1. HABERLER

  2. GENEL

  3. Dövüyorlar bizi ey millet!
Dövüyorlar bizi ey millet!

Dövüyorlar bizi ey millet!

Türkiye Emine dehşetini konuşuyor. TV ekranlarında her gün onlarca Emine dehşeti filmler de ve dizilerde gösteriliyor. Türkiye Gazetesi yazarı Fatih Selek, bu gerçeği köşesine taşıdı..

A+A-

Erzurum Güncel- Kırıkkale'de kocası tarafından katledilen Emine Bulut'u konuşuyoruz bir haftadır.

Herkes bir sebep söylüyor. Oysa travmanın sebebi çok. Bu cinayetler buz dağının görünen yüzü.

Topluma giren virüs, yüreği, ciğeri, mideyi dağıtmış. Millet olarak iç kanama geçiriyoruz. Bu yüzden sürekli bağırıyoruz.

              ***

Haberler çok gürültülü...

Televizyonlarda akşam bültenleri cinayet, taciz, tecavüz, bıçaklama vakalarından geçilmiyor.

İnternet siteleri ve sosyal medya hiçbir kriter gözetmeden, toplum psikolojisini bozar mı demeden insanları kan revan içinde yayınlıyor.

En çok 'tık’ı çirkef takımı alıyor.

En çok gündeme gelenler, ağzı bozuk adamlar oluyor.

Tartışma programlarında en çok ilgiyi, en çok bağıranlar görüyor.

Memlekette dayatılmış ve kabul görmüş bir kanaat var: Haber dediğin hep olumsuz olacak!

İyinin alıcısı yok.

Karalayan, çarpıtan, korkutan, iftira atan, sinirleri bozanlar ilgi görüyor. Umutlu haber yapanlar, yandaş kabul ediliyor.

              ***

Dizilerimiz çok gürültülü…

Hep bir kavga, didişme, boğuşma, işkence, bağırma hâli var.

Anlat Karadeniz, Çukur, Avlu, Gülperi, Hercai, Söz, Aşk Ağlatır...

Hangisini sayayım?

Senaristlerimizin hayal dünyası geniş.

Dizilerde öyle işkence yöntemleri var ki...

Sanırsın psikopatlara tarif veriliyor.

Vurulanlar, bıçaklananlar, saçından sürüklenenler, ağzı burnu kırılanlar, eli ateşe tutulanlar, kaşağı ile kaburgası kırılanlar, kemerle dövülenler, zincirle tavana asılanlar, Çin usulü başından su dökülenler, küvette boğulanlar, kafası mengeneye sıkıştırılanlar, traktöre bağlanıp sürüklenenler, buruna serum takılıp ciğerleri patlatılanlar, üzerine kezzap dökülenler, duvara çarpılanlar, demir çubukla delik deşik edilenler...

Ölümlerden ölüm, dramlardan dram, raconlardan racon, repliklerden replik beğen.

Üstelik bunları çoluk çocuk da izliyor.

Trafoyu koymuşlar evlere, sömürdükçe sömürüyorlar duyguları.

Reyting uğruna, tık yoluna kurban gidiyoruz!

Kadın cinayetleri konuşulsun ama önce ekranlardan başlansın.

Oturup centilmenlik anlaşması imzalansın.

Pekiyi kim öncülük etsin?

Siyaset kurumu.

İşe bakın ki politikacılar herkesten gürültülü...

 

Yahu bu nasıl iş?

 

Kadın cinayetlerinin iki ortak noktası var.

BİR: Kurbanların boşanmış ya da boşanma aşamasındaki kadınlar olması.

İKİ: Kocaların büyük kısmının, madde bağımlısı, alkolik psikopat olması...

Herifler uyuşturucu kullanıyor, alkolik. Yani din ile diyanetle alakaları yok.

Gelin görün ki ihale yine muhafazakârların başına patlıyor.

"Kadınlar Allah'ın emanetidir" hadis-i şerifini hatırlatıp kadınların üstüne titreyenler linç ediliyor.

Bu nasıl iş?

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.