Hangi tedbir alınırsa alınsın, paralel yapı hükümeti devirmeye, olmadı 30 Mart'ta AK Parti'ye esaslı bir darbe indirmeye yeminli... Artık bunun lamı cimi yok. Adamlar gözlerini öyle bir karatmış ki, Başbakan Erdoğan'ı güç durumlara düşürme uğruna, Türkiye'yi Suriye ile savaşa sokmayı bile planlamışlar. Yaptıkları diğer fenalıklar bunun yanında sıradan kalıyor. Bütün dert dava, Tayyip Erdoğan! O gitsin de, gerekirse Türkiye yangın yerine dönerse dönsün... Kinleri imanlarını karartmış. Gece gündüz dua ediyorlar ki, seçimden önce PKK yeniden silaha sarılsın, ülke bir kez daha kan gölüne dönsün. Artık anlaşılmayan bir husus kalmadı. Seçim akşamına kadar Türkiye, her türlü kirli operasyona hazırlıklı olmalı. Baksanıza... "Ölmek var, bu karanlık yoldan dönmek yok" diyorlar; hatta demekle de kalmayıp her fırsatta; kardeşliği, huzuru, istikrarı ve düzeni bozmak için hamle üstüne hamle yapıyorlar. En son hamleyi Erzurum'da denediler. Geçen hafta sonu BDP'nin Erzurum'daki seçim bürosunun camı çerçevesi al aşağı edildi. Polis araştırıyor; kim yaptı, muratları neydi? Bulunacağını zannetmiyorum. Çünkü bu türden saldırılar, spontane gelişen marjinal eylemler değildir. Birileri ( paralel yapı) oturur hesap kitap yapar; böyle bir saldırının getirisi nedir? BDP, Erzurum'da üçüncü parti... Bazı ilçelerde MHP'den çok önde, bir iki yerde de AK Parti'den... MHP'nin BDP binasına saldırma ihtimali neredeyse sıfırdır. Sebebi çok açık: MHP bilmektedir ki bu türden bir eylemin faili olarak, önce kendisi hedef alınacaktır. Bu gerçek ortada iken MHP'nin, BDP'ye saldırması ne siyaset stratejisiyle ne de akılla izah olunamaz. Kaldı ki, MHP'nin kimseye saldırma gibi bir politikası da, amacı da yok. Devlet Bahçeli her fırsatta bunun altını kalınca çiziyor ve "... sokak karanlıktır, sokak tuzaktır; sokaktan uzak durun" diyor. CHP'yi de geçelim... Pekii BDP'nin camını çerçevesini kim aşağı indirmiş olabilir ve almamızı istedikleri mesaj nedir? Eskiden buna benzer işler, devletin içinde hukuk dışına kaymış ekipler tarafından yapılırdı. O, artık tarih oldu. Şimdi biliyoruz ki o ekiplerin yerini paralel yapı aldı. Erzurum'un güney ilçelerinde, AK Parti ile BDP arasında kıyasıya bir yarış var. Bir çok yerde AK Parti uzak ara önde görünmesine rağmen misal; Karayazı, Tekman, Karaçoban ve Çat'ta BDP ipi önde göğüsleyecek gibi... Birileri istiyor ki bu hava daha kalıcı olsun ve seçim sonucuna yansısın. Şayet BDP seçim bürolarına saldırılar artarsa, BDP seçmeni birbirine daha kenetlenir ve AK Parti'ye karşı daha keskin bir pozisyon alır. Hesap bu... AK Parti'nin kaybedeceği her il ve ilçe, rakip partilerin hanesinden önce paralel yapının zafer karnesine yazılacaktır. Tutunuz ki MHP niyeti bozdu... Yine BDP'ye saldırmaz. Çünkü şehir merkezinde MHP zaten BDP'den önde, güneyde de iddialı değil. O halde... Evet geriye bir tek ihtimal kalıyor. O da BDP bürolarına AK Partililer saldırmış olabilir. Paralel yapının doğurmak istediği algı tam da budur... Diyecekler ki, "bakın AKP güneyde seçimi kazanamayacağını anlayınca BDP'lilere saldırmaya başladı" Böylelikle BDP'yi benimseyen ama seçimde AK Parti'ye oy vermek isteyen Kürt vatandaşlarımızın akılları çelinmek isteniyor. Diyorlar ki, "siz AK Parti diyorsunuz ama görün işte AKP size nasıl saldırıyor." Bu son derece sığ ve basit bir numara... Türkiye'de yaşı 40'ın üzerinde olan her seçmen, ülke tarihinin buna benzer milyonlarca oyunlarla dolu olduğunu bilir. Kimse yutmaz yani... Gençler hedef alınıyor, fakat gençler de artık neyin ne olduğunun farkında... Bu durumda bir kez daha soralım: BDP il teşkilatının camını çerçevesini kim al aşağı etti? a- Bizzat devlet... b- AK Parti... c- BDP... d- Paralel yapı Sizi bilmem, benim cevabım (d) şıkkıdır. Çünkü böyle düşünmemi gerektiren onlarca neden var. Sırf hükümet düşsün, AK Parti gitsin diye Türkiye'yi harbe sokacak kadar çıldırmış olan bir anlayış için bu türden eylemler çerez hükmündedir. Erzurum'da Kürt vatandaşlarımızı AK Parti'ye karşı kışkırtmak için birçok eylemin yanısıra, bir de BDP bürolarına saldırı yapılabilir. Başka? Onları da seçim yaklaştıkça göreceğiz.