1. HABERLER

  2. GENEL

  3. Gülen ailesinin karıştığı tecavüz
Gülen ailesinin karıştığı tecavüz

Gülen ailesinin karıştığı tecavüz

Türkiye’yi karıştıran hâkimi nereden hatırlıyorum? Cumhuriyet'ten Barış Terkoğlu, Erzurum'da ki tecavüz olayını yeniden köşesine taşıdı...

A+A-

Erzurum Güncel- Gülen ailesinin karıştığı tecavüz

İşin ilginci, ben o hâkimi bambaşka bir yerden tanıyorum. Hayır, yargılandığım bir davadan değil. Ağır ceza mahkemesinden de değil. Daha önce FETÖ’nün, Gülen ailesinin, toplu tecavüzün, çocuk istismarının konu olduğu bir hikâyeden.

Şöyle anlatayım...

29 Ekim 2007 günü, saat sabaha karşı 03.00. Bir kız çocuğu Erzurum Dadaşkent Polis Merkezi’nden içeri girdi. Polislere “Gidecek yerim yok, bana yardımcı olun, tecavüze uğradım” dedi. Adı kayıtlara S.Ö. olarak geçti. Yaşı daha 15’ti.

Aynı gün adli muayene süreçlerinin ardından saat 21.30’da savcıya yaşadıklarının bir bölümünü anlatmaya başladı. İlk tecavüze uğradığında 10 yaşındaydı. Dağılmış bir ailenin çocuğu olan S.Ö’ye yıllardır kimi tehditle kimi kandırarak tecavüzler sürüyordu. Olayları ve kişileri ayrıntılarıyla anlatan S.Ö’nün ilk ifadesinin ardından 8 şüpheli tutuklandı. S.Ö. hakkında da acil koruma kararı alındı ve küçük kız, yetiştirme yurduna yerleştirildi.

16 Kasım 2007 tarihi ise soruşturmada dönüm noktası oldu. Yurdun sosyal hizmet uzmanı Hakan Şahin’in S.Ö’nün anlattıklarına dayanan 2007/295 No’lu raporuna göre S.Ö., kendisine tecavüz eden başka isimleri de ayrıntılarıyla anlattı. Verdiği isimlerden biri ise Fethullah Gülen’in kardeşi Seyfullah Gülen’di.

Her raporda tecavüz halkası genişliyordu. 10 gün sonra psikolog Selma Kırmızı’nın da katıldığı görüşmede S.Ö. kendisine tecavüz eden isimler arasında Seyfullah Gülen’in iki oğlunu, yani FETÖ liderinin yeğenlerini de saymıştı. En acısı S.Ö. öz babasının da istismarına uğramıştı.

Sosyal hizmet uzmanı ve devletin psikoloğunun hazırladığı rapor şöyle bitiyordu:

Kız çocuğunun zihinsel olarak sebep-sonuç ilişkisi kuramadığı, bundan dolayı yaşadığı olayları olduğu gibi anlatarak verdiği ifadelerin doğru olduğu kanaati uyanmıştır.

Hem paralel hem düşey devlet

Gelin görün ki dönem “ne istediniz de vermedik” dönemiydi. AKP ile FETÖ arasındaki ortaklık tam gaz sürüyordu. Barış Pehlivan’la yazdığımız Mahrem kitabı ise mahkeme dosyalarıyla, istihbarat raporlarıyla, WikiLeaks belgeleriyle o günleri anlatıyordu.

Gülen’in kardeşinin ve yeğenlerinin adı dosyaya girince hem paralel hem dikey devletin tavrı bir anda değişmişti. Yurttaki görüşme tutanakları ortadan kaldırıldı. Soruşturma savcısı değiştirilerek FETÖ’cü olduğu bilinen bir savcı atandı. Yurt çalışanlarının telefonları aylarca dinlemeye alındı. S.Ö., içinde nedense istihbaratçı polislerin olduğu bir polis aracıyla alınarak Erzurum’dan Urfa’ya bir kadın sığınma evine götürüldü. Adli Tıp’ın “kronik fiili livataya ait bulguların olduğu” ve “anal yolla cinsel ilişkiye girdiği” tespiti yaparak doğruladığı tecavüzlere rağmen S.Ö’nün adını verdiği 84 kişi hakkındaki soruşturmalar tek tek kapatıldı. Gülen ailesi, devlet gücüyle kurtarılmıştı.

3 yılda joker başkan

Mahrem kitabında dönemin Erzurum Valisi Celalettin Güvenç’in de dosyanın kapatılması için çalıştığını somut örneklerle anlatmıştık. Olayın tanıkları da yazdıklarımızı doğruluyordu. Yıllar sonra kitapla gündeme getirdiğimiz S.Ö. dosyası yeniden açıldığında hazırlanan 198 sayfalık iddianamede 42 kez Güvenç’in adı geçiyordu. Gelgelelim devir değişmiş, FETÖ’nün tasfiyesi süreci başlamış, buna karşın Celalettin Güvenç de AKP’de siyasetçi olmuştu. “Ortaklık” dönemi hem akıllardan hem tarihten silinmeliydi.

Mahrem kitabı FETÖ aleyhindeki iddianamelere kaynak kitap olarak adıyla girdi ama Güvenç’in başvurusuyla kitabın tanıtım ve satış linkleri hakkında yasak kararı alındı. Ardından S.Ö’ye tecavüzü anlatan onlarca haber yasaklandı. Mahkeme kararı bir garabetti. Somut hiçbir gerekçe olmadan, sadece “birini” kurtarmak için yazılmış gibiydi.

3 yıl önce o yasak kararını alanı herhalde tahmin ettiniz. Yukarıda sürekli konuştuğumuz davaların hâkiminden başkası değil. O dönem henüz ağır ceza mahkemesine atanmamıştı. 3 yıl önce tavrından çok çabuk yükseleceği belliydi. Ama bu kadarını hiç kimse tahmin edemezdi. Hızla “joker” başkan oluverdi.

Tecavüze devam

5 yıl önce Mahrem kitabına S.Ö’nün hikâyesiyle başlamıştık. Çünkü olay, iktidar destekli Fethullahçı çetenin hukuka tecavüzünün sembolü gibiydi.

Bakıyorum, dün AKP’li vekili temizlemek için hukuku ayaklar altına alan da bugün CHP’li vekili cezalandırmak için AYM kararını tanımayarak hukuk darbesi yapan da aynı. O gün Gülen’in itibarını koruyan da şimdi Gülen’e en saldırıyor görünen de aynı. 3 yıl önce FETÖ aleyhindeki kitapları, yazıları, haberleri “bizimkilere dokunmayın” diye yasaklatan da bugün FETÖ’yü birilerine dokunmak için bahane haline getiren de aynı.

Tecavüzcüler değişti mi bilmiyorum ama tecavüz kaldığı yerden devam ediyor.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.