1. YAZARLAR

  2. Mehmet ŞENER

  3. Bu nasıl bir gaflet?
Mehmet ŞENER

Mehmet ŞENER

Yazarın Tüm Yazıları >

Bu nasıl bir gaflet?

A+A-

17-25 Aralık'ta uyanmayanlar, 3 yıl sonraki 15 Temmuz'u da hâlâ "oyun" zannediyor! Sayın Vali? Sayın Başsavcı... Sayın Emniyet Müdürü... Haşa; size suçsuz ve günâhsız olanları asın kesin demiyoruz. Size şöyle yapın, böyle yapın deme terbiyesizliğinde de bulunmayız zaten... Hatta masum kimselere suç isnat edenlere de lanet olsun... Lakin bu şehirde, hala FETÖ'cüler yüzünden ben (buradaki benin bir önemi yok) adliyede "sanık" muamelesi görüyorsam eğer, inanınız ki bir yerlerde bir şeyler felaket derecede yanlış gidiyor demektir. En azından siz FETÖ'cülerden daha cesur değilsiniz! FETÖ'cünün biri yani itin ta kendisi beni tehdit etmiş ve olmadık hakaretlerde bulunmuştu. Ben aynı gün o FETÖ'cü it'ten davacı olmuştum. Ama nasıl olmuşsa olmuş benim, o FETÖ'cü itten davacı olmam değil de, onun benim için davacı olması adliyenin bir numaralı melesi haline gelmiş! Pazartesi gittiğim halde o savcı pazartesi evine alış veriş yapmak için erken çıkmasına rağmen bana, "Niye Pazartesi gelmedin?" diye çıkışmasına ve benim de, "Ben Pazartesi geldim ama siz çıkmıştınız" dedim. Şayet kendiliğimden gidip ifade vermeseydim, muhtemelen o itin şikayet dilekçesi yüzünden hakkımda yakalama, hatta tutuklama kararı bile çıkarılırdı! Adliyeyi hâlâ ellerinin altındaki en büyük maşa olarak görüyorlar Milletin üstüne bombalar yağdırdılar. 240 insanımız şehit düştü, 2 bin 187 vatandaşımız gazi oldu. Demokrasinin beşiği kabul edilen binalar yerlebir edildi... Buna rağmen birileri, FETÖ konusunda hâlâ, "acaba" diyor! İşte buradan açıkça söylüyorum: Ey ahmaklar, siz eğer gerçekten geri zekâlı değilseniz, yüzde yüz hainsiniz ve de şerefsizsiniz. Haydi 3 yıl yaptığınız gibi koşun adliyeye! Ben de, bir kez daha siz şerefsizler yüzünden "sanık" olayım! Ve bir kez daha sizin yüzünüze karşı tam da yazdığım gibi "ulan siz şerefsiz ve hainsiniz" diyeyim... 17-25 Aralık yargı darbe girişiminden sonra, bir çok eyyamcı kamu yöneticisi, paralel yapıyla mücadelede günü kurtarma adına göstermelik adımlar atıyordu. Yani paralelle mücadele ediyormuş gibi yapıyorlardı! Türkiye, 15 Temmuz'da öyle büyük bir ihanet ve faciayla karşı karşıya kaldı ki, o eyyamcı kamu yöneticileri 3 yıl boyunca ne büyük bir yanlış içinde olduklarını gördüler(!) Fakat onların "bu büyük yanlış"ı milletin önüne, bedeli çok ağır bir fatura olarak geri döndü. "Paralel denilen şeye inanmıyorum" diyenlerden tutunuz da, "bu meseleyi abartıyorsunuz" şeklinde, kendince bilgiçlik taslayan sözüm ona aydınlara kadar, öyle tipler ve öyle görüşler ortaya atıldı ki, sanki, "bu ülke için en büyük tehlike paralel devlet yapılanmasıdır" biçiminde düşünenler, kafayı yemiş paranoya olmuş kimselerdi! 15 Temmuz terör ve işgal harekatı gösterdi ki, 3 yıl boyunca paralel yapı tehlikesine dikkati çeken başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere, bu yolda çizgisini değiştirmeyen bir kaç kimse hariç, asıl yanılanlar onlardı; yani FETÖ'ye güzelleme yapan aklı evvellerdi! Kabul edelim ki, bu aklı evvellerin bir kısmı zaten FETÖ'cüydü ve karşı durmaları normaldi. Ama FETÖ'cü olmadıkları halde, FETÖ'nün değirmenine su taşıyan o adamlar ise, hain olmasalar bile ileri derecede izan ve irfan fukarası kimselerden başkası değildi. Şayet o gece bu millet başkomutanın çağrısıyla uyanmamış olsaydı... 