1. YAZARLAR

  2. Mehmet ŞENER

  3. Bu yeminli Atatürk düşmanları, gerçekte neyin peşindeler?
Mehmet ŞENER

Mehmet ŞENER

Yazarın Tüm Yazıları >

Bu yeminli Atatürk düşmanları, gerçekte neyin peşindeler?

A+A-

Topu topu 11 ay süren "REFAHYOL" hükümetinde, merhum Erbakan, bir yandan var gücüyle iflasın eşiğine getirilen Türkiye'yi düzlüğe çıkarmaya, çıldırmak üzere olan ahaliyi yeniden mutedil çizgiye çekmeye çalışırken; diğer yandan da kendilerini güya "Hoca'nın müritleri" olarak tanımlayan bir takım "adam"ların yedikleri herzeleri telafi ve tashih etmekle meşguldü.

Unutmayınız ki 28 Şubat'ın, "astığım astık kestiğim kestik" anlayışındaki bol apoletli militerleri; o isimlerinin önünde "mebus" ardında da "mürit" yazan "tip"ler yüzünden,  başka şeyleri maskelemek için ha bire "rejim elden gidiyor" bahanesiyle rahmetliyi az terletmemişlerdi!

Onlardan biri, (alışmış kudurmuştan beterdir misali) geçen günlerde yine tıpkı 28 Şubat Süreci'nde yaptığını yaptı! Sözümona "muhafazakar aydın" olan o "danışman", yerel yönetimin önemini anlatırken, kendince taşı gediğine koydu, "en iyi yönetim biçimi federasyondur" dedi!

Elbetteki  o meşum süreci, durup dururken laf olsun diye hatırlamadık.

"Tarih tekerrür eder" anonim sözüne karşı, merhum Akif de boşu boşuna, "İbret alınsaydı, hiç tekerrür eder miydi" dememişti.

Hakikaten ibret alınmıyor...

Baksanıza kendilerine "tarihçi" diyen (ama işin en kötü yanı, yalnızca o adamlar kendilerine "tarihçi" demiyor. Bu ülkede; adı sanı hayli büyük bazı üniversiteler, kimi yayınevleri, kimi gazete ve televizyonlar da, bu kişileri "büyük tarihçi" diye takdim edip duruyor, yıllardan beri) bir kaç zıpçıktı, sanki de bir şeyleri yeniden sabote etmek yahut da bir şeylerin üstüne şal atıp gizlemek adına, Atatürk'e hakaret edip duruyor!

Esasında bu, o zıpçıktıların yediği ilk herze değil... Yıllardan beri benzer şeyleri şurada burada zırvalayıp duruyorlardı; lakin bu kez üzerlerine geçirdikleri deli gömleğine güvenerek, zırvayı iftira, hakaret ve ahlaksızlığa kadar götürdüler!

Elbetteki savcılık gereğini yaptı, elbette hükümet de aynı biçimde gereken tepkiyi gösterdi.

Bunda bir sorun yok. Kimse diyemez ki, "herifçioğulları sövdükleriyle kaldı"

Sorun şu: Türkiye'nin bunca meselesi, halletmesi gereken bunca işi varken, dünyada gündem hızla değişirken, ülkemiz yeni bir sistemin arifesinde yeni atılımlar içindeyken... Niye kendilerini AK Parti'ye yakın kimseler olarak tanımlayan bu "tipler",  Atatürk'e hakaret etmeyi bir "vazife" haline getirdiler ve neden milletin sinir uçlarına basma ihtiyacı duydular?

Gazeteler çarşaf çarşaf verdi. Yeminli Atatürk düşmanı bu "adam"lar, daha bir yıl öncesine kadar da, birer yeminli FETÖ sevicileri idiler!

Denilmektedir ki, "kirli ve bozuk sicillerini unutturmak, kendilerini yeni sisteme monte ettirip gül gibi geçinip gitmek için tüm bunları yapıyorlar"

Mümkündür. Lakin bu, tek başına ikna edici bir cevap değil.

Zannımca bu zıpçıktılar, daha büyük bir "proje"nin peşindeler.

Zira, "adam"ların "sisteme uyma" gibi bir dertleri yok ki! Baksanıza en büyük üniversitede ders veriyorlar, hükümeti destekleyen televizyon ve gazetelerde enine boyuna savurup duruyorlar, o kitap fuarı senin bu kitap fuarı benim dolaşıp imza dağıtıyorlar!

Erzurum ifadesiyle soracak olursak, "Ne davunları eksik ki, bir yerlere yaranma veya yamalanma ihtiyacı duysunlar?"

Dert dava başka!

Nasıl ki görünürde merhum Erbakan'ın "en sadık adamları" eliyle Türkiye, 28 Şubat Süreci'ne götürülüp demokrasiye, insan haklarına ve ülke ekonomisine çok ağır darbeler vurulduysa; sanki bugün de o bildik senaryo, başka figüranlar üstünden yeniden sahnelenmek isteniyor.

İşin içinde, doğrudan FETÖ olabileceği gibi FETÖ'nün akıl hocası efendileri de olabilir.

Öyle ya, Atatürk'e ve cumhuriyetin değerlerine alenen saldırmak, Türkiye'de huzuru bozmak için belki dar çerçevede birilerinin işine gelse de, bu işten en çok rahatsız olacak ve sıkıntı çekecek kesim hükümettir, dolayısıyla AK Parti'dir.

Daha bir yıl öncesine kadar FETÖ sevicilikte hudut tanımayan bu bir kaç zıpçıktının, Atatürk'e, ve cumhuriyete saldırmadaki muratları, öyle masum şekliyle, "düşüncelerini beyan ettiler, fikir özgürlüğü" biçiminde izah edilemez.

Gezi kalkışmasında, sözde eylemin bir müellifi dememiş miydi ki, "yahu anlamadınız mı, mesele bir kaç ağaç meselesi değil."

Bu olayda da mesele, adları her ne olursa olsun o bir kaç "adam"ın zırvalaması değil...

FETÖ demiyor mu ki, "biz daha bitmedik"

Siz, o esvaplı şeytanın bu lafını, sırf hükümeti korkutmak için söylenmiş bir kabadayı böğürmesi zannediyorsanız, yanılırsınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.