1. YAZARLAR

  2. Mehmet ŞENER

  3. ŞER İTTİFAKI...
Mehmet ŞENER

Mehmet ŞENER

Yazarın Tüm Yazıları >

ŞER İTTİFAKI...

A+A-

Düşmanımın düşmanı benim dostumdur anlayışı, sanki de tam bugünler ve de AK Parti muarızları için söylenmiş. Misal; Doğu Perinçek’le Mümtaz’er Türkona, aynı kavşakta buluşabiliyor. Çünkü düşmanları ve düşmanlıkları müşterek! Daha düne kadar, "Türkiye için en büyük tehlike F Tipi yapılanmadır" diyen, ne kadar solcu, aşırı milliyetçi, liberal ve Kürtçü varsa bugün hepsi tek bir "düşman" için adeta kutsal ittifak yaptılar. O düşmanın kim olduğunu artık yedi düvel biliyor: Recep Tayyip Erdoğan! Baktılar ki, bu adamı seçimle yani demokratik bir yolla alaşağı etmek neredeyse imkânsız. O halde öyle bir ittifak kuralım ki, özünde kin, söyleminde düşmanlık olsun dediler. Nitekim bu uğurda bi hayli de yol aldılar. Birbirlerine gaz verip duruyorlar: Bekir Coşkun bile, öyle kaptırmış ki kendini "Tayyip’in işi bitti. Eli kulağında gitti gidecek" diye yazacak kadar gözünü karartmış. Birbirlerini alkışlayıp duruyorlar. Kim daha çok sövüyorsa, paralel medyada o kadar büyük yer buluyor kendine... Kabul edelim ki Avrupa’dan da destekçileri var. Baksanıza dünyada işlenen bu kadar insanlık suçu karşısında üç maymunu oynayan AB Parlamentosu, söz konusu paralel yapı olunca, pazar günü toplanıp kınama yayınlıyor. Kim ipliyorsa artık... Aslında cemaat filan umurlarında değil. Onların tüm hesabı, bu fırtınadan ganimet elde etmek! Adamlar Tayyip Erdoğan’ı günahları kadar sevmiyorlar. Üstüne üstlük bir de Türkiye son yıllarda boyunu aşan işlere kalkışıyor ki, hazmetmeleri mümkün değil! Çünkü onların kabul edecekleri Türkiye, Avrupa’ya ve Amerika’ya el açıp boyun eğmek zorunda... Yetmez. O Türkiye, aynı zamanda ekonomik krizler içinde boğuşmalı, siyasi buhranlara gebe kalmalı, teröre teslim olmalı, A’dan Z’ye her açıdan dışa bağımlı olmalı... Bu profilin dışına taşan bir Türkiye, önce içerideki işbirlikçilerin sonra da dışarıdaki düşmanların korkulu kâbusu olacaktır. Oldu bile... Oysa görmek istedikleri bu değil. Onların kafasındaki şablon belli: Dizlerinin üzerine düşmüş bir Türkiye... Şayet sonuç alınsaydı paralel yapı, giriştiği yargı darbesi ile tam da bunu hedeflemişti. Tayyip Erdoğan gitsin de, Türkiye yangın yerine dönerse dönsün. Sözümona ulusalcılar ısrarla duymak istemiyor ama... Adamlar defalarca söylediler. Dediler ki, "Bizim davamız o kadar büyük o kadar büyük ki, Türkiye, o büyüklüğün içinde ancak toplu iğne kadar bir hacme sahip." Yani? Yanisi şu: Yanarsa yansın! Demokratik yollarla indiremedikleri 12 yıllık iktidarı ve onun liderini şer cephesinin yapmayı hayal ettiği darbe ile devirmek istiyorlar. İşin özeti bu... Batı’daki belli çevreler artık açık açık söylüyor: "Madem seçimle olmuyor, darbe ile olsun" Hani demokrasi, nerede hukukun üstünlüğü, ya insan hakları? Kimin umurunda ki... Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta Afganistan’da, Mısır’da milyonlarca insan barbarca katledildiğinde, demokrasi ve insan hakları ne kadar umurlarında olduysa, Türkiye de o kadar umurlarında... Bu gerçeği en iyi bilen kesim paralel yapıdır. Buna rağmen onların değirmenine su taşımayı sürdürüyor. Tayyip gitsin de, kıyamet kopacaksa kopsun. Şer ittifakı olmadığı kadar azimli ve sinsi... Her yolu deniyor, her ahlaksızlığı meşru görüyor. Ayakları üzerinde emin adımlarla yürüyen bir Türkiye’yi gördükçe, öfke histerisine yakalanıp sinir krizleri geçiriyorlar. Sonra oturup serin kanlı düşünmeye çalışıyorlar: Acele etmeyelim. Önce Türkiye’nin bu gelişmesinden rahatsız olan ne kadar çevre varsa hepsiyle sağcı-solcu ayrımı yapmaksızın güçlü bir cephe oluşturalım. Ardından da o güçlü cephenin tüm silahlarını Tayyip’in ve iktidarın üstüne kusalım. Bugünkü örtülü savaşın tanımı budur. Paralel yapı ise, o cephenin en gözü kara mangasını oluşturuyor. Kurşundan asker gibi ateş hattına sür gitsin... Bereket versin ki, bu milletin çok sağlam bir muvazenesi, adil bir muhakemesi ve akı karadan ayırabilen tertemiz bir vicdanı var. Yoksa bu kadar oyun ve tuzak karşısında, hangi lider ve iktidar ayakta kalabilirdi ki... Bütün kalbimle inanıyorum: Türkiye bu kalleş tuzak ve tertiplerin hepsinin üstesinden gelecek ve yarınlara çok daha güçlü ve emin adımlarla yürüyecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.