15 Temmuz'dan sonra Türkiye bambaşka bir güne uyandı. O günkü Türkiye, kelimenin tam anlamıyla uçurumdan düşmekten son anda kurtulmanın adıdır. Şayet o gece, bu vakarlı ve şerefli millet Erdoğan'ın çağrısı üzerine sokaklara, meydanlara çıkmamış olsaydı, bir aydan beri kimbilir nasıl bir ülkede yaşıyor olacaktık? FETÖ'cüler pişman olmasına pişman oldular, ama hâlâ, '' acaba'' diyenler var Peki bugün durum ne? Evet; bugünkü durum, en azından 15 Temmuz öncesine göre çok mu çok farklı... Bir kere, 15 Temmuz'a kadar FETÖ'ye güzelleme yapan o eyyamcıların neredeyse yüzde doksan dokuzu tornistan etti. Hatta öyle bir döndüler ki bu şerefsizler, sanki bu ülkeye ihanet edenler onlar değilmişçesine vatan nöbetlerinde en önde durdular, AK Partili vekillerle fotoğraflar çektirdiler, gazetelere ve haber sitelerine tebrik ilanları verdiler! Yerseniz eğer diye... Vatan hainine, ''şerefsiz'' dediğim için yargılanacağım aklıma bile gelmezdi Vatan haini itin birine "ulan şerefsiz" demişim diye, avukatı aracılığıyla hemen savcılığa koşmuş ve benim hakkımda şikayette bulunmuş! İfademde de aynı şeyi tekrarladım şimdi de aynı şeyi söylüyorum: Ulan kitapsız ve ahlaksız, sen de senin ağababaların da vatan hainlerinin önde gidenisiniz. Size şerefsiz demem, küfür edemememden ötürüdür. Siz ne zannediyorsunuz bu ülkeyi? Sizin gibi namussuz ve alçak darbeciler, benden şikayetçi oldunuz diye geri adım mı atarım zannetiniz? İşte buradan bir defa daha tekrar ediyorum: Benden şikayetçi olan FETÖ'cü şerefsizler, size milyon defa aynı ifadeyi kullanıyorum, haydi gidin milyon defa daha suç duyurusunda bulunun! Sizi temin ederim ki asıl mesele, o itlerin benim için yaptıkları şikayetler değil. Beni kahreden, bu it ve milyonca kez şerefsiz olanların uyduruk bir dilekçesiyle "sanık" pozisyonuna düşmemdir. Yahu birileri daha ne zaman anlayacak, ülke elden gidiyordu; kıl payı kurtarıldı, siz neyin peşindesiniz? Şerefsiz ve uyuz itlerin tıpkı kendileri gibi vatan haini avukatları var. Onlar bu ülkeye daha fazla zarar vermek uğruna, akla hayale sığmayacak her türlü ihaneti yapmaya hazırlar. Sizi temin ederim ki bu şerefsizlerin beni "sanık sandalyesi"ne oturtmasına hiç mi hiç bir itirazım olmaz. Zira onlar zaten kazanmış olsalardı bendenizi Havuzbaşı'nda sallayacaklardı. Beni üzen ne oldu biliyor musunuz: Bu şerefsizlerin, avukatı aracılığıyla gönderdiği bir dilekçe ile adliyede "sanık" muamelesi görmem oldu. Yahu birader, 17-25 Aralık'ta uyanmadınız, haydi anladık; peki 15 Temmuz'da, aynı hainler doğrudan doğruya milletin izzetine şerefine, namusuna, istiklaline ve itibarina kasdetti. Söyler misiniz Allah aşkınıza, bunu da mı görmüyor musunuz? Hasılı dostlar; geldiğim nokta şudur: 15 Temmuz'un üzerinden bir ay geçti ya, birileri yeniden kendini kulağının üstüne yatmaya geçirdi; tıpkı 17-25 Aralık'ta olduğu gibi... "...İyi de bu çocuklar kötü değil ki" diyen anlı şanlı devlet adamları var! Yani bir kere daha Tayyip Bey ve O'nun yolunda o ilkelere inanan insanlar yalnız kaldı... Size gördüğüm bir şeyi söyleyeyim: Bu meşum olayın üzerinden günler geçtikçe yine FETÖ seviciler çoğalacak ve yine FETÖ adına kılıç çekenlerin sesi daha gür olacak! Çünkü: bu şehirde bile, hala tehlikenin önemini kavrayamamış salak ya da hainler var. Erzurum böyle ise eğer, hiç şüpheniz olmasın ki, Türkiye genelinde bu alçakların sayısı hiç de az değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.