1. HABERLER

  2. GENEL

  3. Başbakan Yıldırım, çok sert çıktı! 'Bu mudur insanlık?'
Başbakan Yıldırım, çok sert çıktı! 'Bu mudur insanlık?'

Başbakan Yıldırım, çok sert çıktı! 'Bu mudur insanlık?'

Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul'da öğretmenlerle buluştuğu toplantıda konuştu.

A+A-

Erzurum Güncel- 

Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'de terörü sona  erdirmenin yolunun, milli ve manevi değerlere sahip nesillerin yetişmesi olduğunu  belirterek, "Bizim hassas olduğumuz 3 tane kırmızı çizgimiz var. Birincisi  bölgesel milliyetçiliğe karşı olmak, ikincisi mezhepsel, dini milliyetçiliğe  karşı olmak ve üçüncüsü de etnik milliyetçiliğe karşı olmak. Farklı farklı  olabiliriz, kimimiz Kürt, kimimiz Türk, kimimiz Arap, Türkmen, ne olursak olalım,  bizi birleştiren ay yıldızlı bayrağımızdır, 780 bin kilometrekare vatan  toprağımızdır, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'mizdir, 81 milyon vatan evladı,  milletimizdir. Bunlar bizim birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi  sağlayan en önemli, olmazsa olmaz özelliğimizdir." dedi. 

Başbakan Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım'ın ev sahipliğinde  Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla akşam  yemeği düzenlendi. Yıldırım, yemekte yaptığı konuşmada, Türkiye'nin aydınlık  yarınlarını ve geleceğini inşa edecek gençleri yetiştiren öğretmenlerle bir arada  olmaktan eşi Semiha Yıldırım ile mutluluk duyduklarını dile getirdi.

24 Kasım Öğretmenler Günü'nü tebrik eden Yıldırım, bugünün, Millet  Mekteplerinin açıldığı, Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de  başöğretmenliği kabul ettiği günün yıl dönümü olduğuna işaret etti. O günlerden  bugünlere gelirken, nice nesillerin geçtiğini belirten Yıldırım, "Hepsinde de siz  öğretmenlerimizin emeği var, alın teri var, akıl teri var. Her dönemde  çocuklarımız, gençlerimiz sizleri kendilerine örnek aldılar. Sizler, bilginin  sürekli geliştiği günümüzde, kendinizi yenileyerek değişime ve gelişmeye öncülük  ettiniz, öncülük etmeye devam ediyorsunuz. Hiçbir meslek yok ki hayatımızda  öğretmenlik kadar yer etmiş, iz bırakmış olmasın. Her şeyi, herkesi unutsak bile  öğretmenlerimizi asla unutmuyoruz." şeklinde konuştu.

 

Bugün hangi makamda olurlarsa olsunlar daima öğretmenleri sevgi, saygı  ve güzel hatıralarla andıklarını vurgulayan Yıldırım, kendisinin de üzerinde  emeği bulunan bütün öğretmenlerine bugün vesilesiyle şükranlarını sunarak  ellerinden öptüğünü ifade etti.

 

Böyle ulvi bir görevi azim, gayret ve büyük fedakarlıklarla  yürüttükleri için tüm öğretmenlere şükranlarını sunan Başbakan Yıldırım, bugün  Ankara'da da 81 ilden gelen öğretmenlerle bir araya geldiklerini hatırlattı.

 

"Türkiye, yeryüzünün umududur"

 

Edebiyatçı yazar Nuri Pakdil'in, Türkiye'nin bir adının da umut  olduğunu ifade ettiğini aktaran Yıldırım, şunları söyledi:

 

"Türkiye, yeryüzünün umududur. Türkiye, bölgedeki mazlum ve masum  insanların umududur. Haksızlık karşısında herkes sussa da Türkiye susmuyor,  susmayacak. Öğretmenlerimizden bu ülkenin çocuklarına, Türkiye'nin yeryüzündeki  mazlumlar ve bütün insanlık için ne anlama geldiğini özellikle anlatmanızı  istiyorum. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk ve aziz Türk milleti, sadece bizim  istiklalimizin öncüsü değil, aynı zamanda mazlum milletlerin de ilham kaynağıdır.  Ülkemizin gidişatı için kimsenin en ufak bir endişesi olmasın. Türkiye emin  ellerdedir, doğru istikamettedir."

