Dün işyerimizin telefonu çaldı. Ben cevap verdim. Telefondaki bey, İstanbul’dan aradığını ve bir okuyucumuz olduğunu belirterek “atlama kulelerinden haberiniz var mı?” diye sordu. Var dedim. “O zaman niye yazmıyorsunuz” diye çıkıştı. Bende kendisine en son bir ay önce yazdım diye cevap verdim. “Yok yok, kuleler çöküyor. Otelde kalanları tahliye etmişler. Bir yakınım var orada, o arayıp söyledi” deyince, hemen araştırdım. Evet, atlama kulelerinde kayma başlamış ve bu nedenle tahliye etmişler. Hemen haberini yapıp koydum. Aradan 15- 20 dakika geçmeden kulelerden kara haber geldi. Kuleler göçmüş… Evet, bizler defalarca atlama kulelerini yazdık. Ben en son 16 Haziran’da misafirlerimle birlikte Atlama kulelerine gittim. O ağır tost kokusu içinde kuleleri misafirlerime gezdirdim. Terasa çıktık, hava yağışlıydı. Terasta oluşan tahribatı ve çatlakları görünce fotolarını çektim. Yağan yağmur suları, çatlaklardan süzüp kulelerin temeline gidiyordu. 17 Haziran’da da gazetemizde haberini yaptım. “KULELERE KIYMAYIN EFENDİLER” diye başlık attım. Yaptığım haberde tehlikenin geldiğini kaleme almıştım. Aynen haberin giriş spotunu veriyorum “Erzurum’un simgesi atlama kuleleri yavaş yavaş yok ediliyor. Zemindeki kayma nedeniyle her geçen gün karanlığa gömülen atlama kulelerinde şimdi de çatlaklar oluşmaya başladı. üst terasta oluşan çatlaklar her geçen gün büyüyor. Yağan yağmurlar ise bu çatlaklardan binanın temeline doğru gidiyor.” Merak edenler 17 Haziran tarihli arşivimize bakarak haberi göre bilirler. E tabi, bizim yazdığımız bu haber, yazdığımız yerde kaldı. İnanıyorum ki, ne şehrin valisi, ne de Gençlik ve spor il müdürlüğü yöneticileri bu haberi kale bile almamışlardır. Almış olsalardı, bugün belki bu felaketi yaşamazdık. Şimdi Erzurum Valisi Ahmet Altıparmak Twett atmış, "Tam işler yoluna girdi derken bu afet geldi. Tesellimiz can kaybı olmaması. Gereği neyse elbette yapacağız" Ben sadece bu Twett’e tebessüm ettim. Sayın vali bu afet göz göre göre geldi. Sizlerin duyarsızlığından, olup biteni görmemezlikten gelmenizden geldi. Bu saatten sonra ne yaparsanız boş. Gidin kalan kulelere bir bakın. Üstü bomba yüklü.(Tüp dolu) Gidin fitnees salonuna bakın pislikten girilmiyor. Aletlerin büyük çoğunluğu hurdaya çıkmış. Tabi biz bunları defalarca yazdık. Sadece yazdık, sizler seyrettiniz. Belki de bu yazdıklarımızdan sizin haberiniz bile olmadı. Basın danışmanlarınız veya basın büronuz bu gerçekleri sizden sakladı. Evet, şehri yönetenler… Evet, bu şehirde üç maymunu oynayanlar… İşte tekke düştü kel göründü… Göz göre göre, gözümüzün içene baka baka bir simgeyi el birliğiyle yok ettiniz…