1. YAZARLAR

  2. Mehmet ŞENER

  3. İş Bankası bize ne öğretti?
Mehmet ŞENER

Mehmet ŞENER

Yazarın Tüm Yazıları >

İş Bankası bize ne öğretti?

A+A-

Dün Renaissance Polat Erzurum Otel’de önemli bir toplantı vardı. Toplantıyı önemli kılan faktör, düzenleyicilerinin İş Bankası ve Dünya Gazetesi olmakla beraber, yapılan konuşmalar ve sunulan bilgilerdi. Adına, “İş’le Buluşmalar” denilen bu toplantılar aslında bir zincir… Dün Erzurum’da, işte o zincire yeni bir halka eklenmiş oldu. Erzurum’daki ilk şubesini 4 kişilik personeli ile 1929 yılında açan İş Bankası, geride kalan 84 yıl içinde, bir yandan şube sayısını 7’ye çıkarmış diğer yandan da 1978 yılında açtığı Erzurum Bölge Müdürlüğü ile Doğu genelinde şubesi en yaygın bankaların içinde yer almış. Genel Müdür Adnan Bali, dün kürsüde bunları anlatırken, aslında Erzurum’un sosyal ve iktisadi geçmişinde kısa bir sörf yapıyordu. 1929 yılında bankanın Erzurum şubesinde çalışan bir personel, umum müdürlüğe gönderdiği mektupta, Erzurum’daki hayat pahalılığından söz ediyor. İktisatçı değiliz ama genel geçer bir kuraldır: Bir yerde pahalılık var ise, orada ticari sirkülasyon çok fazladır. Zaten o tarihteki Erzurum’a baktığımızda bu sonuç kendiliğinden çıkıyor. Gerçi her ne kadar 1.Dünya Savaşı sonrasına rastlayan bir tarihten söz ediyorsak da Erzurum o yıllarda, jeopolitik ve stratejik açıdan çok önemli bir noktada… Başka bir cephesiyle de Erzurum, o yılların çok öncesinden başlayıp ta ki 80’li yıllara kadar devam eden zaman boyunca, ticari yönden de hep cazibe merkezi olmuş. 1980 yılında üniversite tahsiline Erzurum’da Atatürk Üniversitesi Dişçilik Fakültesi’nde başlayan Adnan Bali, daha sonra kimbilir hangi sebepten ötürü hem eğitimdeki alanını hem de eğitim gördüğü şehri değiştirmiş. Fakat o bir dönemlik eğitim hayatı sırasında, binlercesi gibi Adnan Bey de, şehrimizin artık ortak paydası olan Kızılay Başkanı Mithat Turgutcan’ın rahle-i tedrisatından geçmiş. Toplantı boyunca Mithat Başkan’a hürmet gösterip övgü dolu sözlerle hitap etmesi, O’nun sadece çok başarılı bir bankacı olmadığını, aynı zamanda vefa ehli bir insan olduğunu da gösterdi. Yarınlara dair elbette ki umudum var ve yürekten inanmaktayım ki geleceğin Erzurum’u her açıdan bugünkünden çok daha parlak olacak. Evet ne yazık ki, bugün için büyük resme baktığımızda Erzurum ekonomisine dair güllük gülistanlık bir netice çıkaramayız. Adnan Bey rakamı koydu önümüze: İş Bankası dahil Erzurum’da şubesi bulunan kaç banka varsa tamamının özet tablosu şu: Bankalar Erzurum’da, 4 milyar kredi (bireysel ve ticari) dağıtmış, buna karşılık birbuçuk milyar da mevduat toplamış. Bu kötünün iyisi… Çünkü çok değil beş on yıl önce durum tam tersiydi: Erzurum’da bankalar sadece mevduat toplar, kredi vermekte analık eli gibiydi. Bu yüzden de benzeri toplantılarda banka yöneticileri zaman zaman sert eleştirilere maruz kalırdı. Gerçi dün de Adnan Bey’in şahsında tüm bankacılar, Erzurum ticaret erbabının sitemine uğradı ama bu kez tatlı sert bir üslup vardı… ETSO Başkanı Lütfü Yücelik, gerçekten altı kalınca çizilmesi gereken şeyler söyledi. Ülke genelindeki tüm bankaların aşırı faiz geliri nedeniyle sürekli vergi rekortmeni olduklarını, faizler yükselirken verdiği kredinin faizini anında yükselttiklerini ama tersi olduğunda yani faizler düştüğünde hiçbir bankanın kredi faizinde yeniden yapılanmaya gitmediğini, kredi verirken istenilen