 

21. yüzyılın dünyasında gelişmenin, kalkınmanın, küresel rekabette  başarılı olmanın yegane yolunun, eğitim ve bilgiden geçtiğinin altını çizen  Yıldırım, bugün bilgiye sahip olan, bilgiyi kullanan ve bilgiyi katma değere  dönüştüren ülkelerin yol aldığını, bundan mahrum olan ülkelerin ise yarış dışı  kaldığını vurguladı.

 

"Geleceğimizi gençlere emanet edeceğiz"

 

Çocukları hızla değişen dünyaya uyumlu hale getirecek bilgi, donanım  ve açık fikirli bireyler olarak yetiştirmenin öğretmenlerin elinde olduğunu  belirten Yıldırım, "Bu, hayati derecede önemli bir meseledir çünkü biz  geleceğimizi gençlere emanet edeceğiz. Gençlerimiz geleceğimizdir. Bugün onların  nüfusu ülkemizin nüfusunun yüzde 100'ünü oluşturmuyor ama gelecekte yüzde 100'ü  onlardan oluşacak. İşte 2002'den bugüne bu şuurla hareket ettik, yeni  nesillerimizi, yavrularımızı geleceğe en iyi şekilde hazırlamak için büyük  çabalar sarf ettik." ifadelerini kullandı.

 

Hükümet olarak bütçede en büyük payı 2002'den beri hep eğitime  ayırdıklarını vurgulayan Yıldırım, "2002'de 11 milyar lira olan Milli Eğitim  bütçesi, geçtiğimiz yıl, yani bu içinde bulunduğumuz yıl, 122 milyar, önümüzdeki  yıl 134 milyar seviyesine çıktı. Neredeyse 12 kat artıştan bahsediyoruz." dedi.

 

Zorunlu eğitimin 12 yıla çıktığını, yeni bir müfredatın oluştuğunu,  farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açan düzenlemelerin hayata geçirildiğini  anlatan Yıldırım, okullarda Kur'an ve siyer derslerinin de verilmeye başlandığını  ifade ederek, şöyle konuştu:

 

"Türkiye'de terörü sona erdirmenin yolu, milli ve manevi değerlere  sahip nesillerin yetişmesidir. Bizim hassas olduğumuz 3 tane kırmızı çizgimiz  var. Birincisi bölgesel milliyetçiliğe karşı olmak, ikincisi mezhepsel, dini  milliyetçiliğe karşı olmak ve üçüncüsü de etnik milliyetçiliğe karşı olmak.  Farklı farklı olabiliriz, kimimiz Kürt, kimimiz Türk, kimimiz Arap, Türkmen, ne  olursak olalım, bizi birleştiren ay yıldızlı bayrağımızdır, 780 bin kilometrekare  vatan toprağımızdır, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'mizdir, 81 milyon vatan evladı,  milletimizdir. Bunlar bizim birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi  sağlayan en önemli, olmazsa olmaz özelliğimizdir."

 

"Eğitimde fırsat eşitliğini her zaman önemsedik"

 

Başbakan Yıldırım, geçen 15 yılda eğitimin fiziki altyapısını  güçlendirmek adına önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini, 300 bine yakın yeni  dersliği eğitim camiasına kazandırdıklarını, derslik başına düşen öğrenci  sayısında iyiye gittiklerini vurguladı.

 

2019 yılı sonunda büyük bir engel olmazsa tekli öğretime geçilmiş  olacağını belirten Yıldırım, şunları kaydetti:

 

