1. HABERLER

  2. GÜNCEL MEDYA

  3. Gazeteci-Yazar Orhan Bozkurt, Şehir Yazarlığı ve Erzurum'u anlattı
Gazeteci-Yazar Orhan Bozkurt, Şehir Yazarlığı ve Erzurum'u anlattı

Gazeteci-Yazar Orhan Bozkurt, Şehir Yazarlığı ve Erzurum'u anlattı

Gazeteci-Yazar Orhan Bozkurt, Doğu Anadolu Erzurum 7. Kitap Fuarı’nda "Şehir Yazıları ve Erzurum" başlıklı söyleşide dostları ve kitap severlerle buluştu.

A+A-

Gazete Güncel- Gazeteci-Yazar Orhan Bozkurt, Doğu Anadolu Erzurum 7. Kitap Fuarı’nda "Şehir Yazıları ve Erzurum" başlıklı söyleşide dostları ve kitap severlerle buluştu.  

Recep Tayyip Erdoğan Fuar Merkezi’ndeki Kitap Fuarı kapsamında düzenlenen söyleşide Bozkurt’u meslektaşları, sevenleri ve fuar ziyaretçileri yalnız bırakmadı. Şehrin hafızasını, ruhunu, sokaklarını ve geleceğini konuşan Orhan Bozkurt, “Sustuğu yerden konuşan, karın altından seslenen, ayazın içinde nefes alan bir şehirdir Erzurum. Bugün burada size bir şehirden değil, o şehrin beni nasıl terbiye ettiğinden bahsetmeye geldim. Şehir yazarlığı, bir kenti anlatmak değildir. Bir kentin seni nasıl insan yaptığını anlamaktır. Ve benim insanlığımın büyük kısmı da işte karla başladı. Bu yüzden diyorum ki benim şehir yazılarım da kâğıda değil, karda başlar. Erzurum’da kar bir yük değildir; bir terbiyedir. İnsanın sesini kısmayı, içine dönmeyi, sabretmeyi öğretir. Karın altından duyduğum sesler, çocukluğumun ilk şehir yazılarıdır” diye konuştu. 

"Suskun Kentin Çığlığı” okurla buluşuyor

“Bir şehir bazen konuşmaz. Bazen susar. Ama bir gün bir bakarsın, senin yerine çığlığı o atar. Ben bu kitabı işte o çığlığı duyanlar için yazdım” diye kaleme aldığı ve önümüzdeki günlerde Kitapsarayı yayınları arasında raflarda yerini alacak olan "Suskun Kentin Çığlığı" kitabını da anlattı. Yazar Orhan Bozkurt, “Bugün burada bir kitabı değil, bir hafızayı, bir acıyı, bir vicdanı, biraz da içimize çöreklenmiş o büyük suskunluğu konuşmak için toplandık. Suskun Kentin Çığlığı, sadece benim kalemimin değil; Erzurum’un yüzyıllardır titreyen ama bir türlü duyulmak bilmeyen kalbinin sesidir. Erzurum kadimdir. Serttir, hüzünlüdür, sabırlıdır. Ve ne acıdır ki bu şehir, insanlığın omuzlayabileceğinden çok daha fazla acıyı tarih boyunca sırtlamıştır. Göç yollarının kavşağıydı; savaşların sınırı, işgallerin hedefi, soğuğun ve yoksulluğun evi, ama bir o kadar da direnişin, onurun, vefanın, sadakatin umudun yurduydu. Bu şehir, Atataürk ve Cumhuriyettir. Bu topraklarda her yeni kuşak, bir önceki kuşağın bıraktığı yaralardan birini devralarak büyür. Çünkü Erzurum’un tarihi, yalnızca tarihin sayfalarında değil; insanların yüzlerinde, yürüyüşlerinde, seslerinin tonunda taşınır. Son yarım yüzyılda ise şehrin çilesi şekil değiştirdi. Savaşlar bitti ama kalkınma savaşı başladı. Toprağın bereketi azaldı, hayvancılık çöktü, tarım yalnızlaştı” diye konuştu.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.