarihi diyoruz… (GERİDE KALAN BİNLERCE YILA BAKMIYORUZ BİLE…)

Çoğu zaman bir doktor, yalnızca bir doktor değildir.

Değildir.

Çünkü:

Gün gelir o doktor, bir şair olur.

Hiç ummadığınız zamanda da bestekar ve müzisyen diye çıkar karşınıza…

Aralarında çok iyi ressamlar da vardır…

Doktor…

Sadece kesip biçmez; inşa eder, çevreyi süsleyip vadileri yeşillendirir…

İster ki zeytin ağaçları kıyama dursun, çınarlardan buram buram vatan koksun, nar çiçekleri güneşle buluşsun…

Ve fakat bilir ki o doktor, bu topraklarda nar da zeytin ağaçları da yoktur.

Buna rağmen doktor yılmadı; koştu, terledi ve uykusuz düştü…

Zeytin ağacı ve nar olmasa da yeşilin türlü renginden Babil’e bir selam çakabilirim; elbette ki kopyası bile olmasa da dedi…

Evet…

Mahmut Uçar, yıllar yılı yalnızca toprak yığını ve çöp tepesi olan bir atıl yeri, sonbahar gazelleriyle buluşturdu, ilkbaharda cümle çiçekler yeniden vücut bulsun diye…

Orada artık çocuklar için türlü türlü oyun alanları…

Büyükler için serin bir sonbaharda dinlenme otağı…

Gençler için yeni bir buluşma adresi…

Yani Erzurum yenilendikçe yeniden büyüyor…

1072 Saltuklu Parkı…

Erzurum’u Erzurum yapan atalarımız,geçmişimizdir…

Mahmut Uçar, hamaset yapan biri değil.

O, bu şehrin tarihinin yeniden kendi küllerinden doğmasını istiyor.

Bu sebeple Yakutiye Belediyesi’nin hizmete açtığı bu park, aslında bir parktan çok daha ötesidir…

Bir tarih şuuru, bir irfan mimarisi ve hikmet işaretidir…

Bu toprakların bekçisi, hadimi ve de Yakutiye’de bayraklaşan bir savunucusu var…

O tabelaya bir daha dönün bakın orada Saltuklu 1072 yazıyor.

Halbuki o tarih de o ifade de, sinmeyen bir imanın tezahürüdür…

Yakutiye sadece park yapmıyor, beraberinde ilham oluyor…

Rahmet olsun, bu toprakları bize vatan kılanlara…