"Üniversiteye girişteki okul katkı puanlarını bildiğiniz gibi  kaldırdık. Meslek liselerinde uygulanan farklı katsayı adaletsizliğine son  verdik. Eğitimde fırsat eşitliğini her zaman önemsedik. Bugüne kadar 3 milyar  civarında ders kitabını öğrencilerimize ders yılı başında ücretsiz dağıttık.  Bunları bizim öğrencilik yıllarımızda hayal bile edemezdik. Ortaokula  başladığımız 67 senesinde ihtiyacımız olan kitapların tamamını temin edinceye  kadar sene biterdi. Hiçbir zaman bütün kitapları aynı anda temin etmemiz mümkün  değildi. Bugün çok şükür öğrencilerimiz kitaplarını masalarının üzerinde buluyor  ve ilk günden eğitime hazır olarak okullarına başlıyorlar. Eğitimde teknolojiyi  de ıskalamadık. Bilişim sınıfları, etkileşimli tahta, tablet bilgisayarlar, geniş  bant internet bağlantıları, Fatih Projesi modern eğitim araçlarının önde gelen  hizmetleridir ve bunları öğrencilerimizle siz değerli öğretmenlerimizle  buluşturduk. Sizleri perişan eden o tebeşirli kara tahtadan şimdi akıllı tahtaya  geçiş yaptık. Artık okullarımızda internete bağlanan, dijital dev ekranlara sahip  tahtalarımız var."

 

Başbakan Binali Yıldırım, Mısır'da camiye yönelik  saldırıya ilişkin, "Sözde İslam'ı temsil ediyor ama insanları gözünü kırpmadan  öldürmekten geri durmuyor. Bugün yine Mısır'da bir camide Mevla'sına, Yaradan'ına  dua ederken, namaz kılarken insanların üzerine silahlarla, bombalarla  saldırdılar, 235 masum insan hayatını kaybetti, yüzlece yaralı. Bu mudur  İslamiyet? Bu mudur insanlık?" dedi. 

 

Yıldırım, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla eşi Semiha Yıldırım  ile birlikte öğretmenler için verdiği yemekteki konuşmasında, İstanbul’da 32 bin  614 yeni derslik yapıldığını, derslik başına düşen öğrenci sayısının da ilk  öğretimde 56'dan 32'ye, orta öğretimde 34'ten 25'e indirdiklerini söyledi.

 

İstanbul'da daha yapacak işleri olduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle  devam etti:

 

'2002 yılı öncesi resmi ve özel okul sayısı İstanbul'da toplam 2 bin  561'di. Bugün İstanbul'da 6 bin 780 okulumuz var. Bunların bir kısmı resmi  okullar, bin 779'dan 3 bin 426'ya yükseldi. Öğretmen sayımız 2002'de İstanbul'da  66 bin civarındayken bugün 158 bin öğretmenimiz görev yapıyor. Bu öğretmenlerimiz  İstanbul'da resmi ve özel okullarda yaklaşık 3 milyon 50 bin öğrencimizi  yarınlara hazırlıyor. Net okullaşma oranı ilk öğretimde yüzde 97, orta öğretimde  yüzde 86'ya ulaşmış durumda.'

 

Yıldırım, İstanbul'daki okullarda Fatih Projesi kapsamında 170 bin  tablet bilgisayar, 48 bin 500 etkileşimli tahta, 2 bin 735 çok fonksiyonlu  yazıcıyı öğretmenlerin kullanımına verdiklerini, 455 milyon ders kitabını  ücretsiz olarak dağıttıklarını anlattı.

 

Öğretmenlere seslenen Yıldırım, “Bizler, eğitime olan yatırımın  ülkenin geleceğine yapılan yatırım olduğunun farkındayız. Biliyoruz ki  çocuklarımız her yönüyle gelişmiş, okuyan, düşünen, sorgulayan, uygulayan ve  sonuçlandıran öz güveni yüksek bireyler olarak yetişmeli ve bunun sağlanmasında  da en büyük payı, en büyük rolü siz öğretmenlerimiz göstermektedir. Ne kadar  okul, ne kadar derslik yaparsak yapalım, en son teknolojilerle de sınıflarımızı  donatalım eğer öğretmenlerimiz olmazsa bunlar hiçbir işe yaramaz." İfadelerini  kullandı.

 

Yıldırım, "İnsanı yücelt ki devlet yücelsin. İnsanı yaşat ki devlet  yaşasın." dediklerini belirterek, öğretmenlerin geleceğin inşa edilmesinde çok  büyük görev yaptığını kaydetti.

 

Öğretmenlerin bugüne kadar tahtaya yazdığı her harf, deftere düştüğü  her notun, Türkiye'nin geleceğine bir değer kattığını vurgulayan Yıldırım,  sınıflarda ve okullarda yankılanan her sesin, yarınlarda yankı bulmaya devam  ettiğini söyledi.

