Ömer Düzgün, birden çok şapkası olan bir iş insanı…

Vaktiyle BB Erzurumspor Başkanı…

Düzgün Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi…

Türkiye Perakendeciler Federasyonu Genel Başkanı…

Bütün bunlardan daha önemlisi de Ömer; bizim İskender hocanın oğlu…

O İskender hoca ki; bilmeyenler için söyleyeyim hakiki anlamda kimsesizlerin kimsesi, fukaranın hamisi, düşkünlerin yoldaşı…

Ömer; işte o İskender hocanın oğlu.

Yani aslanın yavrusu da aslandı

Gördüğüm şudur;

Ömer Düzgün bugün Erzurum’dan çıkıp özellikle İstanbul’a yerleşse muhtemelen birkaç yıl içinde ülkenin en büyük iş insanlarından biri olur.

Ama O, Erzurum’da kalmayı tercih etti…

Bu şehir Ömer’i…

Kulüp başkanı olmadan evvel de…

Bu şehir Ömer’i, federasyon genel başkanı olmadan evvel de…

Bu şehir Ömer’i, bu denli meşhur olmadan evvel de seviyordu, hala da seviyor.

Çünkü Ömer’in kumaşı kaliteli…

İskender hocam, Ömer’e öyle bir ayar vermiş ki pusula şaşırsa bile Ömer’in istikameti şaşmaz.

Bilmiyorum Ömer şu an da hangi federasyonun genel başkanı…

İşin doğrusu hiç de umurumda değil.

Çünkü ben Ömer’i, isminin önünde hiçbir sıfat olmadan sevdim öyle de sevmeye devam edeceğim…

Artık sonbahardayız… Muhterem İskender hocam, son kez bir şerbet içelim… Besbelli ki çetin bir kış kapımızda…

Ben de olsam sırtımı duvara duvara dayardım…

Nasılsa Ömer gibi bir oğlum var…

Haklı…

Bu sebeple ben de yüksek sesle haykırıyorum: Benim de Ömer adında oğlum (babamın torunu var)

Ömer Düzgün…

Hangi mevkie seçildiğini bilmiyorum; ama sen zaten bu şehrin gönlünde İskender hocanın oğlu olarak yeterince yücesin…