Erzurum Güncel- Ele aldığımız en önemlileri; eğitim imkânlarının kısıtlı olması ve
ev işlerinde kadına mutlak rollerin biçilmesi. Merve Tepe (28),
Aslı Solmaz (25), Hacer Keser (32) milyonlarca kadından
sadece bazıları.
İş hayatlarında zorluklarla karşılaşan kadınlar, belli başlı bazı zorluk ve
sıkıntılarla karşılaşıp kendilerini dışlanıyor görüyorlar. Hemşirelik yapan
Merve Tepe (28): “Beş yıldır çalışıyorum, iş hayatı oldukça zor ve yorucu
geçiyor, bu durum kadınlar açısından daha da zor oluyor, zaten iş
alımlarında erkekler daha ön planda tutuluyor kadınları genelde ikinci
planda tutuyorlar.’’ diye konuşuyor.
Burada Merve Hanımın da söylediklerinden yola çıkarak şunu anlıyoruz ki
çoğu iş yerlerin de iş başvurularında öncelik erkeklere veriliyor.
‘’Bizler her yerde bulunmalıyız evde, işte, sokakta, bir erkeğin yaptığı işi
bizde yapabiliriz sonuçta bizimde elimizden her iş gelir.’’ diyen Merve
Hanım kadının çalıştığı zaman ailesine destek olabileceği ne, evin
ekonomisine yardım edebileceğine en önemlisi de bir kadının bir erkeğin
eline bakmak ve ona muhtaç olmak zorunda kalmayacağına kendi
ayaklarının üstünde dura bileceğini sağlar.
Merve Tepe gibi bir diğer çalışan kadın da Aslı Solmaz (25).

2

Aslı Solmaz: “Üç yıldır mağazada çalışıyorum ve iş hayatında oldukça
zorluklar ve sıkıntılar yaşıyoruz.’’ diyen Aslı Hanım yaşadıkları sıkıntıları
anlatmaya devam ederek; “iş başvurularında bizlere farklı yaklaşılıyor
ayrımcılıklar yapılıyor. Erkekleri biraz daha kolay işe alırken bizleri ise bir
sürü aşamadan geçiriyorlar, iş dışında farklı şartlar sunuyorlar bizlere
hâlbuki bu işi en iyi şekilde yapabilir miyiz diye sormaları gerekiyor.
Bazen iş hayatında, yöneticilerden ve çalışma arkadaşlarımızdan bizlere
yönelik sıkıntılı davranışlar oluyor.’’
Aslı Hanımın iş dışında ki kavramında şunu anlıyoruz ki kadınların iş
yerlerin de taciz edildiği ve cinsel obje olarak görüldüğünü belirtebiliriz.
Altı yıldır çalışan ve ailesini geçimini tek başına sağlayan Hacer Keser
(32); ben altı yıldır terzilik yapıyorum 2 çocuğum var çocuklarıma tek
başıma bakıyor ve geçimimi yalnız sağlıyorum.’’ diyen Aslı Hanım
kadınların iş hayatının sıkıntılı olduğunu ancak çocuklu, dul ya da ailesine
tek başına bakan bir kadının iş hayatının daha da sıkıntılı olduğunu bizlere
gösteriyor. Bu sıkıntılar iş bulamamak ya da güç yetersizliği olarak değil
de kadına bakış açısı olarak belirtebiliriz. Dul bir kadın ya da çocuklarına
bakmak zorunda kalan bir anne (boşanmış) bu kadınlara cinsel istek ve
arzuyla yaklaşan işverenler gibi. Her açıdan bir zorlukla iş hayatına atılıyor
kadınlar. Bu kadınların zayıflığından mı tabi ki hayır. Bir kadın isterse
çoğu zorluğun üstesinden gelir ve bir erkeğe nazaran daha başarılı
durumda gücünü gösterebilir, ama ataerkil toplumda kadının gücü hep
reddedilmiştir. Ataerkil toplum da kadının mutlak rolü; başta ev kadını, iyi
bir eş kocasının arzularını yerine getiren iyi yemek yapan, çocuk doğuran
anne olan erkeğinin ya da abi ve babasının sözünden çıkmayan gibi ve
daha niceleri.

3

Bu durum da medyada kadın topluma genelde böyle yansıtılıyor. Kadınları
ya bir reklam deterjan, temizlik veya güzellik konumlarında görüyoruz.
Çoğu dizi ve filmler de ev kadını, anne, esas oğlanla aşk yaşayan esas kız
olarak görüyoruz. Devlet lideri olan dış hayatta kendi ayakları üzerinde
duran güçlü bir kadın olarak görmemiz hiç yok gibi neredeyse.
Toplumumuz gerçekten kadınlara destek vermeliler, aileler kendi kızlarına
bu konuda yardım etmeleri ve destek olmaları gerekiyor, kadın evlenince
eşi çalışmasını istemiyor buna karşı çıkıyor hâlbuki bir kadının çalışması
ne kadar iyi bir şeydir ailesine destek de bulunması kendi ayaklarının
üstünde durması kimseye muhtaç olmaması bunlar çok önemli
meselelerdir, kadın baba evindeyken babası izin vermiyor çalışmasına
evlenince de eşi izin vermiyor.

Haber: Ömer TEKİN