 

Yıldırım, kara tahtaya yazılanları okumuş, öğrendiklerini bir bir  deftere yazmış küçük bir öğrenciyken öğrendiklerinin, aldığı sorumluluklar,  yürüttüğü görevlerde en değerli hazinesi olduğunu kaydetti.

 

"Baş aktör daima siz öğretmenlersiniz"

 

Başbakan Binali Yıldırım, eğitimde çağı yakalamamış milletlerin  gelişemeyeceğini, geleceğin dünyasında yarışta geride kalacağını dile getirerek,  şöyle konuştu:

 

"İşte bu yüzden ülkemizin yarınları ve gelecek nesillerimiz adına umut  bağladığımız asıl güç öğretmenlerimizdir, sizlersiniz. Biliyorum ki çocuklarımıza  tarihimizi, milli değerlerimizi, kültürümüzü öğretmek konusunda  titizleniyorsunuz. Çocuklarımız eleştirel düşünme, karşılaştıkları gelişmeleri  çok yönlü olarak değerlendirebilme becerisini, sizin verdiğiniz eğitimle  kazanıyor. Her farklı düşüncenin, bize zenginlik kattığını sizin telkinlerinizle  idrak ediyorlar. Sizlerin toleranslı, müsamahalı tavrı ve örnek davranışınız,  çocuklarımızın gelecek davranışlarına da yaşam tarzlarına da büyük oranda etki  ediyor. Çocuklarımız sizin rehberliğinizde hem evrensel olanı hem de yerel olanı  birlikte öğreniyor. Her evlat birdir, biriciktir. Her çocuk keşfedilmeyi bekleyen  bir evrendir. Çocuklarımızın ilgi ve yeteneklerinin keşfedilmesinde en büyük  görev sizlere düşüyor. Baş aktör daima siz öğretmenlersiniz. Çocuklarımızın  hayatında önemli rolleri siz oynuyorsunuz. Bunun bilincinde olduğunuzu ve  göreviniz bu titizlikle, bu fedakarlıkla yerine getirdiğinizi biliyorum."

 

"Terörle mücadele kararlılıkla devam edecek"

 

Başbakan Binali Yıldırım, ülkenin her evladının kendileri için aziz  bir emanet olduğunu, hiç bir çocuğu kaybetmek istemediklerini belirterek, "2 yıl  önce terörle mücadelede terör örgütlerinin kandırarak, aldatarak dağa çıkardığı  çocuk sayısı, genç sayısı 600'lerdeyken bu sene içerisinde bu sayı 5'e inmiştir.  Allah’a şükür, artık gençlerimiz geleceğini dağda değil, hayalleriyle gelecekte  arıyorlar."

 

Ülkenin birliği, beraberliği, milletin huzuru ve barışı için terörle  mücadelenin kararlılıkla devam edeceğini ifade eden Yıldırım, sadece bir değil,  Türkiye’nin aynı anda 3 terör örgütüyle mücadele veren ülke olduğunu anlattı.

 

Bir yandan bölücü terör örgütüyle mücadele verildiğini anlatan  Yıldırım, "Diğer yandan DEAŞ, diye bir sapık örgüt. Sözde İslam’ı temsil ediyor  ama insanları gözünü kırpmadan öldürmekten geri durmuyor. Bugün yine Mısır’da bir  camide Mevla'sına, Yaradan'ına dua ederken, namaz kılarken insanların üzerine  silahlarla, bombalarla saldırdılar 235 masum insan hayatını kaybetti, yüzlerce  yaralı. Bu mudur İslamiyet? Bu mudur insanlık?" diye konuştu.

 

Yıldırım, bu olayda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi,  Atatürk ve bütün şehitleri de rahmetle, şükranla ve minnetle andı, gazilere de  uzun ömürler temennisinde bulundu.

 

Yıldırım, 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminde şehit olan öğretmenler ve  öğretim görevlilerine de Allah'tan rahmet, gazilere de hayırlı uzun ömürler  diledi.

 

Başbakan Binali Yıldırım, "Hedefimiz Gazi Mustafa  Kemal Atatürk'ün bize işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine emin adımlarla  yürümektir. O hedefler nedir? Dünyanın parmakla gösterilen ülkeleri arasına  ülkemizi dahil etmektir." dedi. 

