
Erzurum'u zehirlemişlerdi: Oltu'da çevre katliamı yapılıyor!
Erzurum’da dar gelirli vatandaşlara dağıtılan yardım kömürlerinin standarda uymadığı anlaşıldı. Erzurum Valiliği, bu madenin kapatılmasını sağladı. Sözde kapatılan maden şimdi de çevre katliamı yapıyor. Sevda Güneş, gitti, gördü ve yazdı...
Gazete Güncel- Sosyal devlet olmanın en önemli unsurudur halkın refah içinde yaşatılması. Elbette ülkeyi yöneten her bir lider ister ki halkın gelir seviyesi yüksek olsun, her bir fert mutluluk ve zenginlik içinde yaşayın.
Böyle bir tablo günümüz dünyasında pek de mümkün görünmüyor. Sosyal devlet anlayışı içinde belki de AK Parti’nin yaptığı en önemli çalışmalardan biridir, geliri düşük vatandaşların kışın soğuğunda ısınmasını sağlamak. Hükümet bunun için 22 yıldır ücretsiz kömür dağıtımı yapıyor. Ülkede çıkarılan kömürler, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından Kaymakamlıklar aracılığı ile dar gelirli vatandaşlara dağıtılıyor.
Erzurum’da dağıtılan yardım kömürlerinin rakamı pek de küçümsenecek oranda değil. Neyse zaten konumuzda bu değil...
Hatırlarsanız geçen yıl şehirde dağıtılan çuvalların içinden kömür yerine taş çıkmış, hava kirliği bu kömür yardımı sonrası tavan yapmıştı.
O günlerde duruma el koyan Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, dağıtılan kömürleri kaymakamlık aracılığı ile analiz ettirmiş, Oltu’dan gelen kömürlerin istenilen şartlara uygun olmadığını ortaya çıkarmıştı.
Yardım kömürlerinin çıkarıldığı iki kömür ocağını uyaran Vali Çiftçi, hiçbir şeyin değişmediğini görünce; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün linyit kömür işletme ruhsatlı maden sahasını denetlenmesini istemişti.
Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü ekipleri, Oltu Kömür ve Dost Maden ocağında yaptığı incelemede kömür ocaklarının istenilen şartlara haiz olmadığını, başta çevreye verdiği zarar olmak üzere bir çok eksik tespit etti...
Mart ayında üretim durduruldu...
Mart ayında yaşanan bu gelişme sonrası vatandaşın zehir solumasına göz yummayan ve devletin göz göre göre zarar etmesine engel olan Vali Mustafa Çiftçi, söz konusu ocakların kapatıldığını açıklamıştı. Bu konuda bir vatandaş olarak Vali Bey’i duyarlılığından ötürü tebrik ediyorum.
Durum çok vahim!
Yapılan açıklamalar üzerine biz gazeteciler ve kamuoyu, bu ocakların kapatıldığını biliyorduk. Ancak bölgeden gelen ihbarlar üzerine Oltu’ya gitmek şart oldu.
Bizzat giderek durumu yerinde görmek istedim. Öncelikle rotamı Dost Madencilik’in ocaklarının sırtında yer alan Duralar Köyü’ne çevirdim. Oldukça bozuk bir yol üzerinden vardığım köyde gördüklerime inanamadım...
Çevre katliamı yaşanmış!
Köyün yamacındaki dağlar patlatılan dinamitler ile tuzla buz olmuştu. Ağaçlar ile birlikte elektrik direkleri yerlerinden sökülmüş. Durular Mahallesi’nin tepesinden aşağı heyelan gelmiş, köylünün yolu ile birlikte ekip biçtiği tarlaları yok olmuş. Dağdan kopan yüzbinlerce tonluk taş kütleler araziyi kullanılamaz hale getirmiş. Bölgede adeta bir çevre katliamı yaşanmış. Kaymanın devam ettiği heyelanlı bölgede yaşamaya çalışan köy sakinlerine bir dokunduk, bin ah işittik!
Ocaklar hiç kapanmamış!
