1. YAZARLAR

  2. Mehmet ŞENER

  3. Erzurum sabun köpüğü gibi eriyor…
Mehmet ŞENER

Mehmet ŞENER

Yazarın Tüm Yazıları >

Erzurum sabun köpüğü gibi eriyor…

A+A-

Erzurum, tren itmekten artık bitap düştü…

Erzurum sabun köpüğü gibi eriyor…

Nazım diyor ya, “… Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında.”

Erzurum…

 

Malum; hafif raylı sistem yeniden gündem oldu. Tıpkı miras gibi Erzurum’un evladiyelik meseleleri vardır.

Yıllar geçer, hükümetler değişir fakat o meseleler asla güncelliğini kaybetmez.

Şehir içerisine kurulması planlanan hafif raylı sistem de başlıklardan biridir.

Binali Yıldırım’ın, Ulaştırma Bakanı olduğu iki binli yılların başında ele alınmıştı. Aradan yirmi yıl geçti.

AK Parti hükümeti hiç değişmedi, ama bu sürede bilmem kaç bakan değişti.

Hafif raylı sistem, nüfusu milyonu geçen şehirler için ulaşım anlamında esaslı bir çözüm…

Konya’da, Kayseri’de, Bursa’da, Gaziantep’te var.

Erzurum’da da olsun isteniyor.

Zaman zaman Ulaştırma bakanları da basını gaza getirerek bunun müjdesini veriyor!

Pekii kazın ayağı tam olarak ne?

Hazır herkes sanki ilk kez duymuş gibi sevinmişken, araya giren karaçalı olmak istemezdim, lakin bunu da görmezden gelemezdim.

Hükümet isterse elbette yapar ve yaparken de önüne ardına bakmaz.

Tamam da ister mi?

İşte orada bir mola verelim.

Yıllar önceydi, bu mevzu gündeme geldiğinde işin uzmanları tarafından bir rapor istenmişti:

“Erzurum’a hafif raylı sistem gerekli midir gereksiz midir?”

O rapor arşivde duruyor.

Erzurum nüfusu bugünkünden daha fazla olduğu yıllardı.

Uzmanlar, “Erzurum’un mevcut nüfusu bu sistem için uygun ve sürdürülebilir değil” demişlerdi.

Geçen onca yılın ardından toplamda şehir nüfusu en az yüz bin kadar azaldı.

Yapılsa iyi olur mu? Olur… Erzurum’a yakışır mı? Yakışır…

O rapor o arşivde öylece duruyorsa…

Kimse kusura bakmasın; bu yatırımın, Erzurum adına ayakları yere basmıyor.

Siyasetçiler, bazen gönül almak ve ahaliyi sevindirmek için doğmamış çocuğa don biçerler.

Fi tarihte, “Ankara’ya deniz getireceğiz” diyenler olmuştu.

Değerli dostlar…

Erzurum, otuz yılı aşkın bir zamandan beri yakalandığı bu nüfus erozyonuna karşı esaslı tedbirler alamazsa, korkarım ki şehir iri bir kasabaya dönüşecek.

Gidenlerin çetelesini tutmaktan yorulduk artık…

Yaşlılığın birçok emaresi var.

Biri de şu:

Eğer tanıdıklarının çoğu ölmüşse, anla ki yaşlanmışsın.

Erzurum nitelikli insan göçü veriyor…

Erzurum sermaye göçü veriyor…

Erzurum’un demografik yapısı hızla dönüşüyor.

Hızlı tren, stadyum, hafif raylı sistem…

Söyler misiniz Allah aşkınıza, bu kötü gidişatın hangisine çözüm üretecek?

İçerisinde adalet tesis edemiyorsanız, dünyanın en görkemli adalet saraylarını inşa etmek nasıl beyhude bir çaba ise…

İçerisinde doktor olmayan hastaneleri kurmak da aynı şey…

Bu hafif raylı sistem meselesi bunlardan bağımsız değil.