 

Başbakan Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım'ın ev sahipliğinde  Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla akşam  yemeği düzenlendi.

 

Yemekte konuşan Yıldırım, Türkiye'nin yarınının bugününden daha güzel  olacağını vurgulayarak, şöyle konuştu:

 

"Bu bakımdan hedefimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize işaret  ettiği muasır medeniyetler seviyesine emin adımlarla yürümektir. O hedefler  nedir? Dünyanın parmakla gösterilen ülkeleri arasına ülkemizi dahil etmektir.  Bunun için gece gündüz demeden çalışıyor, gayret ediyoruz, milletimizin yüzünü  güldürmek için ve ay yıldızlı bayrağımızı dalgalandırmak için elimizden gelen  bütün gayreti hep beraber gösteriyoruz. Sizler, Anadolu'nun her köşesinde  yavrularımızı geleceğe hazırlamak için her türlü fedakarlığa katlanarak hizmet  ediyorsunuz. Bizler aynı şekilde en doğusundan en batısına en kuzeyinden en  güneyine kadar ülkenin mamur hale getirilmesi ve gerek üretimde gerek istihdamda  gerekse bütün altyapı hizmetlerinde milletimizin hak ettiği gelişmelerin  sağlanması için büyük gayret gösteriyoruz."

 

Gazeteci Abbas Güçlü'nün toplantıdaki konuşmasına değinen Yıldırım,  onun eğitim konusundaki düşüncelerini dikkatle izlediklerini belirterek, "Bir de  söz verdi size herhalde, bu göreve gelince bu sözü yerine getirir." şeklinde  espri yaptı.

 

Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

 

"Tabii ki elimizdeki imkanlar geliştikçe öğretmenlerimize de bu  imkanların en fazlasını veririz, vermeye de kararlıyız. Şöyle hatırlatmak  istiyorum, sizler daha iyi biliyorsunuz, 15 yıl önce özlük haklarımızla bugünü  kıyaslarsak önemli ölçüde iyileşme oldu ve bunun daha da iyi bir duruma  gitmesinin yolu nedir? Daha fazla üretmek, daha fazla refahı artırmak ve bu  refahtan herkesin daha fazla pay almasıdır. Bunun için ülkemizde istikrarın,  güvenin muhafaza edilmesi esastır. Hatırlayın Türkiye, son 50 yılda güçlü  iktidarlar döneminde büyümeyi sürdürmüş ama diğer zayıf iktidarlar döneminde  bütün kazanımlarını elden çıkarmıştır. 50'li yıllar Türkiye'nin kalkındığı,  büyüdüğü yıllardır. 70'li yıllar, 60'lı yıllar kaybettiği yıllardır. 80'li yıllar  yine kazandığı, 90'lı yıllar kaybettiği yıllardır. Böyle inişli çıkışlı 2000 ve  daha sonrası Türkiye kazandığı yıllar olmuştur."

 

Türkiye'nin sadece kendi geleceği için, milletinin refah ve mutluluğu  için değil aynı zamanda bölgenin geleceği açısından da güçlü olması gerektiğini  vurgulayan Yıldırım, "Onun için daha çok çalışacağız, birbirimizi daha çok  seveceğiz. Farklılıklarımızın ayrıştıran değil bizleri barıştıran, kucaklayan  değerler olduğunu unutmayacağız. Saçlarımızın renkleri farklı olabilir,  gözlerimizin rengi farklı olabilir, tenlerimizin rengi farklı olabilir ama  gözlerimizden düşen damlaların rengi hep aynıdır. Onun için tasada da sevinçte de  bir olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, birlikte Türkiye olacağız."  ifadelerini kullandı.

 

Eğitimde altyapıyı, fiziki imkanları iyileştirmenin yetmeyeceğini,  müfredatın ve içeriğin de geliştirilmesi gerektiğini aktaran Yıldırım, bunun da  insanla mümkün olabileceğini, öğretmenlere çok büyük görev düştüğünü kaydetti.