Resmi olarak kağıt üzerinde kapalı olan kömür ocağı, üretimine hiç ara vermemiş. Harıl harıl çalışıyor. Köyden duyulan ağır tonajlı kamyon ve kepçe sesleri, bir an olsun kesilmiyor
Dinamitle açılan kömür perdeleri dağları al aşağı etmiş. Neredeyse dağlar yer değiştirmiş. Koca koca kayalar tuzla buz olmuş. Köylülerin tepesine taş yağmış! Bölgede yaşayan dağ keçilerinin suya ulaşmak için kullandığı güzergahın yerle bir edildiğini saymıyorum bile...
Ocakların 1947’den beri burada faaliyet gösterdiğini söyleyen Duralar Köyü Muhtarı Mustafa Çalışkan, “ Ancak biz devlet zamanında hiç bir sorun yaşamadık. Önceki yıl önce Dost Madencilik adı altında üretim yapan firma, dinamit patlatmaya başladı. Bir sabah gök delindi ve başımıza taşlar yağdı. Şikayet ettik, yetkiler inceleme yapıp ceza yazdı ama çalışma hiç durmadı. Arazilerimizi gitti, canımız tehlikede. Bana buranın kapandığı ile ilgili bir bilgi verilmedi. İki gün önce resmi bir yazı geldi ve burada hiçbir çalışma yapılmayacağı bildirildi. Ama adamlar çalışıyor. Kimse bunlara engel olamıyor” dedi.
Yaşanan heyelanda köylerinin yolunun da yok olduğunu anlatan Muhtar Çalışkan, “ Devlet başka bir taraftan yeni yol yaptı. O yolda da çatlaklar oluşmaya başladı, diken üstünde yaşıyoruz. Zararımız çok büyük. Madenin el değiştirdiğini duyduk, satılmış. Daha önce işletmeyi yapan Oltulu iş insanlarımız zararımızı satış yaptığında karşılayacağını söylemişti. Şimdi Muşlu bir grup satın almış. Sözde kömür çıkarmıyoruz diyorlar ama hayır çıkarıyorlar, üretim devam ediyor” diye konuştu.
Bölge sürekli kayıyor!
Duralar köyünden çıkıp kömür ocağına doğru ilerlerken bu kez Kesiköprü Mahallesi’ne ulaştık. Buradaki manzara da diğerini aratmıyor. Dağlar erimiş, toprak kaymış, yüzlerce metre rakımlı dağ yok olmuş. Görüntü alırken bir genç yanımıza geldi. Köy sakinlerinden Halil İbrahim Taşçı...
“Bakın şu çevreye iyi bakın, ne halde yaşıyoruz görün” diyen Taşçı çatlamış tarlaları, yolları göstererek, “ Köyümüzün hemen alt tarafından geçen dere, her iki günde bir toprak kayması nedeniyle doluyor ve kepçeler yardımı ile açılıyor. Her gün onlarca kamyon kömür taşıyor. Ralli yapıyorlar bu yolda adeta. Evlerimiz toz toprak içinde, çocuklar dışarı çıkamıyor” diye dert yandı.
AFAD sürekli takipte
Aldığım bilgiye göre bölgedeki riskin AFAD’da farkında. AFAD Erzurum İl Müdürlüğü mühendisleri bölgeyi sürekli inceliyor. Dedim ya aslında mesele birazda çevre sorunu haline gelmiş.
Ders almıyoruz
Çok değil daha geçen yıl 13 Şubat 2024'te Erzincan'ın İliç ilçesindeki Çöpler Altın Madeninde siyanürle işlenen toprağın depolandığı yığının heyelana dönüşmesi sonucu 9 işçi hayatını kaybetmişti. Burada böyle bir durumun yaşanmamasını kim garanti edebilir? Dağ kopmuş, yarıklar her yerden görünüyor...
Anlatmaya çalıştığım sorun yalnızca bu ocaklardan çıkarılan kalitesiz kömürlerin vatandaşa dayatılması değil. Mesele birilerinin para kazanması uğruna doğanın mahvedilmesi, insanların yerlerinden yurtlarından olmaları!
Maden ocağını görüntülerken düşündüm; Yapılan açıklamaların hangisi doğru. Bu maden ocağı kağıt üstünde mi kapatıldı? Yoksa bu madeni işletenlerin arkaları mı çok sağlam ki kanun kural tanımıyorlar!
Sevda Güneş İncesu
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.