On binler, yüz binler vagonları dolduramayacaksa eğer, o tren avara kasnak gibi dönüp durur…

Siyasetçiler bunu duymaktan hazzetmiyorlar; biliyorum…

Lakin Erzurum, sobanın yanı başındaki balmumu gibi eriyor.

Meselenin jeopolitik kısmına girmiyorum bile…

Bakın size bir örnek vereyim.

Yine yıllar öncesiydi.

Bir Alman firması Erzurum’a geldi.

Erzurum’un şehir çöplüğünü kırk dokuz yıllığına kiralayıp, geri dönüşü tesisi kuracaktı.

Firmanın görevlileri Erzurum’da haftalarca kalıp çöplük üzerinde bilimsel inceleme yaptı.

Sonuç mu?

Sonuç şu:

Almanlar, Erzurum’un çöpünü eşelemeye değer bulmadı.

Yani bu çöplük nedeniyle geri dönüşüm tesisi kurulması, iktisadi açıdan verimli olmaz deyip, çekip gittiler.

Erzurum’un bu göç sorunu, siyaset üstü bir mesele olarak görülmezse, yani bir devlet politikası haline dönüştürülmezse, korkarım ki devlet, daha çok kaçan treni arkasından sayıp durur…

Şehrin dört bir yanında Selatin camiler var.

Hangisinin cemaati vakit namazlarında iki safı geçiyor?

Vaktiyle önermiştim:

Bir. Köşk Mahallesi’nden başlayan bir gondol Palandöken’in zirvesine kadar çıksın.

İki. Hafif raylı sistem Hilalkent’ten başlayıp üniversite ve şehir hastanesinde nihayet bulsun.

Hala ikisinin de arkasındayım da…

“İşte ile” başlayan mazeretler zinciri dolanıyor ayaklarıma…

İnkar eden nankördür…

Şu son yirmi üç yılda Erzurum’a, hem merkezi hükümet eliyle hem de yerel yönetimler üzerinden muhteşem hizmetler yapıldı.

Pekii sorun nedir ki, Erzurum sabun köpüğü gibi eriyor?

Zannımca, teşhiste de tedavide de doğru yol izlenmiyor.

Ne yani, Cumhuriyet Caddesi’nden tıpkı Taksim’de olduğu gibi tramvay geçerse şehir kurtuluşa mı erecek?

Hamaset yapmak istemiyorum.

Değişmez bir hakikat olduğuna binaen tekrarlıyorum:

“Erzurum düşerse, Ankara da düşer.”

Niyet halis, gayret hayırlı…

İtirazım yok.

Belli ki izlenen yol haritasında bir sıkıntı var.

Bilmiyorum; belki de ben yanılıyorumdur.

Bu sebeple size soruyorum:

Erzurum, çok görkemli bir stadyum ve hafif raylı sistem sayesinde de mi yeniden kendi küllerinden doğacak?

Nasıl ki, önüne gelen her okulunun anlına “İmam Hatip Lisesi” tabelası çatmak maarifimizi aydınlığa çıkaramıyorsa, tek başına tren de bizi vuslata erdiremez.

Erzurum, ipi kopmuş bir tespih taneleri gibi kırk bir yana dağılıp duruyor.

Sayın vekiller…

Siz bu şehrin can çekiştiğini, günün birinde ölü bedenine dokunduğunuzda mı anlayacaksınız?

Sayın Erzurum AK Parti milletvekilleri…

Keşke “Biz filancanın arkasında sonuna kadar duracağız” deyip, bir iddia sundunuz ya…

Aynı iradeyi, “Biz bu şehri uçurumun ağzından alacağız” şeklinde de gösterseydiniz.

Göstermiyorsunuz…

Sayın vekiller yetti…

Biz trene binmek, treni itekleyenlerden olmak istemiyoruz artık…

Erzurum’un dolayısıyla da hepimizin canı fena halde yanıyor.

Artık bize tren ittirmeyin lütfen…

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.