Erzurum’un en içli türküsüdür… Huma kuşu yükseklerden seslenir…
O efsane Huma kuşu bu defa bu topraklardan insanlık adına bilim olarak yükseldi ve Atatürk Üniversitesi’nin kıymetli akademisyenlerinden Prof. Dr. Hasan Türkez’in imzasıyla dünyaya ulaştı.
Dünyanın en saygın dergilerinden Molecular Systems Biology’de yayımlanan makalenin adı: “Longitudinal big biological data in the AI era".
Siz okurlarımız için tercüme edelim:
"İnsanoğlu artık kendi dijital ikizini yapıyor."
Ne yapıyorlar peki?
Yapay zekâyı milyarlarca hücrenin, proteinin ve genin içine salıyorlar. Sonra da vücudumuzu “dijital ikiz” diye modelleyip, hastalıkları daha kapımızı çalmadan tespit etmeye uğraşıyorlar. Yani yarın bir gün doktora gitmeden önce, bilgisayar size:
"Alzheimer kapıda, dikkat et" diyecek!
Bu iş, geleceğin hastanelerini bugünden kurmak demek. İnsana özel tedavi, önceden tahmin edilen hastalıklar, yapay zekâ destekli akıllı sistemler…
Sağlıkta çağ atlamak bu olsa gerek.
Yani yapay zekâ ve biyolojik veriler bir araya geliyor, sizin adeta bir bilgisayar kopyanız oluşturuluyor. Damarlarınız yollar gibi, organlarınız fabrikalar gibi işleniyor; hastalık kapıyı çalmadan ikizinizde beliriyor ve doktorunuz tedaviyi önünüze koyuyor.
Bu çalışmanın içinde kimler yok ki… Anadolu’nun yetiştirdiği dünyaca ünlü bilim insanı Prof. Dr. Adil Mardinoglu, Nobel ödülü veren komitenin üyesi Mathias Uhlen, sistem biyolojisinin ustası Bernhard O. Palsson, genetik biliminin yaşayan efsanesi L. Hood ve daha niceleri… Ama gönlümüzü kabartan, Erzurum’un havasını soluyarak yetişmiş hocamız Prof. Dr. Hasan Türkez.
Dadaşlık kavramının bu kadar örselendiği günümüzde, bu topraklardan yetişen bilim insanları dünyanın önde gelen laboratuvarlarında çığır açan çalışmalara ortak oluyorsa, bu şehre ve bu memlekete yakışan nedir?
Elbette biraz gururlanmak, biraz da ufkumuzu genişletmek.
Belki yarın Palandökenlerin eteğinde açılacak bir "akıllı hastane", bugün Türkez Hoca’nın imza attığı bu makalenin üzerine kurulacak.
Kim bilir… Belki dadaşın dijital ikizi de olacak bir gün; tipi soğuğuna, ayazına dayanıklı, Palandöken’in rüzgârını tanıyan bir ikiz!
Şimdi soralım:
Bilim insanlarımız dünya çapında işler yaparken, biz hâlâ sağlık ocaklarında sıra beklemeyi marifet sayarsak, bu işin ayıbı kimin?
Yapay zekâ hastalığı önceden söylüyor ama bizim sağlık sistemi hâlâ "doktor beyin kahvaltısı bitsin, öyle gel" modunda…
Biz hâlâ nöbetçi eczaneyi ararken, dijital ikizimiz aşılarını olmuş bile; Palandöken’in ayazına dayanıklı ikizimiz, biz soba borusuna bakarken sağlık kontrolünde....
Sözün kısası…
Bilim ilerliyor, dünya değişiyor. Bizim de artık bu kış memleketinde sadece doğalgaz faturasıyla değil, bilimle de ısınmaya ihtiyacımız var.
Böylesi bir ortamda içimizi ısıtıp, karamsarlığımızı dağıtan, geleceğe umutla bakmamıza aracı olduğunuz için binlerce kez teşekkürler;
Sayın Prof.Dr. Mardinoğlu,
Sayın Prof.Dr. Türkez...