teminat değerinin çok düşük tutulduğunu, üretimi artırmaya dönük teşvik yerine bankaların bireysel kredileri özendirdiklerini sıraladı... “İş Bankası’na haksızlık etmeyelim, İş Bankası’nın kredi toplamı içinde üretime dönük verdiği krediler, bireyselden daha fazla” diyerek, Adnan Bali’nin gönlünü almaya çalıştı; fakat söyledikleri salondan öyle güçlü bir alkış aldı ki, ticaret dünyasının ruh haline tercüman olmuştu. Lütfü Yücelik natürel bir adam; lafı eveleyip gevelemeden söylüyor. Bu yanıyla muhatabı üzerinde ciddi bir tesir oluşturuyor. İnsanlar O’nu samimi ve arka plansız buluyor... Dün bizzat müşahede ettim, Yücelik bu sözleri söylerken İş Bankası Genel Müdürü ve aynı toplantıdaki panelde konuşan iktisat hocaları başlarıyla onaylıyordu. Adnan Bey, kendi durduğu taraftan banka-müşteri ilişkisine ve haklı olarak da İş Bankası’nın dünya ölçeğinde elde ettiği başarıları sıralarken, ETSO Başkanı Yücelik, herkesin konuştuğu dille meseleyi özetledi: “Para satıyorsunuz eyvallah ama biraz merhametli olun!” Dünkü toplantının benim açımdan özel yanlarından biri de, yeni valimiz Ahmet Altıparmak’ı ilk kez dinleme fırsatı bulmamdı. Vali Bey’in konuşması nezaket icabıydı. Yani bir sunum yapmak için orada değildi. Buna rağmen besbelli ki son derece güçlü bir hafızası var ve zeki bir insan… Çünkü oradaki konuşmalardan aldığı bilgileri süzgeçten geçirdi ve Erzurum’un hem dününe, hem bugününe, hem de yarınlarına dair kısa bir potpori sundu: “Dün İpek Yolu nedeniyle son derece zengin bir ekonomiye sahip olan Erzurum bugün sahip olduğu pek çok değeriyle yarınlar için umut sunan bir şehirdir. Erzurum elindeki bu imkanlarla yine cazibe merkezi olma özelliğini sürdürüyor.” Vali Bey’in sözlerinde iki sıklet merkezi vardı: -Kış turizmi ve üniversiteler… Buradan şu sonucu çıkarmak hiç de zor değil: Ahmet Bey, Erzurum’da geçireceği görev süresinde, kış turizmine asılacak ve mevcut üniversitelerin yanına yeni üniversiteler eklemeye çalışacak… Çok iyi; çünkü en azından ne istediğini biliyor ve bir hedefi var. Canımızı acıtıyor olsa da şu bir gerçek: Erzurum, ekonomisi zayıf bir kent… İkiyüz küsur milyon dolar olan dış ticaret hacmimizin yüzde 70’ini ithalat dilimi oluşturuyor. Bu rakam, Batı illerinde sıradan bir sanayicinin tek başına yaptığı ihracatın adıdır. Dün bir defa daha öğrenmiş olduk ki, bu şehrin sıçrama yapabilmesi için dışarıdan kurtarıcı aramaktan vazgeçmesi gerekiyor. Bankalar tek başına hiçbir yerde kalkınmanın şimendiferi olmamıştır. Banka gelecek gördüğü yere yelken açar. Erzurum’un önce Türkiye’nin ve dünyanın gidişatını doğru okuması lazım… Dededen kalma ticaret anlayışıyla yarınların holdingleri kurulamıyor ne yazık ki… Öğreneceğiz… Kolay değildir Erzurum gibi şehirlerde statükoyu değiştirmek. Bir de hiç kolay değildir yukarı çıkanın ayağından çekilerek yere düşürülmek istendiği bir şehirde, büyük tacirler çıkarmak… Erzurum bugün el yordamıyla da olsa ayağa kalkmaya çalışıyor. Dün çok daha kötüydü: ‘Ört ki ölim” hepimizin sloganı olmuştu. Bugün ise ayağa kalkmak isteyenlerin sayısı, üzerine ölü toprağı serpilenlerin sayısından daha fazla… Şehrin geleceği de zaten onların omzunda yükselecek. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, bize “alın şu kadar para, ne yaparsanız yapın” demedi, diyemezdi de… Fakat O bize şehrin saklı hazinelerinden söz etti.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.