İlki Erzurum İstinaf Başsavcısı, ikincisi başsavcıvekili…
İkisi de Erzurumlu, ikisi de son derece deneyimli yargı mensupları…
İkisi de “FETÖ’yle mücadelede”, cephenin en önünde göğüs göğüse çarpışmış yürekli savcılar…
Başsavcı Ünal Bingül’ü, uzun yıllardan beri tanırız. Kamuoyunun da çok yakından bildiği ve takip ettiği bir isimdir.
Erkan Çörek, daha genç bir isim, ama O da meslekteki vatanperver büyüklerinin yolunda yürüyor.
Öyle olmasaydı, koskoca İstinaf’ta başsavcı vekilliği görevine getirilir miydi hiç…
FETÖ terör örgütünün bu ülkeye verdiği zararın haddi hesabı yok da…
Ne yazık ki, en derin yara, yargıda açılmıştı.
Bugüne kadar, yargıda binlerce hakim, savcı ve avukat sistem dışına çıkarıldı, adliyeden uzaklaştırıldı. Lakin açılan tahribat o denli yıkıcı oldu ki, devlet hala yara sarmaya devam ediyor.
Başsavcı Ünal Bingül’le çok eskiye dayanan bir dostluğumuz ve hukukumuz var. Bu sebeple ziyaretine gidip bir acı kahvesini içmeyi murat ettim.
Rahmetli babası efsane sanatçı “Türkü Paşa” Raci Alkır’ın sohbetlerinde bulunmuş sonra da oğlu kıymetli sanatçı Vahit Alkır’la arkadaşlık etmiş biri olarak telefonla aradım:
“Vahit kardeşim” dedim. “Yarın sabah gazeteye gel, başsavcı Ünal Beye gidelim.”
“Tamam; ağabeyi sabah onda gidelim.”
Ünal Bingül nasıl ki, yargı camiasında duayen bir isim ve bir bilense…
Beşeri münasebetlerinde de, bi o kadar numune şahsiyettir…
Birbirimizi göresmiştik…
Sohbet sohbeti açtı, çaylar kahveler içildi.
Veda etme vakti gelmişti.
Son anda aklıma geldi dedim ki, “Ünal Bey, burada Erzurumlu iki savcı varmış. Üstelik Tortumlu; hem de Şenyurtlu…”
Ünal Bey güldü:
“Evet; Erkan Çörek… Aynı zamanda başsavcı vekilimiz ve savcı Adem Çörek…”
Soyadları Çörek, ikisi de Tortumlu ve ikisi de Şenyurtlu…
Hikaye çok uzun, lakin ben özetleyerek ilerliyorum…
Başsavcı Ünal Bingül, vekili Erkan Beyi arayıp Vahit’ten ve benden bahisle, ziyaretine geleceğimizi söyledi.
Vardık makamına…
Hoş beşten sonra tanış olduk.
Erkan Çörek, Tortumlu, ama Şenyurtlu değil. (esasında Şenyurtlu da sayılır. Zira Şenyurt belde iken, (Maskur) Cihanlı, cennetten bir köşe olan Şenyurt’a bağlı bir mahalleydi.
Savcı Adem Çörek, duruşmada olduğu için görüşemedik…
Biz görüşemedik, ama Tortum Vadisi Adem Beyi ezbere biliyor…
O ziyaret vesilesiyle öğreniyoruz ki…
Aynı adliyede görev yapan, ikisinin de soyadı Çörek olmasına ve ikisinin de aynı köylü olmasına rağmen…
Erkan savcı ile Adem savcı arasında akrabalık yok…
Aynı çatı altında olmaları tamamen tesadüften ibaret…
Bir güzel tesadüf daha o ziyaret esnasında ortaya çıktı:
Başsavcıvekili Erkan Çörek ile Vahit Alkır eski komşu ve yakın akraba çıktılar.
“Dünya küçük” sözü ancak bu kadar bir kere daha tescil edilmiş olurdu.
Hasılı…
Dün, Ünal Beyi uzun bir aradan sonra görmenin memnuniyetini yaşamakla birlikte, Erkan Çörek kardeşimizi de tanımanın bahtiyarlığına erdik…
Yakında, Adem Çörek’le de merhabalaşırız inşallah…
Müsterih olunuz…
Yüksek yargıda, gül ile çörek bir aradaysa…
Anlayın ki oradan, tadına doyulmaz hukukun üstünlüğü ve adil yargı çıkar…
Gül de çörek de Anadolu’dur çünkü…