 

Öğretmenlerin, üzerlerinde büyük emeği olduğunu kaydeden Yıldırım,  "Okuluna namusu gibi sahip çıkan, yıkılan bahçe duvarını onaran, bahçesine  çiçekler eken, duvarlarını süsleyen bütün öğretmenlerimize huzurlarınızda  teşekkür ediyorum. Emekli olup da kalbi hala okullarında atan öğretmenlerimize  hürmetlerimizi sunuyor, ellerinden öpüyorum. Göreve yeni başlayan genç  arkadaşlarımıza, çıktıkları bu uzun ve meşakkatli yolculukta en derin başarılar  diliyorum. Okul sınıflarından kötülüğü defeden, iyilik tohumları eken ve  yarınları sevgiyle inşa eden öğretmenlerimiz, iyi ki varsınız. 24 Kasım 1928'de  Başöğretmen unvanını alan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını,  bütün şehitlerimizi, 15 Temmuz şehitlerimizi huzurlarınızda rahmetle, şükranla  yad ediyorum. Mekanları cennet olsun." dedi.

 

"Şehit öğretmenlerimizin emaneti bizim emanetimizdir"

 

Hayatlarını kaybeden öğretmenlere Allah'tan rahmet dileyen Yıldırım,  "Terör nedeniyle şehit olan bütün öğretmenlerimizin emaneti bizim emanetimizdir.  Onların bıraktığı bu emanete sizlerle birlikte el ele vererek sahip çıkmaya devam  edeceğiz. Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği siz değerli öğretmenlerimizin, her  zaman yanında olmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

 

Eşi Semiha Yıldırım'ın ve kendisinin öğretmenlerinin isimlerini  sayarak "hoş geldiniz" diyen Yıldırım, yemekte 15 Temmuz darbe girişimi sırasında  şehit düşen Prof. Dr. İlhan Varank'ın eşi Saadet Varank'ın da bulunduğunu  belirtti.

 

Yıldırım, öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutlayarak  konuşmasını tamamladı.

 

Notlar

 

Başbakan Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım, Başbakan Yıldırım'ın  öğretmenleri Mehmet Özdil, Rauf Sümbül, Yılmaz Er, 15 Temmuz şehidi Prof. Dr.  İlhan Varank'ın öğretmen eşi Saadet Varank ve Semiha Yıldırım'ın öğretmeni Şaban  Sezen ile oturdu.

 

Programda, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, Müsteşar  Yardımcısı Ferda Yıldırım, Müsteşar Yardımcısı Muammer Yıldız ve eşi Sara Yıldız,  İstanbul Valisi Vasip Şahin ile eşi Şeyma Şahin, İstanbul Milli Eğitim Müdürü  Ömer Faruk Yelkenci ve öğretmenler yer aldı.

 

Çekmeköy Öğretmen Semiha Yıldırım İlkokulu öğretmenlerinden Emel Eylem  Gençoğlu'nun öğretmenler adına konuşma yaptığı programda, Semiha Yıldırım'ın da  öğretmeni olan emekli edebiyat öğretmeni Şaban Sezen öğretmenle ilgili şiir  okudu.

 

Binali Yıldırım'ın fizik öğretmeni Mehmet Özdil ise öğretmenler gününü  kutlayarak, "Kasımpaşa Lisesi fizik öğretmeni meşhur 'Drakula', o benim.  Edebiyatçı değilim, çok güzel konuşmayı beceremem, Gazi Mustafa Kemal'in bize  bıraktığı mükemmel gün için ona dua edelim, ülkemiz için bugünleri hiç  unutmayalım. Öğrenci bizim her şeyimiz ve işlendiği zaman her yere gelir. Günümüz  kutlu olsun. teşekkür ediyorum." diye konuştu.

 

Yazar Abbas Güçlü de Binali Yıldırım'ın yatırım ve manevi açıdan  eğitimi desteklediğini belirterek, bunun çok iyi değerlendirip eğitimin  sorunlarının çözülmesi gerektiğini dile getirdi.

 

Programda, öğretmenlerden oluşan Milli Eğitim Bakanlığı Türk Halk  Müziği Korosu da bir konser verdi.

 

Başbakan Yıldırım ile eşi Semiha Yıldırım'a bir hediye sunuldu.   Semiha Yıldırım, konuklara katılımlarından dolayı teşekkür ederek, "Gününüz,  günümüz kutlu olsun." dedi.

 

Programın sonunda Yıldırım çifti, katılımcılarla fotoğraf çektirdi.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.